Çanakkale'nin ruhu yeniden yaşatılacak!
Çanakkale Savaşları’nın 100. yılının dünya açısından da büyük önem taşıdığını vurgulayan Vali Ahmet Çınar, “2015, hepimizin gurur yılı olacak. O ruhu yeniden yaşayacağız” dedi. Kentte büyük bir hazırlık başladı.
Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı için kentte büyük bir hazırlık çalışması başlattıklarını belirten Vali Ahmet Çınar, “2015, hepimizin gurur yılı olacak. O ruhu yeniden yaşayacağız” dedi.
Kutlamalara 77 ülkeden üst düzey katılım beklediklerini belirten Vali Çınar, 100. yılın konserler, konferanslar, kitap yayınları, sinema belgeselleri gibi çok sayıda etkinlikle kutlanacağını söyledi.
‘Çanakkale ruhunu’ yeniden yaşayacağız
Çanakkale, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 100. yılı görkemli bir şekilde kutlamaya hazırlanıyor. Valiliğin öncülüğünde düzenlenecek olan geniş çaplı etkinliklere 77 ülkeden üst düzey katılımın olması bekleniyor. Mayıs 2013’ten itibaren Çanakkale Valiliği görevini sürdüren Ahmet Çınar, Çanakkale Savaşları ve 100. Yıl hazırlıklarıyla ilgili olarak düşüncelerini Milliyet’le paylaştı.
100. yılın Çanakkale, Türkiye ve dünya bazında önemi nedir?
Ben, Çanakkale için ‘İstanbul’un küçük kardeşi’ diyorum. Ve stratejik nokta olduğu kadar çok bereketli de bir toprak. Türkiye’de birçok ürünün üretiminde ilk sıralarda yer alan bir il. Bundan dolayı da tarihin her döneminde hem medeniyetlerin hem de şehirlerin kurulma noktası olmuş. Toplam doksan sekiz ayrı şehrin burada kurulduğuna dair bilgiler var. İnsanlarla mitolojinin bir arada yaşadığı bir mekân olmuş. Truva, bilinen en büyük efsane ve bunlardan en önemlisi. Ve son gelinen noktada da, büyük Türkiye’nin yeniden varoluş noktası diyorum ben Çanakkale’ye. Neden böyle? İnsanlık tarihinin en büyük savaşlarından biri burada yaşandı çünkü. Ve insanlık tarihinin en büyük destanlarından bir tanesi de yine burada yazıldı.
‘Uçaklar sergilenecek’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 100. yılın çok görkemli bir şekilde kutlanması için talimatları oldu. Kutlamalara 77 ülkeden üst düzey katılımcı gelmesi ve mümkün olduğunca etkili bir kutlama olması şeklinde...
Cumhurbaşkanımızın bölgeye özel ilgisi var ve neredeyse her yıl etkinliklere de gelmiş. Son 8-9 yılda 400 milyon lira gibi büyük bir yatırım yapıldı Çanakkale’ye. 100. yıl dolayısıyla Dışişleri Bakanlığımızın sekreteryasında devam eden, hem savaşan hem diğer ülkelerden çok sayıda üst düzey ziyaretçinin gelmesi için gerekli temaslar sağlandı. Ve ümidimiz o ki, pek çok ülkeden, yüksek makamlardan, devlet başkanlığı seviyesinde misafirlerimiz buraya gelip programlara katılacak.
Boğaz’daki batıklarla ilgili herhangi bir çalışma var mı?
Büyük bir hayaldi, dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellik, bir eser ortaya çıkacaktı diye düşünüyorum. Şuydu projemiz... Mevcut koordinatları belli olan, bize, savaşan devletlere ait olan 15 adet batık var boğazda. Diğer filikaları sayarsak daha da fazla olabilir, belki ellileri bulabilir ama zırhlılar ve büyük savaş gemileri diyebileceğimiz denizaltılar var boğazda. Benim hayalim şöyle, bunların hepsini dışarıya çıkarıp geniş bir alanda, dünyanın en büyük açık hava savaş müzesi gibi bir anlayışta, her bir geminin kendi hikâyesi, kendi askerleri, komutanları ve bunların fotoğrafları. Her biri ayrı müstakil bir müze olabilecek bir çalışma... Ancak uzmanlar bu batıkların su yüzeyine çıkarılmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu aşamada, belki bazı gemilere özel bir asansörle ziyaretçi alınması veya misafirlere dalış için imkânların sağlanmasına yönelik projelerimiz var.
‘Filmdeki uçaklar sergilenecek’
Tarihi Hamidiye tabyalarıyla ilgili çalışmalar ne durumda?
