Zorunlu deprem sigortasında yanlış bilinenler!
Noyan Doğan bugünkü yazısında zorunlu deprem sigortası ile ilgili bilinen yanlışlıklardan söz ediyor
Kamuoyunda zorunlu deprem sigortası ile ilgili yanlış bir kanıyı düzeltmekte fayda var. Çünkü, sürekli olarak okuyuculardan hep aynı soruyu alıyorum... “Bir depremde evim yıkılırsa hasarımı alabilecek miyim?”
Öyle bir şartlıyız ki, kendimizi en kötü senaryoya hazırlıyoruz. Daha açık bir anlatımla... Tek düşündüğümüz İstanbul'da büyük bir deprem meydana gelecek ve bu depremde oturduğumuz konut da yerle bir olacak. Düşünce bu olduğu için, haliyle zorunlu deprem sigortasında akla takılan en önemli soru da; böyle bir senaryoda Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) hasarı ödeyip ödeyemeyeceği.
Bu kanının neden yanlış olduğuna geçmeden önce, deprem sigortası ile ilgili birkaç bilgiyi yeri gelmişken sizinle paylaşayım.
Bugün için Türkiye genelinde 3.5 milyon konut depreme karşı sigortalanmış durumda. Toplam konut sayısının da 13 milyon olduğu düşünüldüğünde, Türkiye'deki konutların yüzde 26'sının depreme karşı sigorta koruması aldığı ortaya çıkıyor. Peki, bu oran yeterli mi? Elbette değil. Türkiye gibi deprem kuşağının tam ortasında olan ve hemen hemen her gün de deprem konusunda senaryoların çizildiği bir ülkede; halen konutların sadece yüzde 26'sı sigorta yaptırıyorsa, bu kelimenin tam anlamıyla vurdum duymaz ve kaderci bir toplum olduğumuzun bir göstergesidir.
KAMUOYUNDAKİ YANLIŞ KANI
Neyse... Bu kısa bilgiden sonra gelelim kamuoyunda yaygın olan yanlış kanıya. Şimdi size bir rakam daha vereceğim ve şaşıracaksınız.
DASK bugüne kadar toplam 19.9 milyon TL hasar ödedi. En son tazminat ödemesini ise, geçen Temmuz ayında, Erzincan Çağlayan'da yaşanan 4.9 büyüklüğündeki deprem de 2 bin TL ödeyerek yaptı. Sanmayın ki, bu ödenen tek hasar. Sadece, 2009 yılında bugüne kadar DASK'ın ödediği hasar rakamı 157 bin TL.
Şaşırdınız değil mi? Haksız da sayılmazsınız. Böyle bir yanlış kanı olduğu müddetçe şaşırmakta haklısınız. Siz zannediyorsunuz ki, zorunlu deprem sigortası sadece konutun yıkıldığı hallerde tazminat ödüyor. Şöyle de diyebiliriz. Zannediyorsunuz ki, olası bir depremde konutun yıkılmasına karşılık deprem sigortası yaptırılıyor.
DASK'ın bugüne kadar tazminat ödediğini duyunca, hatta en son deprem hasırını üç ay önce ödediğini de öğrenince eminim aklınızdan şöyle geçiriyorsunuzdur: “Büyük bir deprem olduğunu ve konutların yıkıldığını duymadık. O zaman nasıl oluyor da hasar ödeniyor?”
ZORUNLU DEPREM SİGORTASI
Yanlış kanı da bu zaten. Zorunlu deprem sigortası sadece konut tamamen yıkıldığında hasar ödemiyor. Ufacık bir sarsıntıda bile, konutta oluşacak hasarları da ödüyor ki, işte demin bahsettiğim toplam 19.9 milyon TL'lik hasar rakamı da buradan geliyor.
Halen inanamıyorsanız, biraz daha anlatayım. Maalesef düne kadar Türkiye'de öyle çürük binalar yapıldı ki, bugün en ufak sarsıntıda bile bu konutlar zarar görebiliyor. Örnek mi? Hemen vereyim. Hem de şöyle bir soruyla örnek vereyim. Dünyanın hiçbir yerinde, 3.3 şiddetinde bir depremde, herhangi bir konutun zarar gördüğünü duydunuz mu? ‘O kadar da değil' demeyin... Türkiye'de oluyor.
Bu yılın Mayıs ayında DASK, Ayvalık'ta meydana gelen 3.3 büyüklüğündeki depremde, zarar gören ve sigorta yaptırmış iki konuta toplam 190 TL hasar ödedi. Bir örnek daha vereyim. Yine normalde, dünya standartlarında, 5 şiddetinde bir depremin hasara yolaçmaması gerekirken; maalesef, bu yılın Şubat ayında Kütahya Simav'da meydana gelen depremde toplam 55 konut ciddi hasar gördü ve DASK bu konutların sahiplerine 43.4 bin TL tazminat ödedi.
İşte durum bu. DASK, 2000 yılından bu yana, şiddetleri 3 ile 6 arasında değişen, toplam 259 depremde ufak ya da büyük hasar gören 10 bin 539 konuta tazminat ödemiş.
Peki, buradan çıkarmamız gereken sonuç ya da sonuçlar ne? Bir... Türkiye bir deprem ülkesi ve bizim haberimiz olmasa da bu ülkede her dakika bir yerler sallanıyor. İki... Maalesef konut kalitemiz çok düşük olduğundan, kimselerin önemsemediği ufak depremler bile biz de hasara neden oluyor. Üç... Zorunlu deprem sigortasından tazminat almak için illa da konutun yerle bir olması gerekmiyor.
Hürriyet