Genel

Akfen GYO, bu yıl 5 yeni oteli portföye koyacak!

Akfen Holding'in patronu Hamdi Akın'a göre Ortadoğu kaosu Türkiye'yi ekonomik açıdan etkilemeyecek. Akın, 'Zengin muhitinde fakir kalmayız' diyerek, yaşananların farklı fırsatları da beraberinde getirebileceğini söylüyor

Dünyanın tansiyonu giderek yükseliyor. Japonya'da yürekleri ağıza getiren nükleer felaket, Ortadoğu'da yaşanan isyanların ardından dünyanın en önemli petrol üreticilerinden Libya'ya karşı başlayan dünya savaşı... Türkiye'de ise hem iç hem de dışa bağlı hareketli günler yaşanıyor. Gündemin nabzını çin'den Mısır'a, Libya'dan Rusya'ya kadar uzanan projeleriyle küresel bir iş aktörü olan Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ile tuttuk... Akın, Ortadoğu'da yaşananların Türkiye'ye ekonomik faturasından endişeli değil. 'şžansımız şu: Biz zengin mahallesinde oturuyoruz. Bu yüzdenfakir kalabilme lüksüne sahip değiliz' diyor.

Ortadoğu yakından izlediğiniz bölgeler arasında. Gelişmeleri nasıl görüyorsunuz
Bizim bilmediğimiz ekonomik bir oyun oynanıyor orada. Bu saldırı Libya ile sınırlı kalmayabilir. Bütün petrol ülkelerine sirayet edebilir.

Halk isyanıyla başlayan demokrasi hareketi değil miydi yaşananlar
Bütün bunların Arap ülkelerinde (ailelerin elinde) biriken paranın transferi için yapıldığını düşünüyorum. Arap ülkeleri kazandıkları parayı, kendi ülkelerine yatırmayıp, gerek ülke fonları gerek şahsi servetleri aracılığıyla dünya bankalarında tutuyorlar. Artık biriken paranın büyüklüğü bu ailelerin kontrol edebileceğinin de üstüne çıktı... Bütün bu ayaklanmalarla sağlanmak istenen, biriken paranın konsolide edilmesi isteği. İlk hissim bu.

Libya'da son yaşananları nasıl yorumlayalım o zaman
Libya önce doğusundan sonra batısından kuşatıldı Tunus ve Mısırla... Sonra da Libya'da patlak verdi. En önemli petrol üreticilerinden biri bu ülke. Demek ki batı artık Kaddafi eliyle paranın dünya bankalarına gelmesini istemiyor.

Bu senaryoda Türkiye nerede duracak
Neyse ki bizde petrol yok. Dolayısıyla konunun dışındayız. Ekonomik açıdan da şansımız şu: Biz zengin mahallesinde oturuyoruz. Kuzeyde Rusya, doğuda Azerbaycan, İran, Irak petrol gaz ülkeleri. Öbür tarafta Avrupa Birliği... Biz zenginlerin oturduğu apartmanda fakir kalabilme şansına sahip olmayan bir pozisyondayız. Bu ülkelerle ticaret bile bize yeter. Ayrıca bölgemizdeki olayların gidişatı, Japonya'daki deprem gibi olaylar bize farklı fırsatlar da getirebilir.

200 MİLYARLIK FIRSAT
 Nasıl fırsatlar Japonya'nın bize nasıl bir etkisi olabilir
Japonya'daki depremin Japon ekonomisini tetikleyecek, ayağa kalkmasını sağlayacak sonuçları olabilir. Bu durum bizi de etkileyebilir. 200 milyar dolarlık bir inşaat ve yatırım yapılacağı düşünülürse, dünyada yapılacak yatırım miktarı 200 milyar dolar artmış demektir. Pasta büyüyor, bize de pastadan pay alma şansı düşebilir. Bir ihtimalde Japonya ülkesindeki işleri yaparken, dünya dan uzaklaşabilir, onlar aradan çıkınca oluşacak boşluğu da bizler kapatabiliriz.

