26 / 12 / 2024

2021 yılında evlenme ve boşanmalar arttı!

2021 yılında evlenme ve boşanmalar arttı!

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs gölgesinde geçen 2020'de azalan evlilik ve boşanmalar, normalleşme sürecinin başladığı 2021'de de artış gösterdi. İşte konuyla ilgili detaylar...



Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs gölgesinde geçen 2020'de azalan evlilik ve boşanmalar, normalleşme sürecinin başladığı 2021'de de artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından resmen açıklanan 2021 yılına ait Evlenme ve Boşanma İstatistikleri’ne göre, evlenen çiftlerin sayısı bir önceki 2021 yılına göre yüzde 15 artış gösterdi. Merakla beklenen ve resmi olarak açıklanan rakamlara göre, 2020 yılında bu çiftlerin sayısı 488 bin 335 şeklinde açıklanırken, 2021'de bu sayı  561 bin 710 şeklinde açıklandı. Yine açıklanan resmi verilere göre, bin nüfus başına düşen evlenme sayısını belirten kaba evlenme hızı 2021'de binde 6,68 olarak gerçekleşti.

Amerika'nın Sesi'nin aktardığına göre, yine açıklanan resmi rakamlara bakıldığında boşanan çiftlerin sayısının bir önceki yıla göre yüzde 27 artış gösterdiği ortaya çıktı. Söz konusu rakamlara 2020'de boşanan çiftlerin sayısı da 136 bin 570 şeklinde iken 2021'de bu sayı 174 bin 85 oldu. Yine açıklanan resmi verilere göre, bin nüfus başına düşen boşanma sayısını belirten kaba boşanma hızı da 2021'de binde 2,07 şeklinde oldu. Yine açıklanan resmi verilere göre, boşanmaların yaklaşık olarak üçte birlik kısmı (yüzde 33,6) evliliğin ilk beş senesi içerisinde gerçekleştirildi. Yine açıklanan resmi rakamlara göre, kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2021'de toplamda165 bin 937 çocuk velayete verildi.

2021 yılında evlenme ve boşanmalar arttı!

Ortalama ilk evlenme yaşı arttı mı?

Türkiye’de ilk defa evlenen çiftlerin ortalama yaşı da arttı. Açıklanan resmi rakamlara göre, ortalama ilk evlenme yaşı 2021'de erkeklerde 28,1 şeklinde açıklanırken, kadınlarda bu rakam 25,4 şeklinde açıklandı. Açıklanan resmi verilere göre, erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkı da 2,7 yaş oldu.

Açıklanan resmi verilere göre, kaba evlenme hızının 2021'de en yüksek olduğu şehir binde 8,27 ile Kilis şeklinde açıklandı. Yine açıklanan verilere göre, Siirt'i binde 8,06 ile Şanlıurfa, binde 7,99 ile Adıyaman takip etti. Açıklanan resmi verilere göre, kaba evlenme hızının en düşük olduğu şehir de binde 4,86 ile Gümüşhane şeklinde açıklandı. Gümüşhane'yi binde 5,11 ile Tunceli, binde 5,22 ile Bayburt takip etti.

Merakla beklenen verilere göre, kaba boşanma hızının en yüksek olduğu şehir binde 3,04 ile  İzmir  şeklinde açıklandı. İzmir'i binde 3,01 ile Antalya, binde 2,93 ile Uşak takip etti. Yine resmi olarak açıklanan verilere göre, kaba boşanma hızının en düşük olduğu şehir de binde 0,38 ile Şırnak şeklinde açıklandı. Şırnak'ı binde 0,40 ile Hakkari, binde 0,46 ile Siirt ve Muş izledi.

2021 yılında evlenme ve boşanmalar arttı!

