Barınma krizi büyüyor! Konuta erişebilirlik sorunu 2025 yılında daha da artacak!
Barınma krizi giderek daha da büyürken, toplumun önemli bir kısmı açısından konuta erişilebilirlik sorununun 2025 yılında daha da ön plana çıkacağı beliriliyor.
Toplumun önemli bir kısmı açısından konuta erişilebilirlik sorununun 2025 yılında daha da ön plana çıkacağı beliriliyor. İşte Dünya gazetesi yazarı Prof. Dr. Ali Hepşen’in konu ile ilgili o yazısı…
Konuta erişilebilirlik sorununa ilişkin ilk yazımı 14 Nisan 2023’te yazmıştım. O gün bugündür farklı zaman dilimlerinde ama özellikle son dönemlerde köşemde çokça bu konuyu tartışmaya gayret ettim. Pek çok kişi de bu konu hakkında görüş bildirdi, değerlendirmeler yaptı ve öneri sundu…
Sorun hakkında bugün ve öngörülebilir gelecekte şunları biliyoruz veya tahmin edebiliyoruz:
1- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Konut Fiyat Endeksi verilerine baktığımızzaman fiyat artış hızı iyice yavaşladı, muhtemelen yılsonuna kadar da bu biçimde gidecek.
2-Enflasyonun seyri dikkate alındığı zaman reel getiri negatifte oluşmaya bir süre daha devam edecek.
3- Analist raporlarına ve piyasa tahminlerine bakıldığında 2025 yılının ilk çeyrek dönemde TCMB faiz azaltım sürecine başlayacak.
4-Azalan faiz ortamı, konut kredi faizlerine de yansıyacak (ki aslında, konut kredi faiz oranları yüksek seyrine rağmen hala cazip) ve oranlarda bir miktar daha düşüş yaşanacak.
5-2025 yılı ile beraber azalan faiz ortamının, spekülatif etki de dikkate alındığı zaman fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir etki yapması kaçınılmaz.
6-Yapı ruhsatlarının seyrine de baktığımız zaman bu senenin ilk altı ayında konutlar için alınan yapı ruhsatı sayısı tüm dünyayı etki altına alan pandemi döneminden sonraki en düşük altı aylık dönemi karşımıza getirmiş durumda. Bu nedenle piyasaya yeni ürün girmesi zor görünüyor. Artış gösteren inşaat maliyetlerini de dikkate aldığımız zaman bu daha da zor hale gelecek. Bunun önce yeni yapılacak olan konutlarda, devamında da mevcut konutların fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturması kaçınılmaz bir gerçek. Hatta, bunun 2025’te ilave bir enflasyonist baskı da oluşturması muhtemel.
7-Mevcut durumda ortalama konut kredi bakiyesi 1,5 milyon Türk Lirası düzeyinde; ortalama konut fiyatı olan 3 milyon Türk Lirası ile kıyaslandığı zaman kredi kullanımları değerin yüzde 50’si civarında oluşuyor. Aylık taksitler ise 10 yıllık kredi için bankalara göre farklılık göstermekle birlikte 45-50 bin Türk Lirası düzeyinde. 2025’te de BDDK’nın Ağustos 2023 tarihindeki kısıtlayıcı düzenlemesinin süreceği, bu nedenle kredi/değer oranının değişmeyeceğini ve fakat konut fiyatlarının artacağını düşünürsek, aylık taksitlerin 65-70 bin Türk Lirası bandına yükselmesi söz konusu olabilir.
8-Türkiye İstatistik Kurumu konut satış istatistikleri bizim son 21 ayın en yüksek adetsel satışına ulaştığımızı gösteriyor. Özellikle piyasa elinde nakiti olanlar için alım imkanı sunuyor. Gelecek dönemde mevduat faizinin azalan getirisi ile karşı karşıya kalmak istemeyen yatırımcılar için mevcut fiyatlar hala cazip durumda.
9-Türkiye İstatistik Kurumu gelir dağılımı istatistiklerine baktığımız zaman, nüfusun yüzde 20’lik bölümü toplam gelirin yüzde 50’sini (yüzde 48,7) paylaşır durumda. Yani, yaklaşık olarak 16 milyon kişi (ki hatırı sayılır bir nüfus büyüklüğüdür bu) 500 milyar dolarlık bir gelirin paydaşı konumunda. Bu nedenle nakit bazlı kim alabiliyor sorusunun cevabını burada aramak gerekiyor.
10-Ortalama kiraların gelmiş olduğu düzey belli aslında. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ödeme sistemleri istatistikleri bize konut kirası için yapılan ortalama ödeme miktarının 16 bin Türk Lirası düzeyinde olduğunu gösteriyor. Kira artışlarını sınırlayan yüzde 25 oranındaki düzenlemenin artık uygulanmadığını ve yeni yılla birlikte kira oranlarının enflasyon gerçekleşmeleri oranında artacağını dikkate aldığımız zaman kiracı olarak devam etmekte zorlaşıyor.
11- Kentsel dönüşüm bu sorunun bir parçası aslında; orada da istenilen ivmelenmeyi de bir türlü sağlayamadık.
2025 YILINDA DAHA DA ÖN PLANA ÇIKACAK
Tüm hepimizin mutlak bir barınma ihtiyacı olduğunu dikkate alırsak, toplumun önemli bir bölümü açısından konuta erişilebilirlik sorunu, 2025’te daha da ön plana çıkacak. Erişilebilirlik sorunun nasıl seyredebileceğine ilişkin madde madde süreci aktarmaya gayret ettim.
Çözüm anlamında GYODER, KONUTDER, GİSP, GAPAS gibi sektörün önemli sivil toplum kuruluşlarının ‘Kamu Özel Sektör İşbirliği İle Erişilebilir Kiralık Konut Modeli, Konut Edindirme Sistemi, Konuta Erişimde Kullanım Hakkı Satışı Yöntemi’ gibi önerileri vardı. Gayrimenkul sertifikası zaten vardı fakat sermaye piyasası mevzuatındaki yeniliklerle berabersüreci kolaylaştırmak için ‘Proje Gayrimenkul Yatırım Fonu’ gibi düzenlemelere kavuştuk.
Sektördeki kuruluşlar ‘Arsaya İştirak Yoluyla Konut Edinme Modeli, Mülkiyet Paylaşımlı Konut Sahipliği’ gibi uygulamaları da gündemine aldı. Dünyada yaşanan bu sorun, ülkelerdeki çözüm önerilerini ve bizdeki geçmiş dönem denemelerini ben yazmaya gayret ettim. Ne yazık ki bütüncül bir çözüm üretemedik ve üretmemek konusunda da direniyoruz. Umarım yaşanan bu sorunun ciddiyetini anlarız; konu hakkında fikir, proje, rapor, çalışma üretenleri tek masa etrafında buluşturur ve eyleme geçeriz.
Türkiye'nin en zengin şehirleri belli oldu!
Milli Emlak, Ankara Çankaya ve İzmir Karşıyaka’da taksitle lojman satıyor!
Kira bedelleri emeklileri çileden çıkarttı: Barınamıyoruz, haberiniz var mı?