Boğaziçi Kanunu yenileniyor!
Bayındırlık Bakanlığı, Arap saçına dönen Boğaziçi Kanunu'nu yenilemek üzere yeni bir yasa taslağı üzerinde çalışıyor.
Mevcut problemlerin çözümüne ve Boğaziçi'nin daha iyi korunmasına yönelik olarak hazırlanan taslak; bölgedeki kaçak olan tüm yapıların yıkılmasını ve cezaların artırılmasını öngörüyor. Üst düzey bir yetkili, "Taslak yasalaşırsa şuanda kaçak olan hiçbir yapının kurtulma imkan ve ihtimali kalmayacak. Hepsi yıkılacak" diyor.
Mevcut yasayla kaçak binanın yıkımı için karar alındıktan itibaren bir ay süre tanınıyor. Oysa yeni kanun yıkım kararı alındıktan itibaren bir hafta içinde kararın uygulanması hükmünü getiriyor. Kamulaştırmayı kolaylaştırıyor. Planda korunacak yerler netleştirilirken; korumanın nasıl yapılacağı da tarif edilecek. Korunacak yerler kamulaştırılarak, halkın kullanımına açılacak. Belediyelere kamulaştırma için kaynak yaratma ve aktarma yetkisi verilecek.
Boğaziçi İmar Planı ile Boğaziçi Kanununun örtüşmediğine dikkat çeken yetkili şöyle devam ediyor:
"Bir karar verilmesi gerektiğinde dolambaçlı yollarla herkes kendine göre bir çözüm bulabiliyor. Bir şeyin sahibi çoğaldıkça boşluk ortaya çıkıyor. Biz daha uygulanabilir, sınırları, prensipleri net hale getirmeyi hedefliyoruz. Kargaşaya yol açan hükümler var. Bundan dolayı da vatandaşın haklı olduğu hususlar var. Bize göre kaçak, onlara göre hak. Bu da davalara konu oluyor. Vatandaşın mülküne sınır koyuyorsunuz. Ama ne kamulaştırılmış ne yeşil alan yapılmış. Hem vatandaşta duruyor, hem korunsun, diyorsun. Vatandaş bir şekilde yok ediyor, yanlış çözümler arıyor. İşte kanunda bunu netleştirmek lazım. Kamu adına korunsun, deniliyorsa; devlet olarak bedelini ödeyeceksin. Ben senin mülkünü `benim adıma koru' diyorum ama bunun maliyetini topluma yansıtmıyorum. Bugün SİT alanları, tescilli binalar işte bu nedenle korunmuyor. Çivi çakmak için proje maliyetin bir ise 10 oluyor; eski yapı onaramıyorsun da bir yolunu bulup yakıyorsun. Yeni ev yapmak için yollar arıyorsun ama korumuyorsun. Korunacak tarafa maliyet yüklüyorsun. Boğaziçinde de böyle. Bunlara çözüm getirmek gerekiyordu, biz de bunu yapıyoruz."
OKAN ŞENTÜRK/EKONOMİST