Genel

Akıllı binalarda oturmak akıllı adam işi mi?

Büyükşehir insanlarının çoğu zamanlarının neredeyse tamamını kapalı mekanlarda geçiriyor. Bunların önemli bir kısmı gökdelen, plaza veya alış - veriş merkezleri cinsinden yapılar. Güneş Gazetesi Yazarı Ahmet Rasim konuyu değerlendirdi.

Dışı giydirme cam cepheli, merkezi olarak ısıtılan, otomatik olarak aydınlatılan, kapıları elektronik olarak açılan kapatılan, içi uzaktan kumandalarla çalışan elektronik aletlerle dolu binalara akıllı bina da deniliyor. 

Bu binaların pencereleri olduğunu görürsünüz ama camları açıp da odalarınızı havalandıramazsınız, çünkü binanız merkezi olarak havalandırılmakta, ısıtılmakta ve nemlendirilmektedir. Enerji tasarrufu için de bu havanın çok iyi korunması gerekmektedir. Akıllı binalarda yaşamanın pek çok iyi tarafı olduğu gibi sağlığımızı etkileyen olumsuzlukları olduğu da giderek daha çok dikkat çekiyor. 


Çünkü bu tür kapalı mekânların havası bazen dışarıdaki havadan çok daha kirli olabiliyor. Dış hava kirliliğinden başka bir de 'bina içi hava kirliliği' var. 


Son senelerde büyük şehirlerimizde sayıları her geçen gün artan gökdelenler, plazalar, oteller, iş merkezleri gibi kapalı binalara girdiğinde bir takım rahatsızlıklar hisseden insanların sayısı katlanıyor. 

Meselâ, sizin de bu aralar; 

¦ Boğazınız kuruyor mu? 

¦ Başınız ağrıyor mu? 

¦ Burnunuz tıkanıyor mu? 

¦ Hâlsizlik, uyuşukluk veya sersemlik hissediyor musunuz? 

¦ Gıcık şeklinde bir öksürük oluyor mu? 

¦ Nefes alıp vermeniz sizi sıkıyor mu? 

Bu belirtilerin en az biri bile ortaya çıkıyorsa, aman dikkat 'Hasta Bina Sendromu' adı verilen yeni bir hastalıkla, bir modern zaman hastalığı ile karşı karşıya olabilirsiniz! Bina Hastalığı, Toksik Büro Sendromu, Kapalı Bina Problemleri, Bina-içi Hava Kirliliği gibi birçok başka isimle de bilinen HBS özellikle yeni yapılmış ya da döşenmiş binalarda çalışan kişilerin bir sorunu olmakla birlikte, bu ortamlarda kısa süreli bulunanlarda bile görülebiliyor. HBS teşhisi için, bu belirtileri gösteren kişilerde saman nezlesi, astım, farenjit gibi başka bir hastalığın olmaması ve şikâyetlerin tatil günlerinde ya da binadan uzaklaşıldığı zaman tamamen ortadan kalkması gerekiyor. 

HBS'nin ilk önceleri çalışma ortamının yarattığı strese bağlı olabileceği ileri sürülmüşse de, sonradan bu hastalığın stresle bir ilgisi olmadığı kanaatine varılmıştır. Bugün, HBS'nin bina havasının kirliliğinden kaynaklandığı görüşü kabul görmektedir. Bu kirliliğin ortaya çıkmasında, bina havasını kirleten pek çok faktörün yanında, merkezi ısıtma ve nemlendirme sistemlerinin enerji tasarrufu sağlamak amacıyla havanın sadece yüzde 20'sinin değiştirilmesi esasına göre çalışması da rol oynamaktadır. 


Klimaların iç ortam havasındaki negatif iyon yoğunluğunu azaltmalarının da HBS oluşumda önemli olduğu düşünülmektedir. Solunan havadaki negatif iyonların azalması, vücudumuzda serotonin salgılanmasına yol açarak baş ağrısı, migren krizleri, baş dönmesi, halsizlik, uyuşukluk, konsantrasyon azalması gibi belirtilere yol açabilmektedir.


Güneş/Ahmet Rasim