“Evliliklerin güvence alanı olarak görülmediği bir toplumsal düzene doğru gidiyoruz”

2021'de evliliklerin artmasına karşın Türkiye’de 2008'den  bu yana evlenen çiftlerin sayısı düşüyor. VOA Türkçe’ye konuyla ilgili önemli değerlendirmeler yapan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi sosyolog Dr. Feyza Akınerdem, yaptığı açıklamada söz konusu bu düşüşün toplum yapısını değiştirecek kadar dramatik olmadığını belirtti. Fakat Feyza Akınerdem, gençler arasında evliliğinin geleneksel anlamının da değiştiğini belirterek şunları dile getirdi:  “Gençlerin hayata bakışı, toplumsal ilişkilere bakışı, yapılara bakışı, geleneklere bakışı değişiyor. Gençler açısından evlilik ve evlenme geleneksel olarak görülüyor. Evlenmenin ya da bir eş sahibi olmanın, kendisi olmasa bile ritüelleri, süreçleri, evlenmenin yani bu toplumumuzda yaygın olan görücü usulü ya da çöpçatan usulü evliliklere artık gençler o kadar sıcak bakmıyorlar. Televizyonda, Netflix'te izlediğimiz 'kalbinin peşinden gitme' duygusu ağır basıyor. Diğer taraftan gençler sosyoekonomik açıdan geleceğe çok güvenli bakmıyorlar. Eğitim yaşı, eğitim düzeyi yükseliyor, okullaşma oranı artıyor ve insanlar okuldan daha geç çıkıyor diyoruz ama bütün bunlar gençlere, genç insanlara hayatlarının daha iyi olacağına dair bir umut da vermiyor. O umudu vermediği için de sorumluluk almak, evlenmek, çocuk sahibi olmak tabii ki genç insanlar için daha zor oluyor.”

Yaptığı açıklamada evlilikten kaçmanın toplumun geneline yayılan bir durum olmamasına karşın gençler arasında giderek yaygınlaştığını dile getiren Akınerdem, “Özellikle kentli nüfusta, eğitimli nüfusta ya da yalnızlaşmış, aile çevresinden, akraba çevresinden uzaklaşarak göç etmiş, başka yerlerde seyahat ederek, daha esnek işlerde çalışarak, freelance çalışarak geçinmeye çalışan gençler açısından geleceğin umutlu olmadığı, evliliğin onları sarıp sarmalayacak bir güvence alanı olarak görülmediği bir toplumsal düzene doğru gittiğimizi söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

2021 yılında evlenme ve boşanmalar arttı!

“Kriz dönemlerinde evliliklerin devam ediyor olması o toplumda evliliğin önemini gösteriyor”

Ülkemizde evliliklerin azalmasının tamamen olumsuz ekonomik koşullara bağlanamayacağını belirten Akınerdem konuyla ilgili olarak şunları dile getirdi: “Sosyologlar olarak biliyoruz ki evlenmek, aile kurmak bir yandan da o ekonomik düzenin daha paylaşımcı, daha dayanışmacı bir şekilde sürmesine de neden oluyor. İnsanlar savaş durumlarında da ekonomik kriz durumlarında da evleniyorlar. Evleniyorlar, çocuk sahibi oluyorlar ve bütün bunlardan vazgeçmiyorlar. Belki istatistiki olarak ufak oynamalar olsa da zaten tam da zor dönemlerde, kriz dönemlerinde, savaş dönemlerinde böyle durumlarda evliliklerin sürüyor olması o toplumda ailenin ve evliliğin ne kadar önemli olduğunun göstergesi. Sadece bir duygu ve anlam dünyası olarak değil, sosyoekonomik olarak da hayatın sürdürülebilirliği açısından önemli.”

Evlilik sosyal bir zorunluluk olmaktan çıktı mı?

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi klinik psikolog Dr. Yudum Söylemez de tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının evlenmek ve boşanmak isteyen çiftler üzerindeki etkisi ile ilgili olarak şu açıklamaları yaptı: “İnsanlar stres durumlarında statükolarını aslında koruma yoluna gidiyorlar. Çünkü zaten etrafta olup biten birçok değişim, korkutucu olaylar, kaygı verici şeyler olduğu zaman 'bir de biz kendi düzenimizi bozarsak aslında daha da kötü bir duruma düşebiliriz, bununla başa çıkamayız' diyerek olağan düzeni koruma yoluna gidiyorlar. Odak noktası şu durumda aslında hayatta kalmak oluyor. Hayatta kalmaya çalıştığınız bir ortamda daha lüks gibi düşünebileceğimiz aslında evlilik ya da boşanma konularını çok gündeme almıyorsunuz. Dolayısıyla bir bekletilme söz konusu oldu. Şimdi işler biraz daha normale yaklaştıkça yeniden evlilikler ve boşanmalar arttı” 

2021 yılında evlenme ve boşanmalar arttı!

