Çelik üretimine 'Güney' damgası!
ABD'nin uyguladığı ek ithalat vergileri nedeni ile 2018'de zor bir dönem geçiren çelik sektörü, pek çok sektörde olduğu gibi iç pazarda yaşanan daralmayı ihracat ile aşmayı planlıyor. Bu noktada dev yatırımlara ev sahipliği yapan Güney illerinin potansiyeli iştah kabartıyor...
Çelik sektöründeki zor dönemleri birkaç yılı ABD’nin çelik ithalatında uyguladığı gümrük duvarlarının yarattığı gerilimle geçiren Türkiye çelik sektörü, daralan üretimi Güney illerindeki üretim atağı ile telafi edecek. Capital'den Aram Ekin Duran'ın haberine göre; Son yıllarda yapılan dev yatırımlarla adeta ülkenin ‘demir çelik üssü’ haline gelen güney illerinde, yatırımcılar yakın geleceğin üretim alt yapısını kuruyor.
GÜNEY İLLERİNİ ÖNE ÇIKARAN ETKENLER
1. Doğuyu batıya güneyi kuzeye bağlayan geçiş alanında kavşak konumunda olması
2. Bölgedeki illerin nüfusunun genç olup işgücü potansiyelinin yüksek olması
3. Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep Hızlı Demiryolu Projesinin yapım aşamasında olması
4. Osmaniye OSB’de demir-çelik ve metal sektöründe il dışından büyük firmaların yatırım yapması
5. Hava, deniz demir ve kara yolu ağlarının varlığı
6. Suriye-lrak gibi pazarlara yakınlığı
7. Denize yakın düz arazilerin genişliği
8. Demir-çelik yan sanayinin gelişmiş olması
9. Otomotiv, filtre, metal eşya, gıda ve tekstil sektörlerinin gelişmiş olması
10. Yayladağı ve Cilvegözü sınır kapısına sahip olunması
Dünya Çelik Derneği (worldsteel) tarafından açıklanan verilere göre, 2018 yılında dünya ham çelik üretimi, yüzde 4.6 artışla, 1.81 milyar ton seviyesine yükseldi. Dünyanın en büyük çelik üreticisi konumunda bulunan Çin, 2018 yılında yüzde 6.6 artışla dünya ham çelik üretiminin yüzde 51.3’üne karşılık gelen 928.3 milyon ton çelik üretimi gerçekleştirdi. Diğer önemli çelik üreticilerinden Hindistan yüzde 4.9 artışla 106.5 milyon ton, Japonya ise yüzde 0.3 azalışla 104.3 milyon ton ham çelik üretti.
TÜRKİYE 9. SIRAYA DÜŞTÜ
En büyük 10 çelik üreticisi arasında 8. sırada yer alan Türkiye’nin ham çelik üretimi ise, 2018 yılının özellikle ikinci yarısı itibariyle, iç talepte görülen daralma ve ABD’nin başlattığı koruma tedbirlerinin küresel çapta sebep olduğu olumsuzluklar sebebiyle, 2017 yılındaki 37.5 milyon tona kıyasla yüzde 0.6 oranında azalışla 37.3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Daha sonra ABD’nin yüzde 50’lik vergiyi yüzde 25’e indirmesi de beklenen olumlu etkiyi yaratmadı. Bu sebeple, çelik ihracatındaki artış ve ithalatındaki düşüş, üretimde pozitif etkiye yol açamadı. Türkiye’nin üretimi 2019 ilk çeyreğinde ise 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 14,5 azalarak, dünya ham çelik üretimi sıralamasında bir sıra daha gerileyerek 9 sıraya düştü.
Ancak bu olumsuz tabloyu geri çevirmek için sektör harekete geçmiş durumda. Bu konuda özellikle İskenderun, Mersin, Adana gibi Güney illerindeki demir çelik üretiminin ve ihracatının artırılması büyük önem kazanıyor. Çünkü Türkiye’nin güneyinde bulunan Akdeniz limanları, bölgenin gelişme potansiyeli olan birçok ülkeye yakınlığı, İskenderun Lojistik Köyü ile Antakya ve Osmaniye Lojistik Destek Merkezleri Mastır Planı bölgenin yeni yatırımlara ev sahipliği yapmasına büyük imkan veriyor.
ÜRETİMİN YÜZDE 33’Ü GÜNEYDEN
Türkiye’nin toplam çelik üretiminin yüzde 33’ünün güney bölgesinden gerçekleştirildiğin ifade eden Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, “Diğer bölgelere göre, Karabük’te olduğu gibi, bu bölgede İsdemir’in olması, çelik kültürünün gelişmesine katkı sağlamış ve zaman içerisinde önce haddehanelere, daha sonra da haddecilikten çelik üreticiliğine giden bir süreç işlemiştir” diyor. Bölgenin çelik tüketen bölgelere yakın olması bakımından, Ortadoğu bölgesine, özellikle de Körfez, Kuzey Afrika ve bir bütün olarak Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere yönelik ihracat açısından avantajlar sunduğuna işaret eden Yayan, “Ayrıca, Irak piyasası da, geçmiş dönemlerde çok fazla çelik ihraç ediliyor olması sebebiyle, Türk çelik sektörü için özel önem taşımaktadır. Her ne kadar Irak ve Suriye gibi ülkeler mevcut durum itibariyle yatırım yapabilecek durumda değiller ise de, bu durumun kalıcı olmadığı ve orta vadede yeniden bir yatırım sürecinin başlayacağı değerlendirilmektedir” şeklinde konuşuyor.
LİMANLARIN ÖNEMİ
Bölgede İsdemir’in yassı üretimine geçmesi ile birlikte yassı ürünleri kullanan sanayilerin gelişmesinde ve yeni kapasitelerin oluşturulmasında büyük bir hızlanma olduğunu vurgulayan Yayan, yeni dönemde Akdeniz limanlarının çelik ticareti üzerine etkisini şu sözlerle anlatıyor:
“Akdeniz limanları, Avrupa’ya ve Ortadoğu ülkelerine ulaşım açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır ve bu bölgedeki kapasite, ihtiyacın altında görülmektedir. Bu yönü ile, Türk çelik sektörü söz konusu eksik kapasiteyi karşılama açısından avantajlı durumdadır. Burada, geçişkenlikler olmasıyla, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu girdileri Akdeniz bölgesinden sağlaması ve nihai ürünlerin bu bölgeye ihraç edilmesi, bir iş bölümü şeklinde tezahür edebilecektir.”
CEVHER YATIRIMLARI
Çelik Federasyonu Başkanı Namık Ekinci ise, Güney’de önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek yatırımların var olan kapasiteleri artırıcı yatırımlardan ziyade Türkiye’nin ve diğer ülkelerin ihtiyaçlarına yönelik, katma değerli ürünlerin üretilmesine imkan sağlayan yatırımlar . olması gerektiğini vurguluyor. Özellikle cevherden üretim yapan tesis yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğinin altım çizen Ekinci, “Bu tür yatırımların desteklenmesi, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmalarını daha da cazip kılacaktır” diye konuşuyor.