22 / 12 / 2024

Burdur'un yeni imar planına ihtiyacı var!

Burdur'un yeni imar planına ihtiyacı var!

Karasenir son yıllarda Burdur şehir merkezinde kentsel dönüşüm tartışmalarıyla sıkça gündeme gelen bir bölge. Burdur Yenigün Gazetesi Karasenir Mahallesi'ndeki kentsel dönüşümü ele aldı. işte o yazı...



Karasenir son yıllarda Burdur şehir merkezinde kentsel dönüşüm tartışmalarıyla sıkça gündeme gelen bir bölge. Burdur Yenigün Gazetesi Karasenir Mahallesi'ndeki kentsel dönüşümü ele aldı. işte o yazı...


Bu hafta arkadaşımız Hacer Zeren Karasenir Mahallesi’nde… Karasenir son yıllarda Burdur şehir merkezinde kentsel dönüşüm tartışmalarıyla sıkça gündeme gelen bir bölge. Karasenir Mahallesi çalışmamızda öne çıkan iki konu var; birincisi Kentsel Dönüşüm, çünkü; halen mahalle sakinlerinin birinci gündem konusu. Bir de mahalledeki mülteciler…


Ben 4 dönemdir Karasenir Mahallesi Muhtarlığını yapıyorum. Kenarda olan bir mahalle. Kenarda olmasına rağmen merkeze yakın. 2162 hanemiz var. Tabi bunu kişi bazına vurursak 3’e katlamamız gerekir ki kişi sayısını alabilirim. Halk Eğitim Merkezi, Velicangil İlköğretim Okulu ve Jandarma Alay Komutanlığı bu mahallede. Nurullah Camiği bu mahallede. Mahallemiz sakin. Huzur ve asayiş yönünden normal. Ufak tefek olaylar her yerde olduğu gibi oluyor.


Mültecilerimiz genelde Afgan ve Somalili mültecilerimiz var. Devletimiz mültecilerimize; kömür, gıda ve barınma yardımlarında bulunuyor. Ayrıca parasal yardım alıyorlar. Elektrik, su ve kira bedellerini devlet ödüyor. Mültecilerimiz bu mahallede kalmaktan memnunlar.


YOL ÇALIŞMALARI: Mahallemizde yol sorunu yok. Kaldırım çalışmaları yapılıyor. Bazı yapılması gereken kaldırımlar da var.


‘BURDUR’UN YENİ İMAR PLANINA İHTİYACI VAR!’


Mahallelimizin kafası karışık; olmalı mı olmamalı mı insanlar bilmiyor.   Bir ortak karar alamadık. Bir yapı izni verilmiş olsa… Burada tek katlı, ahşap evlerimiz var. Allah göstermesin bir yangın ya da deprem olsa, İtfaiye’nin giremeyeceği sokaklarımız var. Dar sokaklarımızın genişletilmesi gerekiyor ama ‘Kentsel Dönüşüm’ alanı olduğundan bir şey yapamıyoruz ki! Burada imar tadilat planları değişirse iyi olur. Yani, Burdur’un yeni bir imar planına ihtiyacı var.


‘İNSANLAR ACABA BEN EVİMDEN, YURDUMDAN OLUR MUYUM? KAYGISI TAŞIYOR!’


‘İstiyorum diyen de var, istemiyorum diyen de’ var.   Ortak karar varılmıyor. İnsanların kafası karışık. ‘Acaba ben evimden, yurdumdan olur muyum?’ diye insanlarda bir sıkıntı var. Bir bilgilendirme yapılması gerekiyor. Bilgilendirme eksikliği olduğundan dolayı zaten bu hale geldik! Biri bir çeşit konuşuyor, diğeri başka konuşunca mahallelinin kafası karışıyor!


‘MÜSTAKİL-BAHÇELİ ELVER YAPILMALI, YEŞİL ALANLAR ÇOĞALMALI’


Biraz önce bir kanalda kentsel dönüşümle ilgili bir konuşma vardı onu dinliyordum, kentsel dönüşümler dikey yapılarla olmaz diyor. Hep bina yapınca betonlaşma oluyor. Bunun yerine müstakil evler yapılsa, bahçeli alanlar olsa. Bahçeli evlerde daha rahat yaşamak istiyor vatandaş!


