Bahar Uzun: Dikine yükselen şehir, enine uzayan trafik demek!
Nanda Yapı Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Bahar Uzun, İstanbul'daki dikine şehirleşmeyi ele alan bir makale hazırladı. Uzun ' Dikine yükselen şehir, enine uzayan trafik demek ' dedi.
Nanda Yapı Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Bahar Uzun, İstanbul'daki dikine şehirleşmeyi ele alan bir makale hazırladı. Uzun ' Dikine yükselen şehir, enine uzayan trafik demek ' dedi. İşte o makale...
Bilimkurgu filmlerindeki şehirlere benzemeye başladı İstanbul…Tasarımda ve yükseklikte birbirleriyle yarışan binalar hızla yükseldikçe, kendimizi gelecekten bir zaman diliminde gibi hissediyoruz. Gerçi yer altındaki tünellerin uzunluğu da artıyor fakat pek çok kişi bu çılgın dikine şehirleşmenin yaratacağı trafik sorununun çok da umursanmadığını düşünüyor.
Metro yapımları da bir yandan devam ediyor etmesine ama nüfus yoğunluğu artan bölgelerin sayısı da artıyor. Levent-Maslak aksında durum kontrol altında gibi görünüyor fakat Ataşehir, Beylikdüzü, Anadolu Yakası’nda D-100 karayolu hattı gibi bölgelerde de küçük bir belde nüfusu kadar insanın yaşayacağı, çalışacağı binalar yükseliyor. 1000 metrekare arsa alanında bulunan binada 2000 kişi yaşıyor. Yani metrekareye 2 kişi düşüyor.
Emlak sektöründe dünyanın en çok kazandıran 3. ülkesi olunca, İstanbul’un her santimetrekaresi çok ama çok değerli hale geliyor. Orta büyüklükteki bir mahallede yüzbinler yaşamaya başlıyor. 1 milyon TL’ye 2+1 daire alan vatandaşın da kapının önünden geçen metroyu kullanmasını kimse beklemiyor. Çünkü hem toplu taşıma kültürümüz yok hem de henüz gün içerisinde farklı bölgelerde işi olanlara “aracını değil toplu taşımayı kullan” deme lüksümüz yok. Ümraniye’de oturan ve iş yeri 4.Levent’te olan birinin aynı gün içerisinde Bakırköy’de ve Başakşehir’de işleri olduğunu düşünün. İETT’nin ‘Oraya Nasıl Giderim’ uygulamasını açın ve bu güzergahları girin. Hemen her gününü buna benzer yaşasa ömründen ömür gider.
Asansör kuyruğu beklenilen binalar şehir trafiğine tuz-biber katıyor.
Velhasıl, İstanbul’un özellikle şehir planlamasındaki hatalar sebebiyle, araç trafiğini çözmesi pek kolay olmayacaktır. İç içe geçen iş ve yaşam alanları, kentsel dönüşüme muhtaç uçsuz bucaksız mahalleler, rahatlama sağlanmasının önündeki en büyük engel. Mevcut yolları daha fazla genişletme imkanımız olmadığına göre ‘çift katlı yollar’ gibi radikal ama dünyanın diğer metropollerinde gerçekleştirilen uygulamaları tartışması gerek.
Sorunun boyumuzu aşmaması için de dikey yapılaşmayı kararında bırakmamız gerekiyor. Şehrin her yerini Manhattan’a benzetmeye çalışmamız çok anlamsızGeri dönüşü çok zor olan bu yoldan dönmek için henüz geç değil.