Hamidiye tabyalarındaki restorasyon çalışmaları son hızıyla devam ediyor. 2015 yaz dönemine yetişir diye tahmin ediyorum. Tabyalarda, bütün alanın peyzajı üzerinde çalışılıyor. Ve çok güzel bir noktada, denizin kenarında, halkımızın rahatça ziyaret edebileceği bir yer.
‘Son Mektup’ adlı filmde kullanılan uçakların sergilenmesini gündeme getirdiniz.
‘Son Mektup’ filmi, Türkiye’de yanılmıyorsam bugüne kadar en yüksek bütçe ile yapılmış bir sinema filmidir. Şu dönem montaj aşamasında. Şubat ayında bunun galasını yapacağız. Bu uçak maketleri ile ilgili olarak yapılan maketler Alçıtepe’de bulunuyor. Sergileme noktasının da yine aynı yerde olması konusunda düşünceler vardı. Fakat Kültür Bakanlığımız, tabyaların restorasyon işlerinin başlamasıyla birlikte, uçakların maketlerinin burada sergileneceğini uygun gördüler. Bir depoya kaldırılacak ve Hamidiye tabyalarının restorasyon işleri bittiğinde uygun noktaya montajı yapılacak.
Benim bir de kişisel bir projem var, birilerine yaptırmayı düşünüyorum. Şunu istiyorum, savaşan ülkelerin çocuk şarkıları, kendi halk geçmişinden gelen her ülkenin çocuk şarkılarını, bir grup oluşturalım ve bu çocukları savaşa katılmış ülkelere gönderelim. Bütün bu çocuklar orada dil eğitimi alsın ve son bir haftada buraya gelip şef marifetiyle burada her ülke, her renkten çocuklar söylesin. Bu tarz etkinlikler olacak. spor müsabakaları ve konferanslar olacak. Bu arada şunu da belirteyim, bu sinema 100. yıl projesi olarak etkili olacak. Bunun yanında Kale Grubu, Kanada’da dünyada işlerinde en iyi olan iki firmadan biri denilen, profesyonel bir firmayla temas halinde. Burada da sunumlarını yaptılar, İstanbul’da da konu ile ilgili toplantı yapıldı. Danışman grubu hocalar oluşturuldu, üniversitemizden de var. Bunların da bilgileri ışığında bir Çanakkale belgeseli yapılacak. Tabii bu baştan sona savaşı anlatan değil ama daha çok belli mesaj içeriği olan belli konulara temas eden bir çalışma yapacaklar. Örneğin, her ülkedeki annelerin diliyle bir anlatım yapacağız dediler, orijinal bir fikirdi. Bu da 100. yılda önemli bir eser olacak. Hayli de yüksek bir bütçeye sahip olacak. 1 milyon doların üstünde bir rakamı buluyor.
Vali Çınar, geçen yıl düzenlenen Seyit Onbaşı’yı anma töreninde karanfil bırakmıştı.
‘Barışın merkezi olmalıyız’
100. yılla ilgili olarak özel bir mesajınız var mı?
100. yıl hepimizin gurur yılı olacak. Yeniden barışın kardeşliğin, bütünleşmenin yılı da olcacak. Burada ölen 250 bin kişiden ibaret değil savaş. Gazilerimiz vardı, bu gazileri şehitleri askere gönderen, belki onlardan çok daha büyük acı yaşayan, özlem duyan anne babalar kardeşler, eşler, nişanlılar vardı. Dolayısıyla 100. yılda bütün milletin kenetlenmesi gerekir, o ruhu yeniden yaşamak, bu memleketi büyük bir birlik içerisinde barışın merkezi haline getirmek gerekli. Bu temenni kısmı. 100. yıl çok sayıda etkinliklerle geçecek, konserler, konferanslar, sempozyumlar, Kitap yayınları, sinema belgeselleri, gösterimler, festivaller. Bütün bu görsel programlar denizde, gecede, havai fişekle, lazerle vs. bir şenlik havasında olacak ama bu büyük eserler bu şehre kazandırılmalı.
‘Savaş müzesinin olmayışı çok büyük bir eksikliktir’
Sizin çok arzu ettiğiniz, Çanakkale’de bir savaş müzesi projeniz var. Bununla ilgili son durum nedir?