‘Fay hattının geçtiği yerin 40 metre sağına 40 metre soluna konut yapılamaz’ diyor, ‘ama bazı yerlerde fay hattı var burada diye diye, bazı binaların üzerine 3 kat verildi.’ Burdur’da var. Bizim mahallemizde de var. Burada hiçbir konut, bina yapamazsınız denilmesine rağmen, buraya bina ruhsatı verildi.’


‘VATANDAŞLARIN KAFALARINDAKİ SORU İŞARETLERİ GİDERİLMELİ’


En güzeli, burada müstakil, bahçeli binalar yapılması. Kentsel dönüşüm olacaksa, nasıl olacak vatandaş bilgilendirilmeli. Olmayacaksa, İmar Planı değişsin. Yataydan dikeye geçilsin. Vatandaş, yap-satçılarla anlaşsın. Daha rahat. En azından vatandaşın kafasından soru işaretleri silinmiş olur. İstemeyen yapmayabilir. Karasenir Caddesi’nde, ahşap, içinde insanın olmadığı evler var. Bunlar yapılsa mahallemiz daha güzel olur. Bunlar yıkılıp yerine tek katlı, 3-4 katlı binalar yapılabilir.


Belediyemizin çalışmalarından memnunuz. Şu anda Karasenir Mahallesi’nde Belediye’nin yapmasını gerektiren özel bir durum yok. Önce Kentsel Dönüşüm meselesinin çözülmesi lazım. Acaba ne isteriz? Belediye çalışma yapmadı diyemem. Belediye geldi kaldırımlarımızı yaptı.   Kentsel Dönüşüm yapılmadan yapılan çalışmaların paraları senden benden çıkıyor. Belediye kaldırımları, yolları yaptı. Bir yıl sonra Kentsel Dönüşüm yapılacak. Bu çalışmaların parası kimden çıkıyor? Senden benden, vergi olarak çıkıyor. Önce Kentsel Dönüşüm meselesi halledilecek, daha sonra Belediye çalışmaları yapılacak.


VELİCANGİL İLKÖĞRETİM OKULU’NUN DURUMU


Okulumuzun depreme dayanıksız rapor geldi. O okul boşaltıldı. Okul şu anda boş. Zaman zaman içindeki malzemeleri boşaltıyorlar, alıyorlar. Yıkılacak ama bir süreç bekleniyor.


SOMALİLİ MÜLTECİLERLE ÖZEL RÖPORTAJ: SORUNLARI-HAYALLERİ- GÖÇ HİKÂYELERİ-TRAJEDİLERİ


Muhabirimiz Hacer Zeren, Karasenir Mahallesi’nde mültecilerle de görüştü. Mahallede; Anne Medine Yusuf,   Meryem, Abdurrahman, Ebubekir ve Muhammed Yusuf ve Naime Şerif Ahmet ile tek tek görüşerek, onların sorunlarını, yaşadıkları acıları ve devlet erkanından beklentilerini sordu.


MÜLTECİLERLE YAPILAN RÖPORTAJDAN İZLENİMLER


Kolay değil. Somalili mülteciler hâlâ savaşın, aybedilen yakınlarının acılarını yaşıyor. 9 yaşındaki Ebubekir Yusuf’u dinlerken anlıyorsunuz ki, savaşın yarattığı ağır tahribatı, travmayı atlatamadıkları için, Burdur onlar için ne kadar güvenli olsa da, yetkililer ne kadar ilgilense de onlar dışarıya çıkmakta, başkalarıyla görüşmekte tereddüt ediyorlar… Ebubekir, dışarıya, yanlarında ailesinden biri olmadan çıkmadıklarını, sadece evin önünde oynayabildiklerini anlatıyor. Hatta, evlerinin perdeleri sürekli kapalı. İçeride bir taraftan yaşadıkları travmanın, geçmişin izlerinin silmeye çalışan diğer taraftan hayata tutunmaya çalışan ve en önemlisi başlarına gelen büyük felaketlere rağmen halen ‘şükreden’ insanlara rastlıyorsunuz.


