Bitlis'te yıkımlar başlıyor! 

Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Bitlis'e yapılan projeler ve yatırımlarla alakalı açıklamalarda bulundu. Sabah'tan Ceren Kurtye'nin haberine göre; Çağatay kentsel dönüşüm hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

Bin 100 dekarlık bir arazide kurulacak olan 2'nci Organize Sanayi Bölgesinin başlangıç toplantısını yaptıklarını müjdeleyen Çağatay, "Geçtiğimiz hafta Bitlis'te 2'nci Organize Sanayi Bölgemizin başlangıç toplantısını yaptık. Tabi Bitlis'te 2'nci Organize Sanayi Bölgesi denince insan hakikaten heyecanlanıyor. Çok ciddi ve güzel yerlere gelmişiz. 2'nci Organize Sanayi Bölgesi açabilmek için Sanayi Bakanlığının kurumsal şartları var. Bunların ilki 1'nci OSB'deki toplam alanınızın yüzde 70'inin inşaat alanının başlamış, işyeri açma ve çalışma ruhsatının hallolması gerekiyor. Biz 1'nci OSB dediğimiz rahva mevkiinde bulunan 500 dekar civarındaki arazide yüzde 70 barajını geçtik. Bunun üzerine Sanayi Bakanlığında başvurarak, gerekli müracaatlarımızı yaptık. Sanayi Bakanlığımızda başvurumuzu kabul etti. Evrak tamamlama sürecine başlamak üzere geçen hafta ilk toplantımızı yaptık. 2'nci OSB yine rahva mevkiinde bulunan Bitlis-Tatvan Devlet hastanesinin arkasında bulunan bin 100 dekarlık bir araziyi kaplayacak. Bitlis'te OSB'nin 2'ncisinden bahsetmek beni çok heyecanlandırıyor. Çünkü 1'nci OSB şu anda ciddi talep görüyor. Ben OSB'de bulunan 21 tane fabrikanın iş yeri çalışma ruhsatını imzaladım. Şu anda orda ki en büyük ağırlık tekstildir. Çünkü tekstil Türkiye'de şu anda çok ciddi bir talep görüyor. Bölgemizde 6'ncı derecede teşvik gölgesi olması nedeniyle olağanüstü bir teşvik var. Tekstilciler bunu iyi değerlendiriyorlar" şeklinde konuştu.

"DERENİN ÜZERİNDEKİ YAPI HER ZAMAN BÜYÜK RİSK TAŞIR" 

Dereyatağı üzerindeki yapılaşmanın mevzuata ve bütün fiziki kurallara ters bir uygulama olduğunu belirten Çağatay, yapıların tehlike saçtığını dile getirdi. 

Vali Çağatay açıklamasının devamında, "Bitlis'te yıllardır kangren olmuş bir yara herkesin dilindeydi. Bitlis'in çarşısını ilk gezdiğimde hayret etmiştim. Dere yatağı üzerindeki binalar Bitlis için ciddi bir problem. 1 yıla yakındır orada çok ciddi bir hareketlenme var. Dereyatağının üzerindeki yapılaşma mevzuata ve bütün fiziki kurallara ters bir uygulama. İnsanların burada evlerinin ve işyerlerinin olması hakikaten çok sıkıntılı bir durumdur. Derenin üzerindeki yapı her zaman büyük risk taşır. Ama insanlar sürekli bu durumu erteleyerek oraya bir türlü terk etmemişler. Burada kamuya ait binalarda bulunuyor. Özel idareye ait hanedan otel değimiz binayı çıkardığımız kararla yıktık. Bu durum örnek oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın kentsel dönüşümü kapsamında Bitlis Belediyesi ile beraber tapularını anlaşan şahısların devrettiği tapulara ait mülkleri yıkmak üzere çalışmalara başladık. Yaklaşık 40 tan fazla binayı önümüzdeki 1 ay içerisinde yıkmış olacağız. Vatandaşlarımızın bir kısmıyla anlaşamadık. Bir kısmı dava etti ancak yürütmeyi durdurma talepleri Danıştay tarafından reddedildi. Takdir vatandaşlarımızın tabi yorum yapamıyoruz sonuçta mülk hakkı kutsaldır. Ama riskli bir alan üzerinde varlıklarını devam ettirmeleri kabul edilebilir bir durum değil. Özel mülke konu olan binalarında bir an önce devrolmasını bekliyoruz. Vatandaşlarımızın hesaplarına paralarını yatırıp, binaların tapularını alıyoruz sonra oraları ihale usulüyle yıkacağız. Çünkü Bitlis merkez hakikaten muazzam bir yer. Sahip olduğu tarihi varlıklar, ecdat yadigarı eserler harika görünüyor. Ama deryatağının üzerindeki binalar izbe bir görüntü halinde kalmışlar" dedi.

Bitlis'teki tekstil atölyeleri binaları 10 yıllığına kiraya verilecek!