Sektörel

Bolu'da 1 milyon 270 bin konut, alıcısını bekliyor!

Bolu'da 2020 yılında 1 milyon 270 bin konut, alıcısının bekliyor. Bu durumda, gayrimenkul sektöründe yeni bir fon kurulması önerildi.

Bolu'nun Sesi Gazetesi yazarı ve İktisatçı Belgin Özer, bugünkü yazısında ''İnşaat müteahhitlerimiz'' konusu kaleme aldı. İşte o yazı...

Yıl 2020. Yurdumuzdaki 1.270.000 konut alıcısını bekliyor. Şehrimizde kaç müteahhidin kaç dairesi satılamadı? Bunlara yapılan yatırım 1 milyar TL olarak hesaplanıyor. Bu tutarın yüzde 80’i şehir dışından gelen malzemelerle ilgili. Finansmanın yüzde 30’u özsermaye, kalanı malzeme satanlara, bankalara, işçilere, inşaat halinde daire satın alanlara ait. Özsermayenin yüzde 50’si de şehir dışından gelme (rakamlar tahmini ve yaklaşıktır).  

Bu duruma; liberal ekonomi devlet politikası ile arsa bolluğu neticesi ve yurt çapında gelindi.  

Ortaya çıkan sorunlar neler?..  

- Banka borçlarının ödenememesi, 

- Malzeme ödemelerinin yapılamaması, 

- İşçilerin işsiz kalması, alacaklarını alamamaları, 

- Yukarıdaki bütün unsurların piyasanın tamamını etkilemesi. 

Bu sorunların altında müteahhitler eziliyor. İcralar, iflaslar, kredili sahte alışverişler, gizli zararına satışlar olup duruyor. 

Bu müteahhitler kimler?  

Topluma yararlı üretim yaparken, istihdam yaratırken bu durum oluştu. Hata yalnız onların mı? Bu mesleğin okulu yok. Özel yetenekler gerektirir. İstihdam yaratıcısıdır; cesaret, sermaye gerektirir. Liberal ekonominin motorlarından biridir. Yaptıkları ticarettir, kâr veya zarar edebilirler. Bugünkü zor duruma, devletimizin politikası neticesi geldiler. Buraya kadar yazdıklarım az çok herkesin malûmu.  

Gelelim yazının esas amacına!.. Her zorluk bir fırsattır. Zorluklar çareleriyle birlikte gelir. Çare tükenmez. Bu geleneksel deyişlerin tamamı gerçektir. Ekonominin bu zor yetişen önemli unsurlarına, toplumun destek olma zamanıdır.  

Ekonominin 4-5 yıl geri gitmesini önlemek için; düşünmeli, tespitler yapılmalı, organize olunmalı ve süratle icraata geçilmelidir. Merkezi, mahalli idareler, mesleki kuruluşlar, STK’lar, bankalar bir araya gelerek bu durumu fırsata dönüştürmelidir. 

Banka kredilerinin ucuzlatılması, kredilerin yapılandırılması yararlı oluyor. Enflasyon nedeniyle nakdi tasarrufların erimekte oluşu, sahiplerine yeni alternatifler aratıyor. Küçük şehrin birikimleri büyük şehirlere akarken, büyük şehirlerin küçük tasarrufları küçük şehirlere gidiyor. İstanbul’da en küçük gayrimenkul 1 Milyon TL iken, küçük şehirde en iyisi 500 Bin TL’ye satılıyor. Herkes biliyor ki, orta sınıf tasarrufları için en iyi yatırım gayrimenkuldür. Çare olarak fonlar kurulabilir, reklâm kampanyaları yapılabilir, farkındalık yaratılabilir.  

Diyeceğim o ki, süratle talep yaratılmalıdır. Sanayi çarşısının taşınması, kadınlar pazarının çağdaş hale getirilmesi çareler arasındadır.  

Farkı konularda başarılı olabilecek, yeniden yetişmesi yıllar sürecek bu yetenekli meslek erbabı müteahhitler, usta ve işçiler, malzeme esnafı yalnız bırakılmamalıdır. Doğacak hasar herkesi ilgilendirir.