2010 çimento sektöründe toparlanma yılı olacak!
Çimento sektöründe 2010 yılını toparlanma, 2011 yılını da yeniden büyüme dönemi olarak görülüyor
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Başkanvekili Mustafa Güçlü, sektörde 2010 yılını toparlanma, 2011 yılını da yeniden büyüme dönemi olarak gördüklerini belirterek, "Geçen yıl itibariyle 60 milyon tonu üretim gerçekleşti. İç piyasa satışı yaklaşık 43 milyon ton oldu. İhracatımız ise klinker çimento ile 17 milyon tonu aştı" dedi.
Güçlü, TÇMB yönetimi kurulu üyeleriyle, 11 fabrikanın katıldığı ve Çimsa Çimento Sanayi'nin Mersin'deki tesislerinde gerçekleştirilen "Açık Kapı Haftası" etkinliğine katıldı.
Güçlü, etkinlikte yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çimento sektöründe yakaladığı gelişme seviyesiyle Avrupa'da üretimde ilk üçe girdiğini, Avrupa'nın da en önemli ihracatçısı konumunda bulunduğunu söyledi.
Sektörde 2010 yılını toparlanma, 2011 yılını da yeniden büyüme dönemi olarak gördüklerini belirten Güçlü, "Geçen yıl itibariyle 60 milyon ton üretim gerçekleşti. İç piyasa satışı yaklaşık 43 milyon ton oldu. İhracatımız ise 17 milyon tonu aştı. Küresel krize rağmen sektörün ihracat alanında gerçekleştirdiği sonuçlar ortada. Geçen yıl üretimin yüzde 30'una yakınını ihraç ettik. Bu bir önceki yıla göre yüzde 33'lük büyümeyi ifade ediyor" diye konuştu.
Sektörde toplam kapasitenin son 5 yıl içinde yüzde 50 civarında arttığına işaret eden Güçlü, şöyle devam etti:
"Bu bir yandan ülke üretimine ve katma değerine katkı gibi görünse de her sektörde olduğu gibi ölçüsüz kapasite artışının yarattığı sıkıntılar söz konusu. Yanlış yatırımların bedeli ağır oluyor. İç piyasadaki talebin gelişmesi doğal sınırlar içerisinde olacak. Bu da bize önemli bir ihracat yükümlülüğü getiriyor. Sektör ekonomiye yüksek oranda katkı yapmasının yanında doğrudan 14 bin, diğer sektörlerle birlikte 25 bin kişiye istihdam sağlıyor. İnşaat sektörün ülke ekonomileri bakımından büyük önem taşıyor ve lokomotif sektörlerin başında geliyor. Türkiye'deki 2002-2007 arasındaki hızlı büyümede, inşaat sektörünün önemli payı oldu. 2011 yılında gerçekleşecek seçimler genel olarak yatırım ihtiyacına, özelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Doğu Karadeniz'deki hidroelektrik santrallerindeki unsurlar alt yapı çalışmalarına hareket getirecek. Bu yıl çimento iç tüketimin yüzde 2-4 arasında büyüme göstereceğini tahmin ediyoruz. Bunun diğer sektörlere de hızlandırıcı etki yapması söz konusu olacak."
-ÇEVREYE DUYARLI ÜRETİM-
Güçlü, çimento sektörü geçmişte çevre konularında en çok eleştiriye muhatap olan sektörken, son 10-15 yılda kaydedilen teknik uygulamalar neticesinde çok daha iyi noktalara geldiğini söyledi.
Çimento sektörünün çevre konusunda, Çevre ve Orman Bakanlığı ile ilk defa mutabakat protokolü imzalayarak kendi kendini bağlayan ve kendisini taahhüt altına alan sektör olduğunu vurgulayan Güçlü, "Artık fabrikalarımızdan bir çoğu on-line olarak Çevre ve Orman Bakanlığının denetiminde. Yani o andaki üretim ve emisyon değerleri ile her türlü çevreye dair parametreler bakanlığın yetkilileri tarafından izleniyor. Bu konuda başka sektör olduğunu sanmıyorum" dedi.
Güçlü, çimento sektörünün bir yandan kendi teknolojisini çevreye uyumlu olarak geliştirirken, diğer yandan da atık bertarafı gibi konulara girerek ihtiyaçlara cevap verir duruma geldiğini belirterek, "Bu gelecek için önemli bir kazanım. Çevre ve Orman Bakanlığı birçok fabrikamıza atık bertarafı konusunda lisans verdi. Birçok fabrikamız başarılı bir şekilde atık bertarafı çalışmasını yürütüyor" diye konuştu.
-ÇİMSA GENEL MÜDÜRÜ HACIKAMİLOĞLU-
Çimsa Çimento Sanayi Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu da toplam üretimlerinde yüzde 40 paya sahip olan Mersin fabrikasının önemli ihracat noktası olduğunu söyledi.
Hem gri hem beyaz hem de kalsiyum alüminatlı çimento üretebilen tesis olması nedeniyle bu fabrikaya ayrı bir önem verdiklerini ifade eden Hacıkamiloğlu, şöyle konuştu:
"Burada 4 üretim hattı var. Çimsa için amiral gemisi olan bu fabrikaya gözümüz gibi bakıyoruz. 35 yaşındaki hattımızı 18 milyon dolarlık yatırımla yeni teknoloji ile donattık. Önemli bir verimlilik artışı ve kalori düşüşü sağladık. 2006'dan beri başta liman olmak üzere serbest bölge ve sanayi tesislerinin atıklarını güvenle bertaraf ediyoruz. Alternatif yakıt olarak kullanıyoruz. Fosil yakıtlardan yüzde 10'a varan tasarruf sağlıyoruz. Bunun yanında yasal sınır 50 miligram olan toz emisyon değerlerinin oldukça altında faaliyet gösteriyoruz. Bunu yüzde 10'lu rakamlara düşürmek için torbalı filtrelere geçmek için düğmeye bastık. Ayrıca iki fırının bacalarının attığımız gazı değerlendirip, iki fırının tükettiği enerjinin yarısını geri kazanacağız. Bu konuda başlattığımız çalışmayı 20 ayda tamamlamayı planlıyoruz."
Toplantının ardından basın mensuplarına fabrika gezdirilerek bilgi verildi.
AA