2015'te kamunun büyük projeleri nefes aldıracak!
2015’i ‘zor geçecek bir yıl’ olarak değerlendiren inşaat sektörünün temsilcileri, uluslararası siyasi belirsizliklerin risk olarak kalmaya devam edeceğini, küresel durgunluğun mega kamu projeleriyle aşılacağını öngörüyor
2014 yılında yaşanan ekonomik durgunluk, 2015 yılı için çok olumlu sinyaller vermiyor. Buna rağmen, ekonominin lokomotifi inşaat sektörü yine de geleceğe çok karamsar bakmıyor. Sektörün önde gelen temsilcileri, 2015 yılında küresel durgunluğun, içerideki mega projelerle aşılacağına inanırken, uluslararası siyasi belirsizliklerin sektör için risk olarak kalmaya devam edeceğini düşünüyor. Sektör temsilcileri ve firma yöneticileri 2015 beklentilerini DÜNYA’ya anlattı.
İNTES Başkanı Celal Koloğlu, küresel ve bölgesel olumsuzluklara rağmen, Türkiye’nin yakaladığı büyüme trendinde sektörün büyük katkısı olduğunu belirtirken, Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, müteahhitlerin iş yaptıkları ülkelerin ekonomilerinin petrole bağımı olmasının risk oluşturduğuna dikkat çekti. Doğuş İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Burak Talu bu risklerin sektörel büyümede ivme kaybına yol açabileceğini söyledi.
STFA İnşaat Grubu Başkanı Mustafa Karakuş, yatırımların yavaşlama eğiliminde olacağını ifade etti. Mesa Yönetim Kurulu Başkan Erhan Boysanoğlu ise seçim yılı olmasına karşın 2015’in istikrarlı bir yıl olması yönünde beklentilerini aktardı. Güriş İnşaat Planlama Müdürü Mehmet Anıl, “Yurtdışı sektörde de benzer yavaşlama ve çekinceleri gözlemekteyiz” derken, Oyak Çimento ve Otomotiv Grubu Başkanı Celal Çağlar, düşen faizin talebi artıracağını, bu yüzden çimento sektöründe canlılık beklediğini ifade etti. YDA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan ise Türkiye’nin ikinci sıçramayı yapabilmesi için yapısal değişikliklere ihtiyaç olduğunu bildirdi.
‘İnşaat büyüdükçe Türkiye de büyümeye devam edecek’
>> İNTES Başkanı Celal Koloğlu: “Özellikle kamu altyapı yatırımlarındaki artış, kentsel dönüşüm projeleri, özel sektör konut yatırımları Türkiye’yi büyüten temel unsur oldu. Diğer taraftan kamu ve özel sektör ortaklığı ile gerçekleştirilen projelerin artması yatırımların rasyonel bir şekilde tamamlanmasını sağladı. Yurtiçinde inşaat sektörü ekonomimizin can damarı iken yurtdışı müteahhitlik hizmetlerimiz de döviz kazandırıcı etkisi ve istihdam kapasitesi ile önemli bir role sahip. İnşaat sektörü büyüdükçe Türkiye de büyümeye devam edecek, yurtdışında da üstün başarılar göstererek yeni işler almaya devam edecek. Ekonomideki olumlu gelişmelerin doğrudan sektörümüzün de yatırımlarının artmasına olanak sağlayacağı açık. İş dünyasının hükümetten beklentileri hukuk ve vergi sistemlerinde bürokrasinin azaltılması. Kamunun gerçekleştireceği işlerde verilecek ödenekler ve yapılacak ödemelerin belirlenecek bir program çerçevesinde yapılan hak edişlerin zamanında alınması, kayıt içinde olan dürüst işverenlerimize teşvik sistemlerinin geliştirilmesi ise hem sektör hem de ekonomide istikrarın sürdürülmesi açısından önem taşıyor.”