Yaşadıkları ağır trajedi nedeniyle biraz çekingen, içe kapanıklar. Onlara ‘devletten beklentilerini, yaşadıkları sorunları’ sorduğumuzda cevap vermekten çekiniyorlar. ‘Herşeyden memnunuz’ diyorlar ama biraz kurcalayınca, biraz soru sorunca, biraz yakın davranınca, iyi niyetini anlayınca hemen beklentilerini, hayallerini, korkularını, Burdur’da yaşadıkları sorunları teker teker anlatıyorlar ve   açıklamalarından bir kez daha anlıyorsunuz ki; sebebi ne olursa olsun; ‘savaşlar, kıyımlar, ayrımcılık, ırkçılık insanların ölmesinden, ailelerin yok olmasından, insanları yerinden yurdundan etmekten, parçalamaktan başka hiçbir işe yaramıyo!..’ Savaşların yarattığı travmanın etkisi insanlarda ömür boyu devam ediyor. Bu psikolojiyi yaşayan, daha çocuk yaşta en yakınlarını kaybeden çocukların gözlerindeki çaresizlik, korku, özgüven eksikliği, içe kapanıklık ve umut bize savaşların ne kadar gereksiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.


ANITKABİR’i görmek istiyorlar


Ebubekir, Muhabirimiz Hacer Zeren ile konuşurken, sorularını yanıtlarken ilk başta çekiniyor. Bütün soruların cevabını annesine soruyor. İlk başlarda sorulan soruları ‘ben bilmiyorum’ diyerek yanıtlıyor. Ama daha sonra, Mahalleye geliş amacımızın, onlarla konuşmamızın tek nedeninin ‘onların acılarına bir nebze ortak olmaya çalışmak, yardımcı olmak, onlarla sohbet etmek’ olduğunu söyleyince, yavaş yavaş açılıyor. Röportajın son bölümlerinde ise bizimle iyice kaynaşıyorlar. Burdur’da bazı insanların ‘siyah’ oldukları için onlarla dalga geçtiklerinden, ‘siz neden siyahsınız?’ diye sorduklarından bahsediyorlar. Sona doğru bizimle dostluk kurup, hayallerinden söz ediyorlar. En başlıca hayalleri; Ankara’da Anıtkabir’i ziyaret etmek, Ata’nın mezarını görmek, O’nun için dua etmek. Diğer hayalleri ise; İstanbul’u görmek. Namını daha önce de Somali’de çok duymuşlar. Belki, buradan yetkililerimiz, Somalili mülteci kardeşlerimizin hayallerini gerçekleştirmek için bir adım atar. Daha önce de belirttiğimiz gibi; biz onların yaşadıkları sorunları aktarmak, hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak için naçizane bir ‘köprü’ vazifesi görüyoruz. Şimdi gelin, Burdur’a geliş hikâyelerini, Somali’de yaşadıkları acıları, Burdur’da yaşadıkları sorunları ve yetkililerden beklentilerini onların ağzından dinleyelim:


‘ABİM BURDUR’DA KAYBOLDU, BABAM SOMALİ’DE ÖLDÜ’


Ebubekir Yusuf: “Burdur’a 2013 yılında geldik. Somali’den Ankara’ya, Ankara’dan Burdur’a geldik. Orada savaş vardı, babamızı öldürdüler. Bir de abimiz Muhammet burada kayboldu. Hâlâ haber alamadık. Bizimle beraber gelmişti. Buraya geldikten sonra sadece iki gün birlikte kaldık, sonra kayboldu. Emniyet’e haber verdik. Anneme ‘ben çalışacağım’ demiş, sonra da gelmedi. Emniyet yetkilileri bize araştırdıklarını ama henüz haber alamadıklarını söylediler. Abimin bulunmasını istiyoruz. Ablam da Karasenir’deki çıkan yangında ölmüştü. Sobadan yangın çıkmıştı. Sabah saatlerinde, soba yangınından, çatı tutuştu ve ablam çöken çatının altında kalmıştı. Sobadan korkuyoruz. Bu nedenle sobalı olmayan evlerde kalmak istiyoruz.


