Caprice Gold'a kayyum atanacak mı?

Fadıl Akgündüz tutuklandı. Yine nitelikli dolandırıcılıkla itham ediliyor. İstanbul Bayrampaşa'da ‘yüksek kira geliri' vaadi ile inşa ettiği Caprice Gold Oteli senelerdir faaliyete geçmedi. 8 bin 400 mağdur var. Mağduriyetin malî boyutu 1 milyar TL'yi aşıyor.

Akgündüz'e para kaptıranlar, seslerini duyurabilmek için Caprice Gold Mağdurları Derneği adı altında birleşti. Şaka değil, hakikat. Mağduriyetin büyüklüğüne rağmen oralı olmayan hükûmetin nazar-ı dikkatini celp edebilecekleri ümidi ile dernek kurdular.    

Hakikaten şaşırmamak elde değil. ‘Mükemmel muhasebe sistemini şüphe uyandırıcı' bularak Kaynak Holding ve Koza İpek Holding'e kayyım atayanlar, Caprice şirketlerinin yanına dahi yanaşamadı. Niye? Dolandırıcılıktan sabıkalı birini son tezgâhında kim ya da kimler himaye etti? Hükûmet Akgündüz'ü himaye etmiyorsa aldığı kararlarla herkesi ikna etmeli. Aleni dolandırıcılığın bütün faillerinin üzerine gidilmeli. İlk iş olarak da mal varlığının tespiti için şirketlere, kayyım tayin edilmeli.

Akgündüz'ün tutuklanması tek başına mağduriyeti gideremez. Aydın Didim'deki Caprice Otel, Akgündüz'ün kız kardeşi üzerine geçti. Böylece nakit ya da nakite dönüşebilecek bütün varlıklarını alacaklı kişi ve kuruluşlardan kaçırdı. Kayyım müessesesi, tam da böylesi suiistimallere karşı kullanılmak üzere ihdas edilmiştir.

Ne var ki hükûmet İhlas Finans, Kombassan, Yimpaş ve Caprice batıklarının tahsilatına matuf hiçbir adım atmadı. Gece yarısı çıkarmaya alıştıkları torba kanunların içine bir madde ilave edilmesi kâfi idi. Taşların bağlandığı, köpeklerin salıverildiği yeni Türkiye'de ütopyadan bahsettiğimin farkındayım.

Kaynak ve Koza'ya uyduruk raporlarla kayyım atayan iradenin Caprice ve diğer batık holdinglerdeki hülleye göz yumması vicdanları kanatıyor. Şirketleri gasp edilen Akın İpek, “1 kuruş kara para bulsunlar bütün mal varlığımı bağışlayacağım.” sözleri ile hukuksuzluğu haykırıyor. Sicili tertemiz, ticarî itibarı zirvede bir işadamının hayatı, hukuk devletinde hiç de makul olmayan şüpheden hareketle altüst edildi. Zira sahibi olduğu gazete ve televizyonları susturmanın başka yolu yoktu.  

Diğer tarafta binlerce kişiyi dolandırmış Akgündüz bahis mevzuu ise adımlar kılı kırk yararak atılıyor. İktidarın yakınındakiler, dokunulmazlık zırhına bürünüyor. Farklı düşünenler ise cezalandırılıyor. Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, bu tezatı zikrederken kitabın ortasından konuşmuş: “Dün bir insan 3. defa aynı yöntemle Türkiye'yi dolandırdı. İsmi lazım değil. Kendine mi yanarsın, adama mı yanarsın? Bize müstahak demek ki. 3 defa aynı yöntemle dolandırdı. İsmi de havayollarını hatırlatıyor biraz. Belki 4. defa da dolandırabilir yani.”

Daha evvel dolandırıcılıktan hapis yatmış birinin hiçbir şey olmamış gibi para toplayabilmesi sadece Akgündüz'ün kurnazlığı ile izah edilemez. Akgündüz, ‘en az emekle köşeyi dönmek' şeklinde hülasa edilebilecek içtimai tefessühü istismar etti. Bahse konu zaafın sömürülmesine seyirci kalan hükûmet de bu hayal tacirinin işini ziyadesi ile kolaylaştırdı.

Akgündüz, hayal satmakta mahir. Etkili ve yetkili şahıslarla samimi fotoğraflar çektirdi. ‘Buraya yatırım caizdir' fetvasını bile aldı. O ana kadar sarıklı, cübbeli dolaşırken fetvayı alır almaz ceket pantolona dönmesi dikkatlerden kaçmadı. En mukaddes değerleri ayaklar altına alan bu hayal tacirine kimi cehaletinden, kimi cibilliyetinden alkış tuttu.

Dosya açılmışken tahkikat Bayrampaşa Belediyesi'nden Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan S.S. İstanbul Gıda Toptancıları İmalat Sanayi ve Depocuları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi'ne doğru genişletilsin.

İmar planında park olarak görünen arazi nasıl oldu da aylık 5 bin TL gibi komik bir ücrete Akgündüz'e kiralandı? Bunun gibi kritik suallerin cevabını muhterem savcı, muhakkak bulacaktır. Gazetelerin arşivinde tahkikatı hızlandıracak hayli haber var.

Bakalım Akgündüz'ün kurduğu şirketlere kayyım tayin edilecek mi?

Turhan Bozkurt/ Zaman