29 / 09 / 2024

Zenginler köşk değil sanat eseri alıyor

Zenginler köşk değil sanat eseri alıyor

Ünlü müzayedeci Rafi Portakal sanatla ekonominin ayrılmaz ikili olduğunu savunuyor. Türkiye'deki zenginlerin sanata ilgisinin büyüyen ekonomiyle birlikte arttığını söyleyen Portakal, piyasanın 300 milyon $'a ulaştığını t




Önümüzdeki günlerde müzayedeler ardı ardına başlıyor. Son zamanlarda sanata, özellikle tablolara olan ilgi artmış durumda. Araba hatta ev fiyatına satılan tablolar hepimizin dikkatini çekiyor. Biz de bu konunun derinine inmek üzere bir uzmanın görüşlerini alalım dedik ve Rafi Portakal'ın kapısını çaldık. "Ekonomi ve sanat doğduğundan beri ayrılmaz bir ikilidir" diye konuya giren Portakal, "Mezopotamya'daki krallar döneminden günümüze kadar, o günün iktidarı da bugünün iktidarı da şüphesiz büyük işadamlarıdır. Onların elindeki imkan, yönlendirme kudreti, sanatla çok iç içedir. Bu konudaki çarpıcı örneklerden biri Ortaçağ'daki Medici Ailesi'dir. İtalyanlar'ın 500 yıla yakın bir geçmişleri varsa o da Medici ailesinin sanata olan tutkusundadır" diye sözlerini sürdürüyor.

Günümüzde sanat eserine bakış nasıl Günümüz insanı biliyor ki, büyük koleksiyon sahibi olursa, bir müze açabilir, ufak koleksiyonları bir müzeye bağışlayabilir, şartlar koyarak isminin sürekli anılmasını sağlayabilir.

Fiyatın gereğinden fazla arttığı oluyor mu Buna şişkinlik diyoruz. Bunun sonu mutlaka durgunluk ve düşüştür. O yüzden çok süratli yükselen fiyatlar çok sağlıklı bir piyasaya işaret etmez. Bu özellikle ülkemizde hissiyat meselesidir. Kimin ne için ve ne kadar aldığını bilmek gerekir.

FİYATLARDA ŞİŞKİNLİK
Türkiye'de şişkinlik döneminde miyiz Özellikle oryantalist tablolarda şişkinlik yaşandı ve kendisini düşüşe bıraktı. Daha önce tuğralı gümüşlerde büyük bir şişkinlik yaşandı. Tüm dünyadaki sanat piyasalarında çağdaş eserlerde büyük fiyat artışları veya büyük düşüşler yaşandı. Önümüzdeki yıl bunu daha net göreceğiz.

Çağdaş ressamlarda şişkinlik gördük sanırım, bazı eserler 20 misline kadar satıldı. Bunlar mutlak değerler midir Yanlış bir algı var. 'X' ressamın bütün eserleri aynı dönemde yapılmış aynı boyutta yapılmış olsa dahi; bu araba değil ki aynı fiyatı etsin. Çok başarılısı, daha az başarılısı var. Ben beğenirim, sen beğenmezsin. Veya müzayede ortamında psikolojik ve ekonomik sebeplerden dolayı iki ayrı koleksiyoner bir eser için yarışıp eserin fiyatını aşırı yükseltebilir. O anda oluşan fiyat o eserin mutlak fiyatı demek değildir.

Sanattaki ince çizgi nedir Müzayedelerde satılan eserlerin hepsi gerçek sanat eseri mi Sanatta geçmişteki kültürleri günümüze realize edip modern şekilde sunmak da var. Ancak Sultan portrelerini, Tuğra'ları fazlasıyla öne çıkarıp, kolay beğeni kazanıp, gerçek sanat eseri yaratamamak da var. Bu gerçekten çok ince bir çizgi. Maalesef hak edilmeyen şöhretler oluyor. Yarın onlar elden çıkartılmaya çalışıldığında, gerçekler ortaya çıkacak. Bu sanatı teşvik edici olmuyor. Yazık oluyor.

Sanat piyasası kaç alıcının etrafında dönüyor Başrol oyuncuları 20-25 kişiyi, sürekli müdavimler ise 250-300 kişiyi geçmez.

PİYASA 300 MİLYON DOLAR
Başrol oyuncusu nasıl olunur Bana sorarsanız başrol oyuncusu önemli eserleri alan koleksiyonerdir. Adet ikinci planda. Neyi seviyorsa, iyisini seçebiliyorsa, neyin çabuk bulunacağını bilip frene basıyorsa, neyin çok nadir olduğunu bilip devam etmesini biliyorsa, o bilinçli bir koleksiyonerdir.

