Beykoz’un mülkiyet ve imar sorunu yılan hikayesine döndü!
İstanbul'un gözde ilçeleri arasında yer alan Beykoz’da mülkiyet ve imar sorunu yılan hikayesine döndü...
Dostbeykoz yazarı Metin Aydın, bugünkü yazısında Beykoz'un mülkiyet ve imar sorununu kaleme aldı. İşte Aydın'ın "Beykoz’da mülkiyet ve imar sorunu yılan hikayesi" başlıklı o yazısı...
Beykoz da sorun çok. Lakin çözmekte öyle sanıldığı kadarda zor değil. İşleri zorlaştıran insandır.
İnsan sorunları neden çözmez?
1) Sorunun konusunda bilgi sahibi değildirler
2) Kötü niyetli olduklarından.
Tabii ki bu soruna göre değişir. Bütün mesele çözmek için iyi niyetli mi olmak gerekir. Sadece iyi niyette yetmez, sorun hangi konudaysa o konuda bilgi sahibi olmak ve sorun konusunda ehliyetli insanlarla çalışmak gerekir. Buna rağmen sorunu çözecek olanlar iyi niyetli ve adaletli olmalı, tabii sorunun bir tarafında insan varsa adalette mutlaktır ve gereklidir.
Yaşamda şunu gözlemledim; yaptığı işte adalet ve hakkaniyeti ön planda tutanlar huzurludurlar.
Adaletli olmayan çok yönetici tanıdım. Bunlar içlerinde oldukları kurumlara zarar vermişlerdir. Kendi menfaatleri doğrultusunda yürümüşlerdir.
Çevremize bir bakalım. Çarpık yapılaşmadan geçilmiyor herkes bir şeklini bulup gecekondusunu yapmış ve birileri bu şekli onlara önermiş. Diğer birileri de bu şeklin ortağı olmuşlar. Yani ev sahibi suçluda hırsızın hiç mi suçu yok.
Rantçı her zaman olduğu gibi zeytinyağı gibi suyun üstünde. Bir şeklini bulup evini yaptıranlar hala sorunlarla boğuşmakta, hırsızlar zengin ve arsız bir şekilde sırıtmakta yeni düzende gecekondu sakinlerinde sorun yumağı önlerinde, ya da yeni rantçılar ellerini ovuşturmakta.
Yaşanan veya yaşanabilecek bir örnek. Adam gecekondu yapacak. Ama gecekondu kanunlarından haberi yok. Kanunlardan biri der ki, gecekondu görüldüğü yerde ihtar ve ihbara hacet kalmaksızın yıkılır. Ama o gecekondu arazilerine biri göz koymadığı sürece yıkılmaz.
Planlar yapılır allı yeşilli.
Diyelim ki bir plan yapılacak bir bölgede. Planlar erki elinde tutanların doğrultusunda yapılır.
Mesela. Çok muhterem zat bir bölgeye göz koymuş ve o bölgede fakır fukara insanların gecekondusu var. Veya üç beş kuruş biriktirenler bir yapı kooperatifi kurmuşlar kendilerine konut yapacaklar. Hemen o bölge planlarda yeşil alan oluverir. Muhterem zat o bölgedeki arsaları toplamaya başlar. Yeteri kadar arsa topladı mı üç beş sene suskun kalır. Veeee sonra bir plan tadilatı, baktınız orası planlarda bir anda konut veya okul alanı oluvermiş.
Beykoz da çeşitli bölgelerde takriben 60 yıldır üzerinde oturdukları arsalar ormandan Milli Emlak’a, Milli Emlak’tan büyükşehire, büyükşehirden ilçe belediyesine tapuları üstünde oturanlara verilmek niyetiyle dolaşıp durmuş.
Rahmetli Yücel Çelikbilek de seçildiği son seçimden önce bir kahve ziyaretinde aramızda bu konuda ufak bir diyalog geçmişti. Az da olsa bir hukukumuz vardı. O bana Metin diye hitap ederdi ben de ona başkan derdim.
Başkan bana, ‘Metin yazılarını okuyamıyoruz hayırdır’ dedi, bende ona yazılarımı yayımlayacak cesarette gazeteci mi var Beykoz da diye sorumu sorup, ardından da, ‘başkan senin için sosyal medyada bir yazı yazacağım, nasıl olsa sana ulaşır’ dedim. Ve İbişle Memişin dönüşü diye bir yazı yazdım. Başkanın okuduğunu en yakınlarından biri bana söyledi. Söyledikleri şu anda benim ve diğer arkadaşımızın dağarcığında. İnanın kötü bir şey denmedi ve tenkit dışında kötü bir şey de yazılmadı.
Kahveden çıkmadan başkanla diğer diyalogumuz büyükşehir belediyesinden Beykoz belediyesine geçen tapulu malların üstünde oturanlara verilmesi konusundaydı.
Ben, ‘başkan bunların tapusunu ne zaman vereceksiniz’ dedim. O da bana, ‘Metin bize geçişleri iki seneyi doldurduğunda KDV almadan devredeceğiz’ dedi. Söz mü dedim ve sözü de aldım. Biliyorum ki elinde olsaydı verirdi. Verememesinin sebebi AKP politikalarıdır. Çünkü Beykoz’da nasıl bir tasarrufa gidileceğini sır gibi saklıyorlar. Devlette devamlılık esastır. Ve Çelikbilek’in sözü adam olan AKP yöneticilerini de bağlar.
Şimdi AKP ye bir soru 18 yıldır iktidardasınız. 25 yıldır da sizin zihniyetiniz yerel yönetimlerde iktidarda, bir beş yıl hariç. Eğer niyetiniz olsaydı Beykoz’un bu tür mülkiyet sorununu çözerdiniz. O yüzden kimseye hikâye anlatmayın.
Mülkiyet sorununu çözmeden imar sorununu ancak mutlu bir azınlık lehine çözersiniz.
Sayın belediye başkanım eski çekek yerlerini kaldırdınız. Ve yerine yenisini yapmadınız. Neden?
Sandal sahiplerini engelli koşuda olimpiyatlara mı hazırlıyorsunuz? Deniz kenarına inmeleri için bariyerlerde kapı yapmadınız.
Bir de Sayın Murat Aydına bir önerim var. Yaptığınız ihaleleri kime kaç paraya verdiniz. Bu ihalelere kaçar şirket katıldı ve bu şirketlerin kısa tanıtımını ister belediye dergilerinde ister bir yerel gazetede yayımlatın. Hem siz huzurlu olun hem Beykoz halkı bunu öğrensin. Kimsede dedikodu yapmasın. Ne dersiniz?
Beykoz'un imar ve mülkiyet sorunu çözülüyor!