Cahit Turhan: Türk inşaat sektörü dünyada bir marka!
Karayolları Genel Müdürü Mehmet Cahit Turhan; Türk inşaat sektörünün dünyada bir marka olduğunu ve Dünyada inşaat sektöründe ikinci sıraya yükseldiğimiz söylendi. Birinci sırada Çin'in olduğunu belirtti...
Karayolları Genel Müdürü Mehmet Cahit Turhan, "Arkadaşlarımızı, Karayolları Genel Müdürlüğü olarak insansız ulaşım araçları kullanılmaya başlandığında biz bu insanların talebini nasıl karşılayacağız, buna hazırlıyoruz" söyledi...
Turhan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Dr. Osman Turan Kültür
ve Kongre Merkezinde düzenlenen "Türkiye İnşaat Mühendisliği Öğrencileri
Buluşması" etkinliğinde verdiği konferansta, 15 yıl önceki mühendislik tekniği
ve teknolojisi uygulamaları ile bugünkü uygulamaların çok farklı olduğunu
belirterek, "Yarın daha farklı olacak. Biz şimdi arkadaşlarımızı, Karayolları
Genel Müdürlüğü olarak insansız ulaşım araçlarının kullanılmaya başladığında biz
bu insanların talebini nasıl karşılayacağız, buna hazırlıyoruz. İnsansız araçlar
yollarda gezmek isteyecek. Hızlı tren yapılıyor. Baş döndürücü bir şekilde bilim
teknik gelişiyor" diye söyledi.
Nüfus ve ihtiyaçların arttığını vurgulayan Turhan, "Nüfus arttıkça,
ihtiyaçlar arttıkça rekabet içerisinde dünyamız adeta şehre, köye dönünce herkes
kozlarını ancak bilgi gücüyle öne çıkarabilir ve piyasanın hakimi olabilir. Bizim
müteahhitlerimiz, edindiği deneyimlerle, bilgilerle dünyanın birçok ülkesinde, o
ülkelerin kendi ülke firmalarından daha rekabetçi fiyatlar vererek işler
yapıyorlar. Bu nedir, edindiği deneyim, bilgi ve tecrübedir" belirtti.
Türk inşaat sektörünün dünyada bir marka olduğunu dile getiren Turhan,
şöyle devam sürdürdü:
"Bunu da sürdürmek lazım. Dünyada inşaat sektöründe ikinci sıraya
yükseldiğimiz söylendi. Birinci sırada Çin var. Çin daha büyük bir ülke.
Büyüklüğünü kullanarak bizim önümüzde. Bir de tabii Çinin çok büyük finans
birikimi var. Dünyaya açılmak için firmalarını destekliyor. Bizim ülkemize de
geliyorlar, bizim projelerimize de başvuruyorlar. Yeter ki yurt dışında gidin
çalışın, yurt dışında iş yapma tecrübesini kazanın. İşiniz çok ucuz. İşçisini
kendisi getiriyor. Bazı ülkeler işçi konusunda belirli kotalar koyuyorlar. İnşaat
sektöründe Çin gibi birinci olmaktansa Türk gibi ikinci olmayı tercih ederiz.
Çünkü çalıştırdığı işçinin hakkı konusunda, açık yüreklilik ve cesaretle
söylüyorum ki bizim müteahhitlerimiz öyle bir iş ortamında işçiyi çalıştıramaz.
İşçi hakları konusunda yeterli seviyede değiller." dedi.
Turhan, Karayolları Genel Müdürlüğünün çalışmalarına da değinerek, genel
müdürlüğün yatırım programında 77 milyar liralık bir proje stoku bulunduğunu, bu
proje stokunun 49 milyar lirasının geçmiş yıllarda kullanıldığını, kalan 28
milyar liralık işin de devam ettiğini ifade etti.
Bu projeler sürerken bir taraftan yeni işlerin de programa dahil olduğunu
anlatan Turhan, şunları belirtti:
"2 bin 940 iş yerinde şu anda çalışıyoruz. Genelde işlerimizi müteahhit,
ihale marifetiyle yapıyoruz. Özel sektörün sermayesini, birikimini, esnekliğini,
kıvraklığını, hızlı hareket kabiliyetini kullanarak bu işleri ihale marifetiyle
yapıyoruz. Bu iş yerlerimizde müteahhitlerimiz adına çalışan 85 bin 497 kişi var.
Hem yatırım yaparken hem ülkemizin ulaşım altyapısını güçlendirirken,
geliştirirken bölgeler arası kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmak için,
yatırımları dengeli bir şekilde yurt sathına yaymak için tüm yurt sathında
özellikle bölünmüş yolları devreye aldık." dedi.