Peki koleksiyoner kime denir. Son zamanlarda Cem Yılmaz'ı müzayedelerde sık görüyoruz. O mesela öyle mi Cem Yılmaz'ın koleksiyon yapıp yapmadığını bilmiyorum. Ancak koleksiyoner diyebilmek için bir disiplin içinde, süreklilik göstermesi gerekir.

Yeni zenginlerin sanata ilgisi var mı Var ve daha da olacak. Yeni zenginin sanata ilgisi büyük; ev, araba yerine sanata yatırım yaptığını görüyorum. Tam olarak kalıcı olmaları sebat etmeleri her beğendiklerini almamaları gerekir. Sonra hayal kırıklığına uğrarlar. Çok görerek çok sorarak, zaman ve emek harcayarak yapacaklar bu işi. Örneğin Mustafa Taviloğlu, "Ben çok emek sarf ettim" der. O gözünü eğitmiştir. Çünkü onun işi değil bu, o tekstilci.

Türkiye'deki eserlerin cirosu ne kadar El değiştiren bütün sanat piyasası 250 - 300 milyon dolar civarında olması lazım.

En'leri ile sanat
Bugüne kadar satılan en pahalı sanat eseri: Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi... Son satılan en pahalı eseri: Burhan Doğançay'ın Mavi Senfoni'si... Türkiye'deki toplam 15 bin eser 250-300 milyon $ civarında... Şu sıralar en çok ilgi gören sanat eseri: Tablo, Hat, Tombak En çok el değiştiren sanat eseri: tablo Bir eserin iyi bir yatırım aracı olması için gereken şart: Yakın gelecekte rağbet göreceğini sezebilmektir...


Dünyanın en ünlü koleksiyonerleri
Rafi Portakal, ünlü koleksiyonerleri şöyle anlatıyor: "Cengiz Çetindoğan yakında bir müze açacak. Nezih Barut, Erdoğan Demirören var. Erdoğan Bey bunların içinde bir yıldızdır. 30-40 yılı aşkın süredir eser topluyor. Sebat etti, her şeyin iyisini topladı ve birçok koleksiyonu var. Koleksiyoner ruhu var. Bir şeyi kafaya takar onu kovalar ve ona sahip olur. Oya-Bülent Eczacıbaşı, Can Elgiz, Fusun-Faruk Eczacıbaşı, Can Has, Mustafa Taviloğlu, İbrahim İper ve şimdilik bir müze projesi olmayan, az sayıda ama çok seçkin eserleriyle Fatih Karamancı, tombak eserleriyle Nesrin Esirtgen... Dünyada ise tanınmış koleksiyonerler Estee Lauder'in oğlu Ronald S. Lauder. Şu anda yaşayan en önemli koleksiyoner ve bir eseri korkunç bir paraya alıp ardından 'sonra' diyor. O zamana kadar uyuyamıyor alıyor ve 'Ben ne yaptım şimdi, birazcık kendimi kontrol edeyim' diyeceğine, 'Şimdi ne alabilirim' diyor. Onun dışında ise Francois Pinault, Charles Saatchi, Nahmad Ailesi ve diğerleri..."

"Yüzde 18 KDV, sanat eserlerinden kalkmalı"
Portakal; "Sanat eserlerinden yüzde 18 KDV alınıyor. 250 kişi var diyorum ya, elbette ki çok daha fazla ama sürekliliği olmayan alıcılar var. Ben sürekli alışveriş edenlerden bahsediyorum. Her evin içinde sanat eseri niteliğinde bir tablo olmalı, kilim, zevkli bir halı olmalı. Yaşam kalitemizi artıran eserler bizim sağlığımızı da pozitif etkiler. Dünyanın hiçbir yerinde büyük cirolar yapmalarına rağmen sanattan yüzde 18 KDV alınmıyor" derken, bir başka konunun da altını çiziyor: "İstanbul'daki sanat piyasası uluslararası bir boyutta değil. Londra, Paris, New York ve Singapur gibi değil. Biz kendi yağımızla kavruluyoruz. Eski eserlerle ilgili problemimiz var. Kültür Bakanlığı da bu konuda yasaklar getirmiş. 'Yurtdışına 100 yaşından fazla bir şey gidecekse, ben onay vereceğim' diyor. Olumlu, olumsuz yanları da var. Üzerinde çalışmak gerek."
Sabah/Sinan Özedincik


Geri Dön