Antalya Demre'de taş evlere Avrupalı turist ilgisi!
Antalya'nın Demre ilçesinde bulunan Beymelek taş evler, batı Avrupalı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Bölgeye tatile gelen turistler Beymelek taş evlerde tarih ve doğayla vakit geçirmenin keyfini yaşıyor.
Antalya Demre'ye gelen batı Avrupalı turistlerin bir bölümü sabah erken saatlerde ilçeye bağlı Beymelek Mahallesi Yukarı Beymelek mevkiinde bulunan taş evlere geliyor. Milliyet'te yer alan habere göre; Beymelek taş evleri ziyaret ederek, tarihin doğanın içinde sabah kahvaltısı yapan turistler, otantik ortamda, kuş sesleri içinde birkaç saat geçiriyor. Yaklaşık 150 yıllık olan Beymelek taş evler, bölgedeki göçebelikten yerleşik yaşama geçişin ilk yapıları. Türk edebiyatında Nabizade Nazım tarafından yazılan ilk realist köy romanı olan Karabibik'in yazıldığı yerleşim yeri olan Beymelek taş evler, 2013 yılında dönemin Beymelek Belediye Başkanı Osman Güngör öncülüğünde, BAKA'nın desteğiyle hazırlanan bir projeyle aslına uygun olarak restore edilerek turizme kazandırıldı. Özellikle 4 yıl boyunca Beymelek taş evler, batı Avrupalı turistlerin ilgi odağı oldu. 1912 yılından kalan ve eski Beymelek Belediye Başkanı Osman Güngör'ün dedesine ait Hümmet Ağa Konağı, geçmişi geleceğe taşıyarak turizme hizmet veriyor. Konağın etrafı bitki tüneli gibi. Onlarca hayvan yetiştiriliyor. Eski tarım aletleri, konağın etrafında tarihe yolculuk yapıyor.
TARİH İLE İÇ İÇE ZENGİN KÖY KAHVALTISI
Sabah erken saatlerde Antalya'nın turizm merkezleri olan Side, Belek, Kundu, Konyaaltı ve Kemer'den yola çıkan turistler, kahvaltı yapmadan Beymelek taş evlerin bölgesine geliyor. Doğanın içinde, denizden 600 metre yüksekliğinde 20 çeşit köy ürünün bulunduğu sofrada köy kahvaltısı yapan turistler, eşsiz güzellikteki doğanın içinde gezinti yapıyor ve hayvanlarla oynuyor. Bol bol doğanın içinde fotoğraf çektiren turistler ardından Demre ilçesindeki antik bölgeleri gezmek, tekneyle Kekova turuna çıkmak için taş evlerden ayrılıyor.
Beymelek taş evlere, Avrupalı turistleri getiren turist rehberi Muzaffer Turgay, "Tarihle doğanın, Anadolu mimarisinin iç içe olduğu otantik ve doğallığını koruyabilmiş bir yer. Buraya gelen müşterilerimiz kendini evinde hissediyor. Kültür ve tarih kokuyor burası. Her şey doğal. Türkiye'deki taş mimarının son örneklerini burada görebiliyorsunuz. Bitki tüneli içinde bir yer. Ayrıca burada birçok hayvanı, eski tarım aletlerini müşterilerimize gösterebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
İskoçyalı Tina Stewart, "Doğal olarak ayakta kalmış, çok orijinal bir yer. Doğal ürünlerden oluşan bir kahvaltı. Hele siyez buğdayından yapılan pişi nefisti. İlk kez tattım. Evler çok tarihi, korunmuş ve aslına uygun restore edilmiş. Benim ülkeme göre burasının doğası, gökyüzü, tarihi taş evleri çok farklı" açıklamasında bulundu.
İngiliz Barbara Sacha da, "Akdeniz kültürünün yaşadığı, yaşatıldığı bir yer. İlk kez portakal ve zeytin ağaçları gördüm. Evler çok orijinal. Doğası, havası, kahvaltısı ile insana huzur veren bir yer. Burada tatil yapmak isterim" diye konuştu.