TÜRK MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ BAŞKANVEKİLİ YENİGÜN
Türk Müteahhitler Birliği Başkanvekili Edip Yenigün ise inşaat sektörünün
Türkiye için çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "GSYİH içindeki payı direkt
olarak yüzde 7lere varan, etkilediği 200 kadar sektörle birlikte yüzde 30a
ulaşabilen dev bir sektör, ekonominin lokomotifidir. Yarattığı istihdam ve
faaliyetlerinin coğrafi dağılmışlığı nedeniyle hem yoksulluğa hem de bölgeler
arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal kriz kalkanıdır. İnşaat
sektörünün ekonomiye sağladığı bir diğer önemli katkı hem inşaat malzemesi
ihracatı hem de yurt dışı müteahhitlik hizmetleri ile getirdiği dövizdir"
dedi.
Türk müteahhitlerin bugüne kadar dünyanın 90 ülkesinde toplam tutarı 190
milyar dolara ulaşan 6 bin kadar projeye imza attığını vurgulayan Yenigün, şöyle
söyledi:
"Yaşadığımız çevreyi insana ve uygarlığa yakışan şekilde biçimlendirmek,
bilgi ve beceri işi olduğu kadar ahlak işidir. Duyarlılık ve sorumluluk
gerektiren bir iştir. Bu açıdan baktığımızda kentlerimizin çirkinleşmesini ve
yapılarımızın kalitesizliğini görmemek ve buna üzülmemek mümkün değildir. Yapı
stokumuzun yüzde 70inin ya inşaat ya da iskan ruhsatından yoksun olmasına ve
önemli bir bölümünün can güvenliği riski barındırmasına kayıtsız kalmak mümkün
değildir. İnşaatçılar olarak, depremin Anadolunun ezeli ve ebedi gerçeği
olduğunu Türkiye coğrafyasının yüzde 95inde her an deprem olabileceğini,
ülkemizde 1900lü yıllardan bugüne kadar 130 şiddetli deprem yaşanmış ve bunlarda
on binlerce insanımızın kaybedilmiş olduğunu hep hatırda tutmalıyız." dedi.
Planlamanın, çevre kalitesini belirleyen karar süreçlerinin ilk adımı
olduğunu anlatan Yenigün, "Planlı gelişmeyi sağlamakta maalesef
yetersizliklerimiz var. Daha çok ve daha çabuk para kazanma hırsı toplumsal yarar
kaygısını ezip geçmektedir. Büyük kentlerimizde rant yağması, kent arsalarının
bir biri ardınca yüksek yoğunluklu yerleşmeye açılması ve kaçak yapılaşma
yaygındır. Kamu ihale sisteminden başlayarak imar, deprem, yapı denetimi, yapı
malzemeleri ve mesleki yetkinlik alanlarına uzanan geniş bir yelpazedeki
mevzuatın yeniden düzenlenmesine, uygulayıcı kurum ve kuruluşların
kapasitelerinin geliştirilmesine ihtiyacımız var" dedi.
BİLGİ, EĞİTİM VE MESLEK ETİĞİ YETERSİZ
Yenigün, yaşam kalitesini düşüren ve inşaatçılığın itibarına zarar veren
2 temel sorun bulunduğunu belirterek, şunları belirtti:
"
Bunlardan birincisi bilgi ve eğitim yetersizliği, ikincisi ise meslek
etiğinin yetersizliğidir. Rant hesabı ile şehirlerimizi yaşanmaz hale getiren
imar planı değişikliklerinde, çöken binaların ruhsatlarında, betonarme
projelerinde, denetim raporlarında, hatta Meclisten çıkan yasalarda şehir
plancılarının, mimarların ve mühendislerin imzaları vardır. Eğitimin her
kademesinde ne denli ciddi zafiyetler olduğunu, sayısı hızla artan
üniversitelerimizin çoğunluğunun öğretim üyesi, laboratuvar donanımı, derslik,
bütçe ve müfredat boyutlarıyla dünya standartlarının ne denli gerisinde kaldığını
hepimiz biliyoruz. Uluslararası rekabet artık sadece yurt dışında değil, aynı
zamanda yurt içindedir. Dünyayı, Türkiyeyi ve teknolojideki gelişmeleri doğru
algılayarak ve geleceği görerek yol almak, başarının anahtarıdır." dedi.
KTÜ İnşaat Kulübünün ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Türkiye İnşaat
Mühendisliği Öğrencileri Buluşması" etkinliği, 22 Haziranda sona erecek.
AA