Türkiye zengin mahallesinde
Akfen Holding'in patronu Hamdi Akın'a göre Ortadoğu kaosu Türkiye'yi ekonomik açıdan etkilemeyecek. Akın, 'Zengin muhitinde fakir kalmayız' diyerek, yaşananların farklı fırsatları da beraberinde getirebileceğini söylüyor

Dünyanın tansiyonu giderek yükseliyor. Japonya'da yürekleri ağıza getiren nükleer felaket, Ortadoğu'da yaşanan isyanların ardından dünyanın en önemli petrol üreticilerinden Libya'ya karşı başlayan dünya savaşı... Türkiye'de ise hem iç hem de dışa bağlı hareketli günler yaşanıyor. Gündemin nabzını çin'den Mısır'a, Libya'dan Rusya'ya kadar uzanan projeleriyle küresel bir iş aktörü olan Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ile tuttuk... Akın, Ortadoğu'da yaşananların Türkiye'ye ekonomik faturasından endişeli değil. 'şžansımız şu: Biz zengin mahallesinde oturuyoruz. Bu yüzdenfakir kalabilme lüksüne sahip değiliz' diyor.

Ortadoğu yakından izlediğiniz bölgeler arasında. Gelişmeleri nasıl görüyorsunuz
Bizim bilmediğimiz ekonomik bir oyun oynanıyor orada. Bu saldırı Libya ile sınırlı kalmayabilir. Bütün petrol ülkelerine sirayet edebilir.

Halk isyanıyla başlayan demokrasi hareketi değil miydi yaşananlar
Bütün bunların Arap ülkelerinde (ailelerin elinde) biriken paranın transferi için yapıldığını düşünüyorum. Arap ülkeleri kazandıkları parayı, kendi ülkelerine yatırmayıp, gerek ülke fonları gerek şahsi servetleri aracılığıyla dünya bankalarında tutuyorlar. Artık biriken paranın büyüklüğü bu ailelerin kontrol edebileceğinin de üstüne çıktı... Bütün bu ayaklanmalarla sağlanmak istenen, biriken paranın konsolide edilmesi isteği. İlk hissim bu.

Libya'da son yaşananları nasıl yorumlayalım o zaman
Libya önce doğusundan sonra batısından kuşatıldı Tunus ve Mısırla... Sonra da Libya'da patlak verdi. En önemli petrol üreticilerinden biri bu ülke. Demek ki batı artık Kaddafi eliyle paranın dünya bankalarına gelmesini istemiyor.

Bu senaryoda Türkiye nerede duracak
Neyse ki bizde petrol yok. Dolayısıyla konunun dışındayız. Ekonomik açıdan da şansımız şu: Biz zengin mahallesinde oturuyoruz. Kuzeyde Rusya, doğuda Azerbaycan, İran, Irak petrol gaz ülkeleri. Öbür tarafta Avrupa Birliği... Biz zenginlerin oturduğu apartmanda fakir kalabilme şansına sahip olmayan bir pozisyondayız. Bu ülkelerle ticaret bile bize yeter. Ayrıca bölgemizdeki olayların gidişatı, Japonya'daki deprem gibi olaylar bize farklı fırsatlar da getirebilir.

200 MİLYARLIK FIRSAT
 Nasıl fırsatlar Japonya'nın bize nasıl bir etkisi olabilir
Japonya'daki depremin Japon ekonomisini tetikleyecek, ayağa kalkmasını sağlayacak sonuçları olabilir. Bu durum bizi de etkileyebilir. 200 milyar dolarlık bir inşaat ve yatırım yapılacağı düşünülürse, dünyada yapılacak yatırım miktarı 200 milyar dolar artmış demektir. Pasta büyüyor, bize de pastadan pay alma şansı düşebilir. Bir ihtimalde Japonya ülkesindeki işleri yaparken, dünya dan uzaklaşabilir, onlar aradan çıkınca oluşacak boşluğu da bizler kapatabiliriz.

