Berlin'deki konut kamulaştırma referandumu neden önemli?
Almanya'nın başkenti Berlin'de halk, kira fiyatlarındaki artışı engellemek amacıyla bir referandum gerçekleştirildi. Referandumdan evet oyu çıkması durumunda 226 binden fazla kiralık daire kamuya devredilebilir...
Almanya'nın başkenti Berlin'de halk, kira fiyatlarındaki yükselişlere karşı binlerce konutun 'kamulaştırılması' önerisini oylamak amacıyla sandık başına gitti.
BBC'de yer alan habere göre; Berlin'de dün genel seçimlerle aynı anda yapılan 'kamulaştırma referandumu'nda öneri onaylanırsa, 226 bini aşkın apartman dairesi dev emlak şirketlerinden alınacak ve kamuya verilecek. Ancak referandum sonucu bağlayıcı değil ve yerel hükümete tavsiye niteliğine sahip. Ancak sonuçların hem yerel yönetimlerde hem de dev emlak şirketlerinde baskı oluşturacağı öngörülüyor.
Berlin sakinlerinin kamulaştırmayı onaylaması durumunda bu oylama, yalnızca Berlin'de değil bütün Avrupa'da konutlaşma ve "kentsel dönüşüm" tartışmalarını darklı bir boyuta taşıyabilir.
226 binden fazla kiralık daire kamuya devredilebilir
Berlin, uzun zamandır Avrupa'da kiraların en uygun olduğu başkent şeklinde ön plandaydı. Fakat son zamanlarda şehirde kiralarda ciddi bir yükseliş yaşandı.
Berlin halkının kira krizine olan tepkileri bir halk hareketi haline geldi. Kampanyacıların imza kampanyası sonucunda referandum talepleri karşılık gördü.
Referandumda oy verilen düzenleme kabul edilirse, 226 bini aşkın apartman dairesi dev emlak şirketlerinden alınacak ve kamunun olacak. Düzenleme şehirde 3 bini aşkın konutu bulunan özel şirketleri kapsıyor. Bu referandum, özel mülk olan konutların kamuya geri devredilmesi amacıyla yapılan ilk halk oylaması özeliğine sahip.
Oylama sonuçlarına göre Berlin halkının kamulaştırmadan yana olduğu görülüyor. Diğer taraftan Berlin sakinleri 'Evet' dese de kamulaştırmanın hayata geçirilmesi için şehirde yeni kurulacak yerel yönetimin onayı da gerekiyor.
Nasıl bu noktaya gelindi?
Berlin'de halk oylamasına taşınan süreç, Paris ve Londra gibi Avrupa başkentlerine oranla daha düşük kira tutarlarının verildiği şehirde kiraların hızlı yükselmesiyle başladı.
1989 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından pek çok sayıda sanatçı ve Bohem yaşam tarzı süren birçok kişi Berlin'e giderken, kira ödemelerinde güçlük çeken birçok başkent sakini diğer kentlere gitti. Kentte 2010'dan bu güne kira fiyatları yüzde 86 arttı.
Berlin'de yaşayan nüfusun yüzde 84'ü kirada oturuyor ve konut sahiplerinin sayısı da pek fazla değil.
Kentte kira yükselişlerine karşı protestolar yapılırken, halk oylaması düzenlenmesi için de internet aracılığıyla imza kampanyaları gerçekleştirildi. Referandumu isteyen aktivistler, özel şirketlerin konut sektöründeki baskınlığının Berlin'deki kira probleminde büyük role sahip oldığını ileri sürüyor.
Kampanyaya öncülük eden isimlerden olan Cambridge Üniversitesi'den sosyolog Joanna Kusiak, bu şirketlerin Berlin'de kiracıları koruma altınza alan yasal düzenlemeleri manipüle ettiğini dile getirdi.
Yasal olarak Berlin'de kiralar, bir bölgedeki ortalama kira fiyatlarının en fazla yüzde 10'u kadar yükselebilir. Kusiak'a göre bir bölgede yer alan evlerin çoğu belli bir özel şirketin tekelinde bulunduğunda, şirketler konut kiralarında gerçekleştirecekler en ufak yükselişle bile tüm bölgede kira alt sınırını yukarı taşıyabiliyor.
Berlin'de 1960'lar ve 1970'lerde Türkiye'den Almanya'ya göç eden topluluklara konut sahipliği yapan Kreuzberg'deki Kottbusser Tor mahallesi, bu şirketlerin konut piyasasına olan etkisini oldukça iyi yansıtıyor. Senelerdir Berlin'de yaşayan Türkiyeli göçmenlerin de merkezi olan mahalledeki apartmanlar, son dönemlerde şehre yeni taşınan genç nüfus için de cazibe merkezi oldu. 2010 yılından bu güne mahalledeki ortalama kira fiyatları yüzde 86 yükseldi. Bu da mahalleli profilinin değişmesine neden oldu.
Emlak devleri referanduma karşı
Referanduma en büyük tepkiyi, Almanya'nın en büyük özel emlak şirketi Deutsche Wohnen verdi. Deutsche Wohnen tarafından gerçekleştirilen açıklamada kamulaştırmanın Berlin'im konut piyasasındaki problemlere çözüm olmayacağı savunuldu.
Konuya ilişkin açıklamasında emlak şirketi, bu değişikliğin "on yıllar boyu sermaye ve kaynakların kullanılmasının önüne geçeceğini" ve gittikçe büyüyen kenttee acilen ihtiyaç olan konutlaşmanın ve diğer yatırımların tehlikeye atılmış olacağını iddia etti.
Yalnızca emlak şirketleri değil, dün gerçekleştirilen seçimlerde yarışta önde giden Sosyal Demokrat Parti (SDP) de kampanyaya karşı duruyor.
Bu da zaten bağlayıcı bir niteliğe sahip olmayan referandumda başarılı olsalar bile, kampanyacıların kamulaştırma hedefine erişmelerine engel olacak.
Neden önemli?
Diğer taraftan sonuç ne olursa olsun kampanyanın şehir politikalarını etkilediği görülüyor. Geçen Cuma günü 2.46 milyar euro değerindeki 14 bini aşkın evin iki emlak devi Deutsche Wohnen ile Vonovia SE'den geri alınması için bir anlaşmaya imza atıldı. Şirketlerin Berlin'deki varlıklarının yalnızca bir kısmını kapsıyor olsa da, bu adım kampanyanın değişimin önünü açabileceğinin işareti.
Referandumdan geçirilse bile kamulaştırmanın Berlinlilerinin konut sorununu ortadan kaldırmayacağı da ileri sürülen görüşlerden. Fakat dünyada gelişmiş ülkelerin başkentlerinde ortaya çıkan konut piyasası krizine olan öfkenin ne kadar büyük olduğunun gösterilmesi sebebiyle, oylama önem arzediyor.
Almanya'da geçtiğimiz senenin Şubat ayında Berlin'deki kira fiyatları eyalet hükümetinin kararıyla 5 yıl süre ile dondurulmuştu. Yasa ile orta sınıfın şehirden göçünün engellenmesi amaçlanıyordu.
Berlin'de 200 binden fazla konutun kamulaştırılmasına evet oyu verildi!
Berlin'de kira ve konut fiyatlarına ilişkin referandum yapıldı!