23 / 11 / 2024
fuzul

Babacan'a inşaatçıdan da sanayiciden de tam destek!

Babacan'a inşaatçıdan da sanayiciden de tam destek!

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın inşaat sektöründeki sıkıntılara dikkat çekerek sanayinin ekonomideki payının arttırılması yönündeki açıklamalarına, inşaatçılardan da sanayicilerden de destek geldi. Babacan'ın sözlerini muhalefet de olumlu buldu.




Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Türkiye’de artan dikey yapılaşmanın rantı artırarak, kolay ve hızlı para kazanmanın önünü açtığı ve bu durumun da ekonomide sanayinin payının giderek azalmasına neden olduğu yönündeki açıklamaları, başta inşaat sektörü ve sanayiciler olmak üzere iş dünyasından muhalefete kadar tüm kesimlerden tam destek aldı. 


Hürriyet gazetesinden Hülya Güler'in haberine göre, sanayiciler, ekonomide sanayinin payının azaldığına yıllardır dikkat çektiklerini, inşaatçılar da, birçok yan sanayi sektörünü ciddi şekilde destekleyen inşaatı sanayiden ayırmanın mümkün olmadığını vurguladı. 


Muhalefet partileri ise, Babacan’ın açıklamalarını gecikmiş de olsa doğru açıklamalar olarak değerlendirdi. 


İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, Babacan’ın açıklamalarının son derece olumlu olduğunu söyledi. Sanayinin ekonomideki payının artırılması gerektiğinin söylenmesinin bile kendilerini heyecanlandırdığını kaydeden Bahçıvan şöyle konuştu: “Türkiye’nin yeni bir sanayi heyecanı hikayesine ihtiyacı var. Biz ekonomi yönetimi ile teşhiste mutabakat sağladıktan sonra, çözüm için de mutabakat içinde olmayı istiyoruz. Türkiye son zamanda siyasi tartışmalarla epey zaman kaybetti. 2023 hedefleri dahil kalkınma hedefimiz için bizim katma değerli ürünler üreten, yüksek teknoloji, ihracat ve istihdam odaklı bir sanayiyi tüm ülkeye yaygınlaştırmamız şart.”


Sanayiden ayıramayız


İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım da, Babacan’ın söylediklerinin inşaat sektörünün aleyhine olmadığını aksine sektör için son derece olumlu olduğunun altını çizdi. 


İnşaat sektörünün son yıllarda Türkiye’nin büyümesinde lokomotif rolü üstlendiğini, bunu bozacak bir uygulamanın geleceğini düşünmediğini de vurgulayan Durbakayım şunları söyledi:

“İnşaat sektörü sanayi ile son derece entegre bir sektör. Biz birçok yan sanayi ile iç içeyiz. Bizi sanayiden ayrı düşünmek doğru değil. Ayrıca mütekabiliyetin getirilmesinden sonra, yabancıya satışlarımız ciddi şekilde arttı. Bu anlamda da en yüksek katma değerle, ihracat yapan bir sektör gibiyiz. Dolayısıyla ben Sayın Babacan’ın söylediklerini, inşaat sektörüne disiplin getirecek önemli açıklamalar olarak görüyorum. Bizim sektörün daha disiplinli, planlı, programlı ve kayıtiçinde olması için olumlu gelişmelere yol açar. Yatay veya dikey yapılaşma tartışması ise, Türkiye’de bir master plan olmamasından kaynaklanıyor. Tarihi değerler ve çevre faktörü göz önüne alınacak bir master plan yapılırsa tartışmalar sona erer.”


Babacan ne demişti?


“İmar mevzuatındaki problemler nedeniyle Türkiye’de dikey yapılaşma arttı. Biz sadece sanayimizin önününü açmak değil diğer taraftaki aksaklıları da gidermek zorundayız ki sermaye ‘orayı mı buraya mı giderim’ kararını daha sağlıklı verebilsin. Aksi halde üretmeden çok lüks binalar yapan taşa toprağa para harcayan bir ekonomi oluruz.”


CHP: Geç de olsa ‘U’ dönüşü olumlu


CHP Milletvekili Umut Oran, Babacan’ın CHP’nin yıllardır gündeme getirdiği sakıncaları dile getirmesinin sevindirici olduğunu belirterek “Ama sadece söylem değil eyleme de geçmeli” yorumunu yaptı.


MHP: Türk usulü mortgage krizi


MHP Milletvekili Mehmet Günal ise, Hükümet programını eleştirerek, “Yeni Türkiye’nin yeni ekonomi programında hiç birşey yeni değil. Ali Babacan, sanayinin önemi ve inşaat sektöründeki sıkıntılar konusunda, bizim 12 yıldır söylediklerimizi biraz daha utangaç ifadelerle söyleşi oldu. Bizim ekonomi programımızın adı zaten ‘Üreten Ekonomi’. Ali Babacan’ın söyledikleri doğru ama eksik ve gecikmiş açıklamalar. Sanayiden uzaklaşan Türkiye, tüketim ve lüks konut satışı pompalanarak büyümüş gibi gösteriliyor. Bu çarpık düzenin bu şekilde devam etmesi halinde Türk usulü bir mortgage krizi yaşamamızdan endişe ediyorum. Türk usulü diyorum çünkü Türkiye’de verilen konut kredilerinin ödenmesinde yaşanacak sıkıntılar beraberinde bir bankacılık krizi de getirebilir ki bu bizi son derece zorlar. Bunun önüne geçmek için acil olarak üretim, ihracat ve yatırım seferberliği başlatmalıyız.“


Hürriyet



Geri Dön