Adır Adası keşfedilmeyi bekliyor!
çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Van Gölü"ndeki dört adadan en büyüğü olan Adır Adası, el değmemiş doğası ve sahiliyle keşfedilmeyi bekliyor...
Vali Münir Karaloğlu, Vali Yardımcısı Atay Uslu, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Ramazan Gökdemir ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mimarlık Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. şehabettin Öztürk ile Yaylıkaya köyü sınırları içinde bulunan ve çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Van Gölü"ndeki Adır Adası"nı ziyaret etti.
Adanın güneyindeki büyük bölümü yıkılmış olan St. Georges Kilisesi ile Lim manastırı, St. Sion şapeli ve jamatonda incelemelerde bulunan Karaloğlu, kilise ve manastırın defineciler tarafından tahrip edilmesine tepki gösterdi.
Adanın, yüz ölçümü bakımından Van Gölü"nün en büyük adası olduğunu vurgulayan Vali Karaloğlu, kilise ve manastırın restore edilmesinin, ada ve karşısındaki kıyıya yaptırılacak iskeleler ile adanın ziyarete açılmasının hedeflendiğini söyledi.
Karaloğlu, Adır Adası"nın doğal yapısıyla Van Gölü"nün en güzel adası olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Adaya bugüne kadar ilgisiz kalınması enteresan. Adayı, iskel çalışmalarının tamamlanmasının ardından yerli ve yabancı misafirlerin ziyaretine açacağız. Böylelikle şimdiye kadar ilgi görmeyen Adır Adası, kentteki en önemli değerlerden bir tanesi olacak. Tabii ki buna ulaşabilmenin ilk yolu ada ile kıyı arasında iskele yapılması. Bunun için de çalışmalara başlandı. çalışma tamamlandıktan sonra kara ile ada arasında sefer yapacak daha nitelikli tekneler olacak. Buraya gelecek misafirlerimiz modern teknelerle adaya gidebilecek. Bu kadar güzel bir adanın ıssız kalması yüreğimizi acıtıyor.'
-ADIR ADASI"NIN TARİHİ-
YYÜ Mimarlık Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Öztürk ise Van Gölü"nde, Akdamar Adası"nın yanı sıra Adır, çarpanak ve Kuş adalarının da bulunduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
'Kuş Adası dışındaki üç adada da dini yapılar bulunmaktadır. Adır Adası"ndaki Lim manastırının temeli 11. yüzyılda atılmış, 1305 yılında da tamamlayıcı bazı bölümler ilave edilmiş. Jamaton, şapel ve keşiş odaları gibi bölümleri ise 1766"da yapılmış. 1918 yılına kadar kullanılan yapı, o tarihten sonra definecilerin hedefi haline gelmiştir. Bu tür kültürel varlıklarımızı koruyarak bölgeye zenginlik kazandıracağımıza inanıyorum.'
A.A