‘YETKİLİLER BİZİMLE İLGİLENİYOR’


Bize imam ekmek getiriyor. Mahalle Muhtarımız da yardım ediyor. Valilik para ve yakacak yardımında bulunuyor. Burada 6 kişi kalıyoruz. Annem, iki kardeşim, teyzemin en büyük oğlunun çocuğu ve ben. Burada başka Somalili ailelerde var. Hepsiyle görüşüyoruz. Ben burada mutluyum. Mahalle muhtarı, herkes bizimle ilgileniyor. Türkiye bize sahip çıktı. Bizi seviyorlar burada. Okulumda arkadaşlarımla ilişkilerim iyi. Somali’yi özlüyorum ama savaştan korkuyorum. Annem rahatsız, yürümekte zorlanıyor. Ben sadece babamın öldüğünü hatırlıyorum. Bize bu yardımları yapan herkese çok teşekkür ederim.”


‘YİNE SAVAŞ OLUR DİYE KORKUYORUM-YALNIZ SOKAĞA ÇIKAMIYORUM’


Muhammet Yusuf: “10 yaşındayım. Buraya geldiğimde 7 yaşımdaydım. Burada yaşamaktan mutluyum. Okulda bize iyi davranıyorlar. Abim bana ne istersem alıyor. Abimle parklara gidiyoruz bazen, oyun oynamak için. Hâlâ bir şey olur diye korktuğum için abimle geziyorum. Yalnız sokağa çıkmaya korkuyorum. Türkçeyi okulda öğrettiler.”


Rahman Yusuf: “12 yaşımdayım. Burdur’dan memnunum. Burada güvende hissediyoruz. Emniyet, mahalle muhtarımız bizimle ilgileniyor. İstediğim bir şey yok. Burada başka akrabalarımız var. Burada yaşam koşullarımız daha iyi. Orada evlerimiz biraz daha küçüktü. Bir de biz Ankara’ya gitmek Anıtkabir’i ziyaret etmek, görmek istiyoruz. Bir de İstanbul’u görmek istiyoruz.”


‘BAZI İNSANLAR, SİZ NEDEN SİYAHSINIZ’ DİYE DALGA GEÇİYOR!’


Naime Şerif Ahmet: “Burdur’a 5 yıl önce geldik. Hayat zor. Mesela burada okula gittiğimde bazı çocuklar bize ‘kömür suratlı’ diyor. Bizim eve erkekler bazen taş atıyorlar. Ama Türkiye, Türkler iyi fakat bazı insanlar böyle yapıyor. Ben bunlara çok üzülüyorum. Eve geldiğimde bazen ağlıyorum. Peygamberlerin içinde de siyah var. Kıyamet günü hepimiz orada olacağız. Biz de Müslümanız. Babam Somali’de öldü. Biz pazara gitmiştik, eve geldik babam ölmüş. Nedenini bilmiyoruz. (Ağlıyor)


‘TÜRKİYE’YE-TÜRKLERE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM’


Türkiye’ye, Türklere çok teşekkür ederim. Burdur iyi. Valilik, Emniyet, Belediye bizimle yakından ilgileniyorlar. Devlet bize kömür, gıda, yakacak yardımı yapıyor. Yetkililerden memnunuz. Dışarıda, sokakta, pazarda insanlar bize iyi davranıyorlar. Pazarda herşeyi bulabiliyoruz. Bize yardım da ediyorlar. Cami İmamı da bize yardım ediyor. Elektrik, su parasını devlet ödüyor. Bize para yardımı yapıyor ama bu yeterli olmuyor. Kira parası veriyorlar. Sobalı evden de korkuyoruz, yangın çıkar diye.”


Muhtar Musa Sarı: “Biz mültecilerimizin sorunlarını okul müdürüyle ve diğer yetkililerle görüşerek halletmeye çalışıyoruz. Hepimiz Müslüman evladıyız. Mültecilerimize bu şekilde davranmaları yanlış. En azından az değiller. Mahallede başka Somalililer var, birbirlerine gelip gidiyorlar. Biz de elimizden geldiği kadar onları ziyaret edip, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Genelde Kurban ve Ramazan Bayramlarında, kardeşlerimize gıda yardımında bulunuyoruz. Hepimizin Kıblesi aynı. Bu kardeşlerimiz gelmiş bizim ülkemize sığınmışlar, bizim sahip çıkmamız lâzım.”


Burdur Yenigün


Geri Dön