‘Önümüzdeki dönem, riski ve fırsatı beraberinde barındırıyor’
>> TMB Başkanı Mithat Yenigün: “Önümüzdeki döneme ilişkin büyüme beklentisi, riskler, fırsatlar, zafiyetler ve öncelikler söz konusu olduğunda üzerinde yaygın fikir birliği bulunan görüş, belirsizliklerle dolu bir döneme girildiği... Türkiye ekonomisinin en önemli zafiyetleri dış kaynak bağımlılığı, düşük tasarruf oranları, yüksek cari açık, yüksek enflasyon ve işsizlik... Çözüm yolu ise planlı kalkınmadan, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeden, yapısal reformlardan, tüketim yerine üretim ağırlıklı büyüme modelinden geçiyor. Sektör; ekonomi büyürken ondan daha hızlı bir tempo ile büyüyor ancak ekonomi küçülürken de aynı korelasyon nedeniyle ondan daha hızlı bir tempoyla küçülüyor. Tüm dünyada ve Türkiye’de ekonomik istikrarı, büyümeyi, kamu ve özel sektörün yatırım olanaklarını ve tüketicinin harcama eğilimlerini tehdit eden kırılgan bir süreçten geçiliyor. Kamu-özel ortaklığı ile ihale edilen büyük ölçekli altyapı ve üstyapı projeleri ile kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü üretiminin artmasını sağlayacak değerli fırsatlar...”
‘Pazarda rekabet daha da yoğunlaşacak
>> MESA Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu: “Türkiye inşaat sektörü, yurtiçi pazar olarak 2014 yılını beklentiler ve öngörüler paralelinde geçirdi. 2015’in de ‘seçim yılı’ olmasına karşın Türk inşaat sektörünün, gerek ulusal ve gerekse uluslararası arenada, olağan şartlar altında 2014 yılına benzer bir şekilde dirençli ve istikrarlı bir yıl geçireceği öngörülüyor. Türkiye inşaat sektörünün gayrimenkul ayağında da 2015 yılının bir önceki yılın devamı niteliğinde geçireceğini, ancak pazarda daha da yoğunlaşacak rekabet çerçevesinde tüketici tercihlerinde; projenin altındaki imza, nitelik ve niceliklerinin yanı sıra referanslarının belirleyici olacağı, önce çıkacağı bir döneme girileceğini belirtebiliriz. Ayrıca KDV ve tüketici yasasının detaylarının en çok tartışıldığı bir yıl olacak.”
‘Faizlerin düşmesi sektörü canlandırır’
>> Oyak Çimento ve Otomotiv Grubu Başkanı Celal Çağlar: “Dünya çapında ekonominin kırılgan olduğu ve sürekli desteklendiği bir yılı daha tamamlamak üzereyiz. Gelişmiş ekonomiler büyümeyi yüksek tutmak ve dolayısıyla tüketim ve yatırımı artırmak üzere ileri teknoloji ve inovasyon içeren ürünlere yönelmeyi başarırken, gelişmekte olan ekonomilerde büyüme altyapı ve beraberinde getirdiği inşaat sektörü ile desteklenebiliyor. Yıl boyunca konut sektörü inşaatın görünen yüzü olmuş olsa da asıl tüketimi ve büyük yatırımı altyapı projeleri getirdi. Yine bahsedilen bu projeler başta olmak üzere, düşmesi ümit edilen faiz oranlarının etkisi ile 2015 yılında konut talebinin daha canlı olması ve bununla bağlantılı olarak çimento iç satışlarının 2015 yılında yüzde 5 artmasını bekliyoruz.”
‘Likidite sıkıntısı kaynakları daralttı’
>> STFA İnşaat Grup Başkanı Mustafa Karakuş: “İnşaat sektörü 2008 krizinden olumsuz bir yönde etkilendi. Ardından büyüme trendine geçen sektör son yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da büyümeye devam etti. Türkiye açısından baktığımızda da dünya geneline paralel gelişmelerin olduğunu söyleyebiliriz. Likidite dolayısı ile proje finansmanına ayrılan kaynaklarda kısmi daralma gözlemleniyor. Gerek özel sektör yatırımları gerekse kamu yatırımlarında bir miktar gerileme bekliyoruz. Düşmekte olan petrol fiyatları dünya inşaat sektörünün cazibe merkezi haline gelen Körfez ülkelerinde pazarın geleceğine yönelik belirsizlikleri de artırıyor. Türkiye pazarında yakın dönemde yatırımların sektördeki yavaşlama trendinden çok farklı bir seyir izlemeyeceği kanaatindeyim.”
‘Seçim süreçleri sektörü etkileyecek’
>> Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay: “Türkiye, lokomotif sektör olarak anılan inşaatta aslen istikrarlı bir grafik sergiliyor ancak farklı sektörlerden bu konuda faaliyet gösteren firmalarda sıkıntılar yaşanması kaçınılmaz olabiliyor. Bu sebeple Türkiye ekonomisi açısından değerlendirildiğinde, çeşitli sorunlara rağmen istikrarını koruyacağını öncelikle umuyor ve düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl ise yine geçtiğimiz yıl gibi seçim süreçleri sektörü etkileyecek faktörlerden olacak ancak derin veya uzun süreli bir etki olacağını düşünmüyoruz.”
