1,5 milyon Rus turist gelmezse 4,5 milyar dolarlık kayıp olur!

Türkiye Otelciler Federasyonu’nun raporuna göre dolar karşısında yarıya yakın değer kaybeden ruble, Rus turist sayısını 1-1,15 milyon kişi azaltacak. Bu düşüş Türk turizminde doğrudan 2 milyar dolar, otelcinin alım yaptığı alt sektörler ve çarpan etkisiyle toplam 4,5 milyar dolarlık kayba yol açacak.

Yaz sezonu yaklaşırken turizmden kötü sinyaller gelmeye başladı. Sektörün Almanya’dan sonra en önemli ikinci pazarı olan Rusya’da yaşanan ekonomik kriz, turizmcilerin kâbusu. Rus para birimi rublenin dolar karşısında değer kaybetmesinin, Rusya’dan gelecek Turist sayısında ciddi düşüşe yola açacağı belirtiliyor.

Türkiye Otelciler Federasyonu tarafından hazırlanan ‘TÜROFED 2015 Turizm Raporu’na göre Rusya’daki ekonomik krizin devam etmesi halinde Türkiye’ye gelecek turistler, yüzde 25-30 oranında azalacak. Yaklaşık 1-1,5 milyon turiste tekabül eden bu oran, 2 milyar dolara yakın kayba yol açacak. Turizmin çarpan etkisi ve diğer yan sektörlere etkisiyle beraber zararın boyutunun 4,5 milyar doları bulacağı hesaplanıyor.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle bilet ve tur fiyatlarında ucuzlama beklenirken Rusya’da uçak biletlerine yüzde 15-20 oranında zam gelmesi, beklentileri daha da olumsuz hale getirdi.

Rusya’da petrol fiyatlarındaki aşırı düşüşten sonra yaşanan ekonomik kriz, Türk turizmini etkilemeye başladı. Rusya Tur Operatörleri Birliği ATOR 2015 yılında Rus turizm sektörünün yüzde 30 oranında küçüleceğini açıklamasının ardından TÜROFED de benzer bir rapor yayımladı.

2015 yılı Rusya pazarı beklentilerini de içeren TÜROFED raporunda, turizm sezonuna yönelik önemli tahliller yapılıyor. Raporun özellikle Rusya ile ilgili kısmı, turizm sektörüne yönelik tehlike çanlarının çalmaya başladığını ortaya koyuyor. Raporda, Türkiye’ye 2014 yılında gelen yabancı ziyaretçi sayısının yüzde 5,5 artarak 36,8 milyona çıktığı, Almanya’dan gelen turist sayısının yüzde 4,1 artışla 5,2 milyona, ikinci sıradaki Rusya’dan ise yüzde 5 büyüme ile 4,4 milyon Rus turiste ulaşıldığı belirtiliyor. Rapora göre bu artış oranlarının 2015’te de devam etmesi, turizmcilerin en büyük temennisi ancak Rusya’nın batı bölgesinde, Ukrayna’da yaşanan sıcak gelişmeler bu temenniyi boşa çıkaracak boyuta ulaştı. 2013 yılının son aylarında Rusya’nın Ukrayna ve Kırım politikalarıyla başlayan olumsuz gelişmeler ve bölgesel kriz, AB ve ABD başta olmak üzere pek çok ülke tarafından başlangıçta pek önemsenmedi fakat çatışmaların sürmesi ve Kırım’ın ilhakı ile bölgesel kriz büyüdü. Avrupa ülkelerinin ve özellikle ABD’nin Rusya ile olan ilişkilerde politika değişikliğine gitmesi, Rusya’ya ambargo koyulması, ardından petrol fiyatlarının aşırı derecede düşmesi sonucu Rusya ekonomisi sarsılmaya başladı. Buna bağlı olarak rublenin hızla değer kaybetmesi, ekonomik krizi de beraberinde getirdi. 2014 Eylül aylarında başlayan ve etkisi hâlâ devam eden devalüasyonla ruble yarıya yakın değer kaybetti. Bu durum, Rus halkının seyahatten vazgeçme eğilimini artırdı.

Diğer yandan bütün dünyada ve Rusya’da petrol fiyatlarındaki düşüş sebebiyle bilet ve tur fiyatlarında ucuzlama beklenirken Rusya’da uçak bileti fiyatlarına yüzde 15-20 oranında zam yapılması, beklentileri daha da olumsuz hale getirdi. Buna göre rublenin dolar karşısındaki kaybının devam etmesi durumunda, Rusya’dan gelecek turistlerin sayısı yüzde 30 azalacak. Yaklaşık 1-1,5 milyon Rus turist Türkiye’ye gelmeyecek. Sonuç olarak turizmin çarpan etkisi ve diğer sektörlere de yansımasıyla 4,5 milyar dolar kayıp yaşanacak.

Rusya’daki krizin ne zaman sona ereceğinin belirsiz olduğu vurgulanan raporda, bu durumun Türkiye’ye ciddi sayılacak döviz kaybı şeklinde yansıyacağına dikkat çekiliyor. Bu konuda alınması gereken önlemler ise şöyle sıralanıyor: “Birincisi, yeni pazarlar bulmak ki bu da kısa zamanda ve güney sınırında yaşadığımız olaylar çerçevesinde zor görünmektedir ama en azından İsrail’le ilişkilerin düzelmesi, İran pazarına yapılacak yoğun tanıtım ve reklam çalışmaları sayesinde Rusya pazarındaki kayıplar nispeten telafi edilebilir. Hindistan ve Çin pazarında daha agresif pazarlama çalışmasıyla bu pazarı genişletmek, Brezilya ve Arjantin bölgesinde tanıtımı yoğunlaştırmak, ayrıca yıllarca ihmal edilen iç pazara yoğunluk vermek de bu bağlamda önemlidir. İkincisi de hükümetin turizm sektörüne yönelik vereceği teşvikler, destekler, fiyat indirimleri ve promosyonlarla bu sene, en az kayıpla atlatılabilir. Devletin turizm sektörüne yönelik özel ve acil durumlarda uygulayabileceği teşvik ve destekler, sektörün kıpırdanmasına yardımcı olacaktır.”

Zaman