HER şžEYİ DEVLETTEN BEKLEMEK OLMAZ
 Anadolu sermayesi giderek büyüyor. Doğu batı uçurumu kapanır mı bu şekilde Bizler gerektiğinde yatırım, kendimizi tanıtmak, dünya pastasından pay almak amacıyla Başbakanla uçaklara dolup yurtdışına gidiyoruz. Doğu bölgelerinin de kendini tanıtması gerekiyor. Bunu anlatmazlarsa yatırım çekemezler, hep şikayet ederler ve her şeyi devletten beklerler. Bu paradokstan kurtulmaları lazım. Ama maalesef bunu hiç görmüyorum. Mesela İstanbul'da bir kere bile Bitlis fuarı görmedim. İllerdeki Sanayi ve Ticaret odaları ne yaparlar, niye bölgelerine yatırım çekmek için çalışmazlar anlamak mümkün değil. Ama her Bakan ziyaretinde onların arkalarına takılıp yatırım talep ederler. Kolaylarına geliyor çünkü. Bunu da kesinlikle eleştiriyorum. Güneydoğu Anadolu'nun Doğu Anadolu'nun kalkınma talebi yok. Gerçekten talep olsaydı oradaki odalar, iş adamları kendilerine partner ararlardı. Fırsatları bizim gözümüzün önüne sermeleri lazım.

NÜKLEERDE BİZİ İKNA ETMELİLER
 Dünya nükleer santralleri tartışıyor. Türkiye'de ise iki santral için hazırlıklar tamamlanıyor. Nasıl görüyorsunuz Nükleer kayıtsız şartsız yapılmalı gözüyle bakıyor-dum. şžimdi nükleerin üretildiği ülkelerde dahi tartışılması bende endişe yaratıyor. Nükleer de geri adım atılmasın ama açıklamalar tatmin etsin, kamuoyu ikna edilsin. şžu ana kadar, 'nükleer santral yapmamızı istemiyorlar, çünkü cari açığımızın devamını istiyorlar' diye düşünüyordum. Ama şimdi farklı düşünüyorum. Son bir haftadır çin işkencesi yaşıyoruz adeta. Bu olay Rusya da olsaydı tüm Asya'yı etkisi altına almış olacaktı. Güvenlik tedbirleri arttıkça nükleerin maliyeti yükselecek gibi görünüyor.

OTEL İşžİ PUZZLE GİBİ
 Akfen Holding'in 2011'e yönelik planları neler
Afken GYO (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı) Accor Hotels'le ortaklığı giderek büyüyor. Bu yıl 5 yeni oteli portföye koyarak 15 otele ulaşmış oluyoruz. 2012 sonunda 18, 2015' e kadar 25 otel olacak. Bu iş bir misyon gibi oldu. Adeta önümde bir puzzle var ve tamamlanması gerekiyor gibi geliyor. Van'da Diyarbakır da otel istiyorum. Puzzle'ın bir tarafı sürekli eksik kalmış gibi geliyor.

 HES yatırımlarında durum ne
HES yatırımlarında bu yıl 140 MW civarında işletmeyi nisan ayının başında devreye alıyoruz. Üretimi sene sonunda yapmış olacağız. 2012'de 250 MW'a ulaşmış olacağız. 100 MGW santralin de çET raporunu aldık. çoruh üzerinde Laleli projesi bu sene temelini atacağız, 200 milyon euroluk bir yatırım. Portekizli ortağımızla otoyollarla ilgiliyiz. Ayrıca bir konsorsiyum kurup İDO ihalesi ile de ilgileneceğiz.

