Genel

çevreciler: Karadeniz ve Marmara ’nın felaketi olur!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın açıkladığı “Kanal İstanbul ” projesi, çevre ve ekolojiyle ilgilenen bilim adamlarının tepkisini çekti. çevreciler ve bilim adamları, bu projenin Karadeniz ’in 3 bin 500 yıllık ekolojisine zarar vereceği görüşünde birleşt

çevreciler ve bilim adamları, bu projenin Karadeniz 'in 3 bin 500 yıllık ekolojisine zarar vereceği görüşünde birleştiler. Görüşler şöyle:

‘Palmiye adası çöküyor '

-   Prof. Dr. Barbaros çetin: (Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi):

“Ekolojik yapı yeryüzünde milyarlarca yılda oluşur. Eğer ekolojik ön fizibilite çalışmalarını yapmazsanız, bu olay bittikten sonra başınıza gelecek ekolojik felaketin boyutlarını anlayamazsınız. Bunu yaparsak, biz doğal yapıyı kendi bencil isteklerimiz doğrultusunda tamamen yok ederiz. şžimdi bir de buradan çıkarılan hafriyatla ilgi bir ada yapılması düşünülüyormuş. Dubai 'deki meşhur Palmiye Adası çöküyor. Yetkililer, oraya gidip incelesinler nasıl bir ekolojik felaket yarattığını, ondan sonra da kırk kez düşünsünler. Bunlardan mutlaka ders almalı insanlık. Ekolojik güvenirliliği ve ekolojik boyutu olmayan hiçbir faaliyet kesinlikle ekonomik olamaz. Diğer taraftan bu işlem gerçekleştiğinde iki denizin suyu birbirine karışacak. İki farklı su ekosistemi birbirine karışarak, flora ve faunayı yüzde yüz etkileyecek. Değişik kirlenme nedeniyleMarmara, daha hızlı hızlı bir şekilde yok olacak. Bir yandan kara ekosisteminin altını üstüne getiriyorsunuz, bundan çıkaracağınız hafriyat ile deniz ekosisteminin canına okuyorsunuz. ”

‘şžoktayız, hiç bilgimiz yoktu '

- Deniz Öztok (Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye şžubesi):
“Projeyi henüz tam olarak bilmiyoruz. Öğrendiğimizde şok geçirdik. çünkü hiç haberimiz, bilgimiz yoktu. Projeyi tam olarak görmeden bir şey söylemek çok zor. Projeyi öğrendiğimizde konuşup değerlendireceğiz. şžu an bir şey söylemek için henüz çok erken. ”

Nusret Avcı, 2 şžubat 1991 tarihli bu Milliyet 'te projesini ayrıntılarıyla anlatmış.

‘Kızmadım, sorsaydı kolaylık dilerdim '

Nusret Avcı, “Sayın Başbakan 'a kızmadım... Diyalog kurabilirdi, daha saygıdeğer olurdu. çünkü biliyorlar, o dönemden herkes birbirini tanır. Kendisiyle yakından biliriz birbirimizi. çok şaşırdım, aylardan beri ütopya, çılgın proje olarak bekleniyordu. Aklıma geldi, benim proje olabilir mi diye, ama sonra ihtimal vermedim. Böyle büyük bir projeyi hayata geçirmek için çalışmış bir mühendis olarak elbette kızgınlıkla karşılamıyorum, sayın Başbakan araştırıp bana sorsalardı, ben de zaten kendilerine kolaylıklar dilerdim ” dedi.

Prof. Saydam, “Bu proje hiçbir zaman yapılamaz, çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız ” diyor.

‘Ekolojik sistemi değiştirir '

-   Prof. Dr. şžükrü Ersoy (Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı):
 
