Kent Haberleri

Araplar Kanal İstanbul çevresinden 300 dönüm arazi aldı!

Kanal İstanbul yapılacağı bölgede bulunan Arnavutköy'de, 300 dönüm arazi satın alan 3 Arap girişimcinin tapu bilgilerine ulaşıldı...

Sözcü yazarı Çiğdem Toker bugünkü yazısında, Kanal İstanbul çevresinde 300 bin metrekarenin üzerinde arazi satın alan Kuveyt, Suudi Arabistan ve BAE uyruklu 3 girişimcinin tapu kayıtlarına ulaştığını yazdı. İşte Çiğdem Toker'in bugünkü yazısı...
   

Arnavutköy'de 300 bin metrekarenin üzerinde arazi satın alan Kuveyt, Suudi Arabistan ve BAE uyruklu 3 girişimcinin tapu bilgilerine ulaştım.

Halkı Kanal İstanbul'a razı etmek için özel şirketlere hazırlatılan ve milyonlarca liralık bedeli bütçeden karşılanan ÇED ile etüt raporlarına bakarsanız, bu kanala ihtiyacın temel sebebi güvenlik.

100 milyar TL'yi aşacak yatırım bedeline mal olacak projenin resmi tezi, Boğazlar'da gemi trafiğindeki artışa dayalı. Gerek seyrüsefer gerekse çevresel güvenlik için artan trafiğe çözüm bulmak gerekiyor. Kanal İstanbul da (21metre derinliğiyle!) Boğazlar'ın güvenlik sorununu çözecek bir alternatif olacak. Oysa Kanal İstanbul'un en çok bir emlak ve gayrimenkul projesi olduğunun kanıtları çoğalıyor (Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el- Sani'nin annesi Şeyha Moza'nın Başakşehir'de 100 bin lira sermayeli şirket kurup Kanal İstanbul güzergahında 44 dönüm arazi satın aldığını Sözcü'nün ortaya çıkardığını anımsatalım. )

ÜÇ ŞİRKET

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kısa süre önce proje güzergahındaki arazi hareketlerine dair şu sözlerini de hatırlarsınız:

“2011'den bu yana arsa hareketi tam 30 milyon metrekareyi bulmuştur. Tarım alanı olan bu alanlara bu ilgi niye? En büyük, kökten, aileden gelen birkaç alan hariç, en büyük arazisi olan ilk üç büyük şirket de Arap
şirketi. 30 milyon metrekare demek Beyoğlu, yetmez artı Bayrampaşa, bir de üstüne Gaziosmanpaşa'yı ekleyin, o yapıyor.” 

BİRİ AĞAOĞLU'NUN ORTAĞI

O günden bu yana Kanal İstanbul güzergahında büyük araziler satın almış olan üç büyük şirketi merak ediyordum. Bazı bilgilere ulaştım (Tapu kayıtlarına ambargo getirildiği için kolay olmadığını söylemeliyim. Bu
nedenle kaynağımı açıklayamıyorum. Ancak teyit edilmiş bilgileri sizinle paylaşacağım.) Ulaştığım bilgilere göre Arnavutköy'de el değiştiren bazı büyük arazilerin yüzölçümü ile sahipleri sırasıyla şöyle:

1 - Shurak Al Ajdad Gayrımenkul Turizm İnşaat ve Ticaret A.Ş.: 125 bin 402 metrekare. Beş tapusu bulunan şirket İstanbul Ticaret Sicili'ne kayıtlı. Şirketin kuruluşu 15 Mayıs 2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanmış. Kuveyt uyruklu iki kurucusunun adı Mohammad  Mad Almarzouq ile Khaled Issam Almarzouq

2 - Sulaiman Al Muhaidib: 99 bin 97 metrekare (beş tapu). Körfez Bölgesi'nin önemli yatırımcılarından Al Muhaidib, Suudi Arabistan'da kendi adını taşıyan şirketler topluluğunun patronu. Türkiye'yi çok seven Al
Muhaidib, müteahhit Ali Ağaoğlu'nun davetiyle birkaç yıl önce ülkemize gelmiş. Maslak 1453 projesiyle ilgilenerek yapıyı gezmiş, hayvancılık yatırımıyapmak üzere de Erzurum'a gidip AKP'li belediye başkanınca ağırlanmış. Al
Muhaidib yine yatırım yapmak üzere Fethiye'de de incelemelerde bulunmuş. Suudi iş insanının Türkiye'de büyük tutarlarda gayrimenkul ve enerji yatırımı yaptığı medyaya birkaç yıl önce yansımış.


3 - Noora Gayrımenkul Turizm İnşaat ve Ticaret A.Ş.: 79 bin 81 metrekare (2 tapu). Birleşik Arap Emirlikleri uyruklu ve adresi Dubai'de görünen şirketin sahibi Ahmed Humaid Matar Altayer: Bu şirket de İstanbul Ticaret Sicili'ne kayıtlı. Şirketin kuruluşu 7 Temmuz 2017.

300 DÖNÜMDEN FAZLA

Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri uyruklu üç girişimcinin üçünün de ne tesadüftür ki Kanal İstanbul hattındaki Arnavutköy'de büyük araziler satın alması, hep yazdığım gibi bu projenin “iri kıyım bir emlak
projesi” olduğu tezini güçlendiriyor.

Düşünün ki toplamı 300 bin metrekarenin üzerine çıkan bu araziler el değiştirirken (yerel seçimden kaç yıl önce) belediyelerce “verilecek emsallerle” ne plan ve projeler yapıldı. Neler tasarlandı.

Son yerel seçimde iktidar partisinin İstanbul'u kaybetmesi, emsaller, izinler bakımından bazı planları bozmuş olabilir mi? Belki. Ama eğer Kanal İstanbul'da esas amaç Boğaz güvenliğiyse neden bozsun değil mi?

 

Kanal İstanbul için Arapça tweet atışması!

Kanal İstanbul projesi meclis gündeminde!

Kanal İstanbul'a Çin basınından yoğun ilgi!