Çift ve aile terapisti Söylemez ise konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada tüm dünyada insanların evlenmeyi artık daha az tercih ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Bu artık sosyal bir zorunluluk olmaktan çıkıyor. İnsanların gerçekten istedikleri, 'severek evlenmek' dediğimiz evlilik tiplerinin sayısı arttıkça, sevmiyorsan, aşık değilsen ve gerçekten de buna değer görmüyorsan o zaman evlenmek gibi bir zorunluluk hissetmiyorsun. Dolayısıyla bu evliliklerin sayısını azaltıyor.”

Konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Türkiye’de hükümetin genç yaşta evlenmeye teşvik etmesine rağmen bunun gençlerde bir karşılık bulmadığını dile getiren sosyolog Dr. Akınerdem de şunları belirtti:  “Türkiye'de evli olduğunuz zaman sosyal hizmetlerden daha kolay yararlanmanız mümkün. Ya da sosyal sigortaların her bir bireyin belli bir yaştan sonra evli olacağını varsayarak kurulduğunu biliyoruz. Evlenme bu açıdan teşvik edilen yani norm olan bir yaşam biçimi. Hükümetin evlenme yaşının yükselmesini durdurmak gibi bir politikası olsa da bence bu biraz söylemsel düzeyde kalıyor. Sosyoekonomik koşullar, dünya görüşü değişiklikleri, insanların daha esnek, daha çok seyahat edebilecekleri işlerde çalışmak zorunda olmaları, bir aile kurmanın giderek zorlaşması insanları daha geç evlenmeye doğru itiyor olabilir. Hükümetin söylemsel olarak evlilik yaşındaki yükselmeyi düşürmek istediğini, daha erken yaşlarda, 20'li yaşlardaki o Türkiye'nin hani bir 20 yıl öncesinden 90'lardaki, 80'lerdeki istatistiklere dönmek istediğini biliyoruz. Ama bunu gerçekleştirecek sosyoekonomik koşulların da olmadığını biliyoruz” 

“Çekirdek ailede boşanma daha kolaylaşıyor”

Yaptığı açıklamada toplumda boşanmaların da buna yönelik algının değişmesiyle arttığını dile getiren Akınerdem konuyla ilgili olarak şöyle konuştu:  “Nasıl ki ilk evlenme yaşında istikrarlı bir artış varsa, kaba evlenme hızında istikrarlı ve az da olsa bir düşüş varsa, boşanmada da az da olsa bir yükseliş söz konusu. Bunda boşanmaya toplumsal bakışın giderek dönüşmesinin bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Yani insanlar boşanabileceklerini düşündükleri için boşanabiliyorlar. Yine burada biraz spekülatif konuşacağım ama boşanmada şöyle bir durum var. İnsanlar kendi aile çevrelerinde, toplumsal normların kurulu olduğu, kendi kozalarında yaşadıkları müddetçe daha ilişkisel, daha birbirine bağımlı, bağlı ilişkiler kuruyorlar. Böyle durumlarda boşanmak zorlaşıyor biraz. Bunların çözülmesi, ailelerin birbirlerinden daha uzaklaşıyor olması, daha çekirdek aile ya da göç etmiş ve bağları daha azalmış ailelerde boşanma daha kolaylaşıyor olabilir” 

Yaptığı açıklamada ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelenin artmasıyla şiddete uğrayan kadınların boşanmak için artık daha cesur davranabildiğini de dile getiren Akınerdem şöyle konuştu: “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Aileyi Koruma Kanunu çıktıktan sonra kadınlar için şiddetle mücadelede, şiddete uğradıkları durumda yapabilecekleri şeyler arttı. Koruma kararları, uzaklaştırma kararları, tedbir kararları, bütün bunlardan dolayı boşanma konusunda hukuki destek alabiliyorlar. Her ne kadar kadınların adalete erişimi Türkiye'de çok rahat ve iyi koşullarda olmasa dahi bunun ufak da olsa bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Ufak da olsa zaman içinde kadınlar içinde bulundukları eşitsiz ve bazen şiddet dolu yaşamdan kurtulabilmeyi daha çok hayal edebiliyorlar. Türkiye'de İstanbul Sözleşmesi kaldırılmış olsa dahi kadına yönelik şiddeti durdurmak noktasında hükümetin, devletin, kurumların, sivil toplumun gösterdiği bir irade olduğunu ben görüyorum” 