‘Riskler büyümeyi azaltabilir’
>> Doğuş İnşaat Yönetim Kurulu Görevli Üyesi Burak Talu: “Türk müteahhitleri, ihaleye çıkan tüm bu projeleri yönetebilecek uzmanlık ve yeterlilikte olduğundan yerel rekabetçilik oldukça yüksek. Ayrıca rekabetçilik, Türkiye ile sınırlı kalmayıp uluslararası pazarları da kapsıyor. Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu’daki siyasi belirsizlikler ve problemlerden ötürü oluşan riskler sebebiyle sektör büyümesinin ivme kaybetmesi beklenebilir. Buna rağmen, inşaat sektörü global anlamda, gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan altyapı projeleri ile müteahhitler için büyük fırsatlar yaratmaya devam ediyor. Metro, demiryolu ve katma değeri yüksek otoyol projeleri ile Körfez Bölgesi ulaştırma alanında dikkat çekiyor. Ek olarak, kültürel ve coğrafi yakınlıktan ötürü Türk müteahhitleri açışından cazip bir pazar olan BDT ülkelerinde ihaleye çıkan enerji ve altyapı projeleri Türk müteahhitleri için önemini korumaya devam ediyor. Yerel pazarın kamu-özel işbirliği modeli ile ihale edilecek projeler açısından orta vadede önem kazanacağına inanıyoruz. Altyapı yatırımlarında, yatırımcı rolü üstlenmeyi ve kamu özel işbirliği modeli ile ihale edilen projelerde önemli bir oyuncu olmayı hedefl iyoruz.”
‘Finansman sıkıntısı durgunluk yarattı’
>> Güriş İnşaat ve Mühendislik Planlama Müdürü Mehmet Anıl: “2014 yılı içerisinde yurt içinde geçmiş yıllara oranla inşaat sektöründe bir yavaşlama gözleniyor. Bunun temel gerekçesinin finans temininde yaşanan sıkıntı... 2015 yılında inşaat sektöründe ağırlıklı olarak yatırımlarımızın inşaat işlerini yapmayı planlıyoruz. Bu dönemde Türkiye’deki belediyeler ve devlet aracılığı ile ihale edilmekte olan metro, yol gibi altyapı müteahhitlik projelerine ilgimiz devam edecek. YİD modelli yatırım projeleri de ilgi alanımız içinde. Komşu ülkelerdeki müteahhitlik projelerine ve yatırım projelerine ilgimiz aynı şekilde devam ediyor.”
‘İkinci sıçrama için reform şart’
>> YDA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan: “İnşaat sektörü 2014 yılına iyi bir başlangıç yaptı diyebiliriz. Ancak TMB’nin analiz raporunda da belirttiğimiz gibi; inşaat sektöründe üretim yılın ikinci yarısında ekonomideki yavaşlama paralelinde önemli ölçüde hız kesti. Elbette son küresel krizin en çok gayrimenkul ve inşaat sektörünü etkilediği de ortada. Türkiye’de ABD’ye benzer bir mortgage sistemi yok, Dubai’de olduğu gibi fiktif talep değil, artan nüfusun ve kentleşmenin katkı sağladığı reel bir talep var. Yurtdışına baktığımızda da bölgemizde yaşanan olumsuzlukların sektörü oldukça etkilediğini görmekteyiz. Bizler için ciddi bir pazar olan Ortadoğu’daki istikrarsızlık maalesef Türk firmaları olarak bizleri çok olumsuz etkiliyor. Türkiye ciddi bir sıçrama yaptı, ikinci sıçramasını yapması için artık yapısal değişikliklere ihtiyaç var. Bunun için ilk olarak siyasi istikrarın olması lazım, sonra mevcut ekonomi politikalarının bugünün gerçekleriyle önümüzdeki 8 yılın hedef 2023 çerçevesinde yeniden planlanması, altyapı projelerinin yatırımlarına devam etmek lazım. Büyük altyapı projelerinin gerçekleşmesi için Türk bankaları reel sektöre destek oluyor ancak bunun artması gerek.”
Filiz Coşkun / Dünya