Arazi toplulaştırmalarından önce uzlaşma yapılmalı!
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kangrenleşen toplulaştırma sorunu sebebiyle hak sahipleri mağduriyet yaşıyor. Arazi meseleleri yüzünden meydana gelen anlaşmazlıklar ölümlerle sonuçlanan kan davalarına sebep oluyor.
Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde ekonominin mihenk taşı ve geçim kaynağı olan tarım, beraberinde toprak ve arazi meselelerini gündeme getiriyor. Medya Gazete'den Yağmur Ensari'nin haberine göre; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 17’nci maddesinin dayanak gösterilmesi ile 2017'de yürürlüğe alınan Arazi Toplulaştırma Uygulama Yönetmeliği ile beraber; tarımsal faaliyetleri yapmaya imkan vermeyecek biçimde veya toprak muhafaza ve zirai sulama tedbirlerinin alınmasını güçleştirecek derecede parçalanmış, dağılmış, bozuk şekilli parsellerin bir araya getirilerek daha düzenli parseller şeklinde tarla içi geliştirme hizmetleri ile birlikte modern tarım işletmeciliği ve sulama hizmetlerinin geliştirilmesinin önü açıldı.
Tarımın artırılmasını amaçlayan toplulaştırma kararı beraberinde anlaşmazlıklardan doğan arazi kavgalarına neden olurken, onlarca yıl süren kan davalarını da ortaya çıkardı. Arazi anlaşmazlıklarını önlemede yetersiz kalınması, yanlış uygulamalar nedeniyle toplulaştırma, arazi sorunlarını kangrene çevirdi.
Toplulaştırmanın gerekli olduğunu fakat saha dışında masa başı kararlar alındığını belirten toplulaştırma mağdurları Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun ilgili maddelerinde değişiklik yapılması gerektiğini dile getirdi.
‘Saha çalışması olmadan toplulaştırma olmaz’
Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, Sur ilçesi Satı Mahallesi’nde yer alan arazilerinde toplulaştırma sorunu yaşadıklarını dile getirerek, “Diyarbakır coğrafi olarak aşiretlerin olduğu, büyük ailelerin olduğu bir yer. Vatandaşlarımız toplulaştırmadan dolayı sürekli kavga ediyorlar ve ölümlerle sonuçlanıyor. Köyümüzde sabit parselimiz 4’e hatta 5’e bölündü. Toplulaştırma demek toplulaştırmak demektir, ayrıştırma demek değildir. Toplulaştırma iyi ama saha çalışması olmadan yapılmaz. Tüm çiftçilerin yerinde kalması şartıyla toplulaştırma olmalıdır. Mesela benim arazim 4-6 km uzaklıkta farklı bir parsele dahil etmişler. Benim kuru arazim adamın sulu arazisinin içine dâhil edilmiş. Bu durumda adam verimli arazisini bana vermez” diye konuştu.
‘Toplulaştırmadan önce uzlaşma yapılmalı’
Toplulaştırma uygulamasından önce arsa sahipleri arasında uzlaşma sağlanması gerektiğine vurgu yapan İskenderoğlu, "Köy halkı, muhtar ve heyet bir araya gelmeli. DSİ’ye devredildiğinden beri çalışmalar düzeldi ama önceden büyük sıkıntılar vardı. Uzaklaştırma yapıldıktan sonra toplulaştırma daha kolay olur. Toplulaştırma 3’üncü askıya kadar devam edince arazilerde büyük kaymalar oluyor” şeklinde konuştu.
Toplulaştırmada resen kararlar alındığını vurgulayan İskenderoğlu, Bismil Aşağı Salat mezrasında arazileri olan Ferat Göğer, arazilerinin bir kısmının Ilısu Barajı altında kaldığını geri kalan arazilerinin ise toplulaştırma sebebiyle kullanılmayacak duruma geldiğini kaydetti.
Arazilerde sulama yapıldığı zaman DEDAŞ ve DSİ ile sorun yaşandığını aktaran Göğer, arazilerde yaşanan kaymalar sebebiyle hak sahipleri arasında gelir adaletsizliği olduğuna dikat çekti. Toplulaştırma nedeniyle hak kayıpları yaşandığının altını çizen Göğer, ürün yetiştirmede sıkıntı yaşadıklarını vurguladı.