23 / 12 / 2024

Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi taşınacak mı?

Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi taşınacak mı?

Alfred Heilbronn Botanik Bahçesinin taşınacağı iddiası meclis gündeminde konu oldu. CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre konuya ilişkin soru önergesi hazırladı...



CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Alfred Heilbronn Botanik Bahçesinin taşınacağı iddiasına ilişkin soru önergesi hazırladı. CHP'li Emre, sorularını Milli Eğitim Bakanı Milletvekili Ziya Selçuk'a sordu.

Emre önergesinde "Bilimsel ve idari özerklik, yükseköğretim alanının varlığı ve işleyişi açısından olmazsa olmaz bir niteliktir. Evrensel ölçekteki bu değer, Ülkemizde tam tersi yönde seyir izlemekte; üniversite yönetimlerinde siyasi iktidarın etkisi her gün artmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan’ın, 10 Ağustos 2014 tarihide cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilk olarak üniversite yönetim kadrolarına doğrudan müdahale edilmeye başlanmış, akademisyenler tarafından üniversitelerinde yapılan rektörlük seçimlerinde başarı sağlayan isimlerin yerine sıralamada geride kalan isimler Erdoğan tarafından rektör atanmıştır. Bununla da sınırlı kalınmamış yükseköğretim sistemimiz adeta baltayla ikiye bölünerek, yasal düzenlemelerle Türkiye’de köklü birçok üniversite bölünmüştür." dedi.

"Siyasi iktidarın yükseköğretime yönelik ‘yüksek’ hiddetinden nasibini alan üniversitelerden biri de İstanbul Üniversitesi’dir. Tıp alanında adeta kök salmış Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi bünyesinden çıkartılarak ayrı bir üniversiteye dönüştürülmüştür. Bu üniversiteye adeta artık ‘saldırı’ noktasına ulaşan son gelişme ise fen fakültesi biyoloji bölümüne yönelik yaşanmaktadır. Bilindiği üzere İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Atatürk döneminde yapılan üniversite reformu döneminde kurulan bir bölümdür. Nazi zulmüne maruz kaldıkları için bizzat Atatürk’ün daveti üzerine Türkiye’ye gelen akademisyenlerden ünlü bitki-bilimciler (botanik) Prof.Dr. Alfred Heilbronn ve Prof.Dr. Leo Brauner, İstanbul Üniversitesi bünyesinde biyoloji bölümünü kurmuştur. Bölüm kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaların gereği olarak iki akademisyenin girişimiyle kısa bir süre sonra İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi de oluşturulmuştur. 82 yıldır hizmet veren İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi’nde ağaç, çalı, otsu tropik ve subtropik yaklaşık 5.000 adet bitki bulunmakta." şeklinde açıklamalarda bulunan Emre bahçe ile ilgili olarak şu bilgileri de verdi: 

"Bahçe, bitki çeşitliği ve Türkiye’nin en eski botanik bahçesi unvanı ile gerek yurtiçi gerekse yurtdışında tanınan saygın bir konuma sahip. Bahçe ve seralar her yıl 1.000’den fazla biyoloji lisans öğrencisinin eğitimi ve öğretiminde katkıda bulunmaktadır. Daha sonra ismi, kurucularından Alfred Heilbronn’un ismi eklenerek ‘Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’ olan söz konusu yer, bugün yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Bahçe’nin bulunduğu 14 dönümlük arazi 3 yıl önce, Osmanlı döneminde şeyhülislamın evi bulunduğu gerekçesiyle Diyanet Başkanlığı’na devredilmiştir. Bu devrin ardından Bahçe’nin taşınması gündeme gelmiş ve otoriter bir rejimden kaçarak Türkiye’de bilimsel çalışmalara önemli katkı veren iki akademisyen tarafından kurulan Botanik Bahçesi, geldiğimiz aşamada Türkiye’de hâkim olan otoriter yönetim anlayışının kararıyla şeyhülislamlığa kurban edilmektedir." CHP'li Emre bu bağlamda Bakan Selçuk'a 3 soru sordu.

Emre'nin soruları

1-) Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nin taşınacağı iddiaları doğru mudur? Doğruysa ne zaman nereye taşınacaktır?

2-) Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nin taşınması durumunda yeri nasıl değerlendirilecektir? Söz- konusu arazide Osmanlı döneminde, din işlerinin yanı sıra dünya işlerine de karışan hükümetin üyesi konumundaki şeyhülislamın evinin bulunduğu; bu gerekçeyle Bahçe’nin taşınacağı ifade edilmektedir. Bu iddia doğru mudur? Doğruysa Bahçe artık dini amaçlı faaliyetler için mi kullanılacaktır-ve kim burada ikamet edecektir? Bu kişi İstanbul İl Müftüsü mü, Diyanet İşleri Başkanı mı, yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mıdır?

3-) Bilimsel açıdan önemi tartışmasız düzeyde olan Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nin yok edilmesi anlamı taşıyacak bu dönüşüm, iktidarın yükseköğretim ve bilim politikaları açısından ‘bilimsel çalışmalara düşmanlık’ ve Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki kurumlarına yönelik saldırı olarak değerlendirilmektedir. Bu yöndeki değerlendirmelerin, bir akademisyen olarak sizce de haklılık payı var mıdır?

 


Geri Dön