“Çatışmalı evliliğe devam etmek çocuklara boşanmaktan daha fazla olumsuz etki ediyor”

Resmi olarak açıklanan TÜİK verilerinde son bir sene içerisindeki boşanma olayları sonucunda velayete verilen çocuklara ilişkin sayılara da yer verildi. Resmi olarak açıklanan verilere göre, kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2021'de 165 bin 937 çocuğun velayeti yüzde 76,1'i anneye, yüzde 23,9'u babaya verildi.

VOA Türkçe’ye konuyla ilgili önemli açıklamalar yapan Dr. Söylemez, toplumda boşanmayla ilgili algının değişmesiyle birlikte çocukların boşanma sürecindeki olumsuzlukları daha kolay aştığını belirterek, şunları kaydetti:  “Eskiden boşanan ailelerin çocukları okulda tek başlarına iken ve bundan dolayı çok ciddi bir utanç yaşarlarken şimdi sınıfta en azından birkaç kişi oluyor. Boşanmanın dünyanın sonu olmadığı, aslında sağlıklı boşanmanın da mümkün olabileceğine dair daha fazla örnekler olmaya başladı. Bu noktada tabii ki psikolojik destek, terapi, çift ve aile terapisi, bunlar çok önemli destek mekanizmaları olarak devreye girdi. Çünkü o dönemlerde tabii ki her aile çok da kolay adapte olamıyor. Çatışmalı boşanmalar da oluyor. O süreçte çocukları da boşanan bireyleri de korumak adına psikologlardan, psikolojik danışmanlardan mutlaka destek alınması çok çok önemli oluyor.”

Yaptığı açıklamada çocuklar üzerinde çatışmalı evliliklere devam etmenin boşanmadan daha fazla olumsuz etkisi olduğunu kaydeden Söylemez sözlerini şu şekilde tamamladı: “Aslında kötü, olumsuz, sağlıksız bir evliliği özellikle zaten şiddet varsa, artık çiftler birbirinden koptu ve paylaşacak hiçbir şeyleri yoksa, aynı evin içinde kalmaya çalışmak çocuklar için bir iyilik değil. Birçok insan böyle bir yanılgı içinde oluyor. Ama bu, çocuklara aslında o ailede bir arabulucu, iki tarafı birbirine yapıştırmaya çalışan bir tutkal gibi büyük bir sorumluluk yüklemek demek oluyor. Bu da çocukların ruh sağlığı açısından çok zararlı. Onun için tabii ki evlilikleri korumak, sağlıklı olduğu sürece çok değerli. Bu aşamalarda yine çiftlere terapistlerinden destek almanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ama eğer artık bir çıkmaza girildiyse o zaman da sağlıklı boşanma için destek almaları çok önemli olacaktır. Hem çocukların hem yetişkinlerin ruh sağlığı açısından” 

İkinci eşler mirastan pay alabilir mi?

2020'de 487 bin 270 çift evlendi, 135 bin 22 çift boşandı!


Sorumluluk Reddi Beyanı: Emlakkulisi.com.tr’de yer alan haberler ve makaleler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Emlakkulisi.com.tr herhangi bir emtia veya dijital varlığın satın alınmasını veya satılmasını önermez. Emlakkulisi.com.tr bir yatırım danışmanı değildir. Bu nedenle Emlakkulisi.com.tr'de yer alan haber ve makalelerin editörleri yatırım kararlarınızdan sorumlu tutulamaz. Okuyucular, haberlerdeki emtia, şirket, varlık veya hizmetler ile ilgili herhangi bir işlem yapmadan önce kendi araştırmalarını yapmalıdır.
Geri Dön