Berlin'deki konut krizi nasıl çözülecek?
Dünya Gazetesi köşe yazarı Osman Arolat bugünkü köşesinde Berlin'de yaşanan konut krizini kaleme aldı. İşte Osman Arolat'ın 'Konut tekellerine karşı referandum' başlıklı yazısı...
Berlin'de ev kiraları 2009-2019 döneminde iki kat arttı. Berlin halkı konutlar üzerindeki tekelin kaldırılmasını talep ediyor.
Dünya Gazetesi köşe yazarı Osman Arolat bugünkü köşesinde Berlin'de yaşanan konut krizini kaleme aldı. Osman Arolat "Berlin halkı referandum yoluyla konut tekellerinin kırılmasını talep diyor. Kıtlık rantı şu ve bu nedenle yaşanabilir, önemli olan rantın ortadan kalkması... Yoksa kira fiyatları hep şişecek" değerlendirmesinde bulundu. İşte Osman Arolat'ın 'Konut tekellerine karşı referandum' başlıklı yazısı...
Berlin halkı referandum yoluyla konut tekellerinin kırılmasını talep diyor. Kıtlık rantı şu ve bu nedenle yaşanabilir, önemli olan rantın ortadan kalkması... Yoksa kira fiyatları hep şişecek.
Olay, Almanya‘nın 3,8 milyon nüfuslu başkenti Berlin’de yaşanıyor. İnsanlar yasal bir referandum yaparak konutlar üstündeki özel tekelin kaldırılmasını istiyor. Nedeni şu: 2009-2019 döneminde konut kiraları Berlin’de iki kat artmış. Artması bir yana, kiralık konut bulmak da mümkün değil. Olay, iki Almanya’yı yeniden birleştiren 1989 yılında yaşanıyor. O tarihteki Özelleştirme İdaresi (Treuhand) boş duran 240 bin konutu özel şirketlere satıyor. Sadece Deutsche Wohnen adlı bir emlak kuruluşunun elinde 110 bin konut var. Onlar da konut piyasasını elinde tutarak fiyatları düzenleme adı altında aslında ‘’manipüle‘’ ediyor.
Berlin nüfusunun % 85’i kiracı olunca, konut piyasası işin içinden çıkılmaz hal alıyor.
Bunun üzerine yasal olarak gerekli 172 bin imza toplanıyor ve demokrasilere has bir kurum olan bir ‘’referandum’’ yapılması kararı alınıyor. Referandum, 25 Eylül’de gerçekleşiyor ve nüfusun % 55‘i konut tekellerinin ortadan kaldırılması yönünde oy kullanıyor.
Şimdi, konu eyalet hükümetinin önünde...
Kentin sosyal demokrat parti SPD‘den seçilen yeni ve ilk kadın Belediye Başkanı F. Giff y ‘’Rantla beslenen kira bedeli piyasanın kendi mantığı içinde oluştu‘’ diyerek, bu referandum kararına sırt çevirebilir. Ya da referandumun gereğini yapar ve bu konut tekellerini sosyalize eder, tekeli kırar.
Görünen, ikinci şık daha büyük bir olasılık... Zira ortada belirgin bir rant var. Düzenleyici (regülatör) olan kamu, bugüne dek olayı görmezden gelmiş...
İş, o noktaya gelmiş ki, 25-40 yaş grubundaki insanlar konut kiralayamaz konumdalar. İsveç’te ise aksi yaşanıyor, orada da devlet eliyle dondurulmuş kiralar var.
Her iki örnek, kamudan ya da piyasadan gelsin, kıtlık rantı yaratıyor. Bu rant belli ellere kıtlık rantı geliri sağlıyor.
Sözün özü şu: Kıtlık rantı şu ve bu nedenle yaşanabilir, önemli olan rantın ortadan kalkması... Rant ortadan kalkmadıkça, fiyatlar hep şişecek. Berlin Referandumu’nun sonucu, insanların rantı kırmak için devletin ya da eyalet hükümetinin müdahalesini beklediğini çok açık söylüyor. Masallarda bizlere anlatıldığı gibi, piyasanın görünmez eli, denge fiyatını ne yazık ki oluşturmuyor...
Berlin'deki konutlar kamulaştırma referandumu sonrası ne olacak?