Çanakkale Müzesi’nin olmayışını büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Tabii müze yapmak kolay değil, hem işin sanatsal yönü, hem teknik yönü, hem mali yönü ve hatta müzenin yapılacağı yerin temini gibi, hakikaten kolay olabilecek şeyler değil; ama şu bir gerçek ki, dünyanın değişik noktalarında birçok yerde savaş müzeleri var. Bizim savaş müzemizin olmayışı birçok yönden eksiklik olarak değerlendirilebilir. Birincisi, çok sayıda küçük büyük koleksiyonerde de savaşa ait birçok eser var. Sayıları 15 bini bulan çok sayıda koleksiyonerle temas halindeyiz. Eserler ellerinde bekliyor. Kendi devletimizin değişik bakanlıklarımızda bulunan eserler de var. Bunun haricinde, eminim savaşın kutsiyetinden, ecdada saygıdan, gözü gibi sakınarak ailelerin sandıklarında savaşa ait eserlerin olduğunu tahmin ediyorum. Buradaki hedefimiz, öncelikle bu şehre çağdaş müzeciliğe uygun olarak mimari bir eserin kazandırılması. Daha sonra, bu koleksiyonerleri ve eserlerini bir araya getirerek hem muhafazalarının sağlanması hem bütün halkımızın, milletimizin ve bütün ziyaretçilerin hizmetine sunulması önemli bir konu. Kültür Bakanlığımız nasıl uygun görür bilmiyoruz, yani yeni bir binanın yapılması mı, yoksa mevcut bir binanın kullanılması mı öngörülür bilmiyorum, bunu zamanla göreceğiz ama benim tercihim yeni bir binanın yapılması şeklinde.
‘Araştırma merkezi açılmalı’
Bir konu daha var. Üniversite bünyesinde Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi diye bir birim var. Hocalarımız çalışıyorlar fakat elbette ki bilimin araştırmanın sonu yok. İlimizdeki bu faaliyetlerde hem kadronun hem de imkanların azlığı sebebiyle mükemmel seviyede gitmiyor. Bir Çanakkale Araştırmaları Merkezi açalım istiyoruz. Burada yayımlanmış yerli yabancı bütün kitaplar, eserler, makaleler yer alsın, bugüne kadar Çanakkale ile ilgili yapılmış bütün video belgesel görselleri ve hatta tarihten kalan, Almanya ve İngiltere’de bulunan, o devletlerin bütün görüntülerin asıllarının, yoksa kopyalarının ilgili ülkelerle görüşmek suretiyle, eksik hiçbir şey kalmayacak şekilde bir araştırma merkezi yapmak istiyoruz. Buna haritalar da eklendiği zaman, içerisinde küçük bir sinema salonu, konferans salonu ve sergi salonu olsun istiyoruz. Ziyaretçisinin de çok olabileceği bir mekân olsun istiyoruz. Dolayısıyla bu işi en profesyonel bir şekilde, üniversitemizle işbirliği protokolü yapmak ve mutlaka Kültür Bakanlığımızın da içinde bulunacağı şekilde bu işi gerçekleştirmek istiyoruz. Yapılması planlanan bina için bir şirketle görüşüyoruz. Ve olumlu yaklaşımları var.
Tarım Fuarı bu şehre yakışır
100. yıldaki Tarım Fuarı hakkında ne söylersiniz?
Böyle bir çalışma var. Tarım Fuarı bu şehre de yakışır. Dünyanın hakikaten en bereketli topraklarından bir tanesi de burası. Tarım Fuarı burada çok önemli, bu fuar belki de doğrudan buradan ihracat imkânlarını, kapılarını açacak. Valilik olarak buna bütün desteğimizi veriyoruz. Terzioğlu Vakfımız geniş bir mekân tahsis edecek, duyurusunu da iyi yapacağız ve gelenekselleşecek pazarlarımızı kolaylaştıracak, büyütecek etkisi olan bir fuarı gerçekleştirmiş olacağız.
Kruvaziyerlerle ilgili bir gelişme var mı?
Şehrimizin tamamında 19 binin biraz üzerinde, 5 yıldızlı otelden pansiyona kadar hesapladığımızda belli bir yatak kapasitemiz var. İki tane beş yıldızlı otelimiz var, dört yıldızlı otellerimiz çoğaldı. Pansiyonculuğu geliştirebilir miyiz, diye çalışma yapıyoruz. Kruvaze gemileri dediğimiz bu yolcu gemilerini kiralamak suretiyle şehrin belli denizin belli noktalarında demirlemek suretiyle bu konaklama ihtiyacımızı giderebileceğimizi planladık. Çünkü, bir gemi birkaç bin kişi birden alabiliyor. İlgili firmalarla her türlü görüşme var, herhangi bir sorun yok, süreç kendi olumlu haliyle ilerliyor.
Milliyet