'Artık sıcak para gitsin diyecek kadar cesuruz'
 Ekonomi yönetimini nasıl görüyorsunuz Bir yandan Merkez Bankası sıkı bir diyet uyguluyor, seçim ekonomisi uygulanır mı
Ekonomide bir sıkıntı görmüyorum. Makro rakamlarda bir problem yok. Öyle ki iktidarın ekonomi yönetimi rötuşları yapmakla meşgul. Sıcak para gitsin, uzun vadeli para gelsin diyecek kadar cesur. Bu konuda tercihlerini ortaya koyan bir Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi var. Eskiden bunları düşünmeye fırsatımız yoktu. Rakamlarımız o kadar tehlike arz eder durumdaydı ki, işin sıcak soğuk parasına sıra bir türlü gelmiyordu. şžimdi büyük meseleler halledilince küçüklere sıra gelmeye başladı. Kala kala cari açık kaldı. Ama ülkemiz hiç bir zaman bunun finansmanı ile ilgili de sıkıntıya girmedi. Aslolan üretimi, GSYH'yi artırmaktır. Ülkenin hemen her tarafı çalışmaya ve üretmeye başladı. Mesela Mersin Limanı'nın büyümesi Türkiye'nin büyümesinin üç katı. Türkiye'de büyüme ortalamasının üstüne çıkan şehirler artık Anadolu'dan çıkıyor. Türkiye'de sermaye ve zenginlik tabana yayılıyor.
 Türkiye'nin ekonomide yüzünü doğuya dönüyor olmasını 'yaşam biçimimiz değişiyor' şeklinde algılayan çok kişi var...
Her zenginleşen ülke, sosyal anlamda yüzünü batıya döner. Kimse endişe etmesin ki, daha uzun yıllar hiç kimse Tahran'ı Bakü'yü Paris'e Londra' ya tercih etmez. Yaşam biçimi olarak batı hedef olmaya devam edecektir. Ama ekonomik olarak yüzümüzü her yere dönmeliyiz.

HER şžEYİ DEVLETTEN BEKLEMEK OLMAZ
 Anadolu sermayesi giderek büyüyor. Doğu batı uçurumu kapanır mı bu şekilde Bizler gerektiğinde yatırım, kendimizi tanıtmak, dünya pastasından pay almak amacıyla Başbakanla uçaklara dolup yurtdışına gidiyoruz. Doğu bölgelerinin de kendini tanıtması gerekiyor. Bunu anlatmazlarsa yatırım çekemezler, hep şikayet ederler ve her şeyi devletten beklerler. Bu paradokstan kurtulmaları lazım. Ama maalesef bunu hiç görmüyorum. Mesela İstanbul'da bir kere bile Bitlis fuarı görmedim. İllerdeki Sanayi ve Ticaret odaları ne yaparlar, niye bölgelerine yatırım çekmek için çalışmazlar anlamak mümkün değil. Ama her Bakan ziyaretinde onların arkalarına takılıp yatırım talep ederler. Kolaylarına geliyor çünkü. Bunu da kesinlikle eleştiriyorum. Güneydoğu Anadolu'nun Doğu Anadolu'nun kalkınma talebi yok. Gerçekten talep olsaydı oradaki odalar, iş adamları kendilerine partner ararlardı. Fırsatları bizim gözümüzün önüne sermeleri lazım.

NÜKLEERDE BİZİ İKNA ETMELİLER
 Dünya nükleer santralleri tartışıyor. Türkiye'de ise iki santral için hazırlıklar tamamlanıyor. Nasıl görüyorsunuz Nükleer kayıtsız şartsız yapılmalı gözüyle bakıyordum. şžimdi nükleerin üretildiği ülkelerde dahi tartışılması bende endişe yaratıyor. Nükleer de geri adım atılmasın ama açıklamalar tatmin etsin, kamuoyu ikna edilsin. şžu ana kadar, 'nükleer santral yapmamızı istemiyorlar, çünkü cari açığımızın devamını istiyorlar' diye düşünüyordum. Ama şimdi farklı düşünüyorum. Son bir haftadır çin işkencesi yaşıyoruz adeta. Bu olay Rusya da olsaydı tüm Asya'yı etkisi altına almış olacaktı. Güvenlik tedbirleri arttıkça nükleerin maliyeti yükselecek gibi görünüyor.
Sabah/SEVDA YÜZBAşžIOĞLU