“Ekolojik yapıyı değiştireceği muhakkak. Bu proje hayata geçtiğinde hiç kuşkusuz mikroklimatolojiyi de etkileyecektir. Ve mikroklimatoloji doğal olarak değişecektir. Bu da bölgedeki endemik bitkilere, hayvanlara zarar verebilir. Bu tür projeler kamuoyuna açıklanmadan önce tartışmaya açılması daha doğru olurdu. şžimdi biz yaptık, siz tartışın şekline dönüşüyor ve bu hiç de şık bir davranış olmuyor. Eğer burada oluşturulacak kıyı şeridi bir rant doğuracaksa, yani ranta yönelik olacaksa risk tabii ki çok daha büyük olur. Yenilikçi projelere karşı değilim ama çevreye vereceği zararı iyi hesaplamak gerekir. Mersin Akkuyu 'da da aynı şey yapılmaya çalışılıyor. Zamanında nükleer santrala imza koyan hocalar bile, ‘Araştırma yaptığımızda tehlikenin bu kadar büyük olduğunun farkında değildik. Tekrar tartışmaya açalım, uygunsa yapalım ' diyorlar. ”

‘Karadeniz 'e ikinci bir musluk dengeleri bozar '

-   Prof. Dr. Cemal Saydam (Hacettepe Üniversitesi çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi):

“Karadeniz Akdeniz 'den ortalama 30 santim yüksek. Bu nedenle bu havuzun fazla suyu boğazlardan akar. Havuza giren su belli ve doğanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli. Yani Karadeniz havuzunu boşaltan bir musluk var. Ama doğanın yarattığı bir musluk ve dengesini ancak son 3 bin 500 senedir sürdüren bir musluk. şžimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz, hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz 'in suyunu Marmara 'ya akıtabilecek ama, alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Böylece doğanın dengeleri bozulacak. Doğal dengeler bozuldu mu geri dönüş maalesef yoktur. Yani Tuna, Dinyeper, Dinyester siz musluk taktınız diye debisini artırmayacak ki Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek, Karadeniz 'in Marmara 'nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir. Marmara 'yı anlatırken ona sağlıklı Akdeniz ve sağlıksız Karadeniz 'in astımlı doğan çocuğu derim. Yani Marmara, doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan bir deniz. Onu kurtaran Karadeniz 'den gelen ve jet akım halinde Boğaz 'dan Marmara 'ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadeniz suyudur. Marmara 'ya oksijen pompalayan ise çanakkale 'den gelen alt su. Bu proje hiçbir zaman yapılamaz, çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız. şžimdi Almanya, Avusturya, Tuna 'nın üzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz 'in   felaketi olur. ”

‘Hayvan ve bitki yaşamını mahvetme projesi '

-   Dr. Uygar Özesmi (Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü):

“şžu anda tam olarak projenin lokasyonu belli değil bildiğimiz kadarı ile. Dolayısı ile çok sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değil. Ciddi bir ekolojik etki araştırma ve fizibilite çalışması yapılması gerekir. Ancak bu proje Birleşik Arap Emirlikleri 'nin (BAE) ada kurma-kanal açma gibi projelerini anımsatıyor. Ama BAE 'de bugün dünyada kişi başına en çok kirlilik yaratan ülke (ekolojik ayak iz kişi başına en yüksek olanı). Bu tip projelere bir zincir olarak bakmak gerekiyor. Böyle kanallar açmak için gereksiz yere inanılmaz bir enerji harcanacak. Ayrıca, hükümetin böyle bir karar vermeden bu projenin bölgedeki ekolojik sistemi nasıl etkileyeceği üzerine bir araştırma yaptırmışlar mı merak ediyoruz ”

‘Faydası zararından daha çok olabilir '

- Prof. Dr. Nuran Ünsal (İstanbul Üni. Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi):

“Bu iyi niyetle yapılmış bir proje olabilir belki ama yeterli bilimsel araştırma yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Marmaray projesinin de denize ve balıklara zararı olacağı söyleniyordu. Ancak bu konudaki beklentiler öyle çıkmadı. Yani balıklara, balık göçlerine önemli bir zararı olmadı. Bu konudaki çED raporunu görmek gerekir. Bu proje gerçekleşirse benim kişisel görüşüm deniz ekolojisi açısından fazla bir zararı olmayacağı yönünde. Ekolojik sistemi etkiler etkilemesine ama fazla zararı olmaz. Faydasının zararından daha çok olacağını düşünüyorum. Boğaz trafiğini azaltacak. Bu da boğaz ekosistemi açısından daha yararlı olabilir. Bir projeyi sosyal, mali, çevresel, bilimsel olarak, her yönüyle ele almak gerekir. Getirisi götürüsünden daha çok olmalı. ”
Milliyet