Sektörel

CHP'den imar hakkı aktarımı ve yapı denetim düzenlemesine tepki: Yapılaşması kötü şehirlerde yeni sorunlar oluşabilir! 

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Köy Kanunu'nun oldu bittiye getirildiğine dikkat çekti ve eleştirilerini açıkladı. İşte ayrıntılar...

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara tarafından, “Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasın Dair Kanun Teklifi” ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Nermin Yıldırım Kara, söz konusu açıklamasında şartlar ve ihtiyaçlar dikkate alınmadan oldu bitti yapıldığına dikkat çekti. 

TBMM’de görüşülen kanunun eksikleri ile ilgili konuşan Nermin Yıldırım Kara, bu kanunu yapıcı ve iyi niyetli bir girişim olarak değil; özellikle yerel yönetimlerin çalışmasını güçleştireceğinin, yapı denetimi alanındaki sorunları çözmeyeceğinin ve mülkiyet hakkına gölge düşürecek bir girişim olabileceğinin altını çizdi. 

Cemre Gazetesi'nde yer alan habere göre; CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, açıklamasında "Kanun teklifinin, en az dört noktada eksik ve yetersiz şekilde hazırlandığı kanaatine sahibiz. Madde 4, 3194 sayılı İmar Kanunu’na yeni bir unsur olarak “İmar Hakkı Aktarımı” isminde bir tanım ilave etti. Madde 5 de özel kişilerin mülkiyetinde olup, imar planında ortaklık payına konu olan gayrimenkullerin bu tanım yoluyla kamuya devredilmesini mümkün kıldı" ifadelerine yer verdi ve bu düzenlemenin kentsel planlama anlayışını tahrip edebilme, hak kayıplarına yol açma tehlikesinin oldukça büyük olduğunu vurguladı. 

Söz konusu teklifte, verici parselin ne kadarının imar hakkı aktarımına konu olabileceğinin belirtilmediğine dikkat çeken Kara, "Bu belirsizlik, bir bütün şekilde, imar planları kararlarının belirsizliğini artırabilir ve zaten yapılaşma kapsamında kötü durumdaki kentlerimizde yeni sorunlara neden olabilir. Dahası kanun teklifinin gerekçesinde, kamuya mali külfet getirilmeden kamulaştırma yapılmasına değiniliyor" diye konuştu. 

Kara, teklifte de “Verici parselin imar hakkı işlemi, alıcı parselin imar planı kararı ile belirlenmesi ve verici parselin idareler lehine bedelsiz devredilmesi suretiyle gerçekleştirilir” denildiğinin, bu ifadeleri, hukuki açıdan muğlak olduğunun; bu sebeple vatandaşların mülkiyet hakkı üzerinde muhtemel bir tehlike olabileceğinin altını çizdi. 

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, konuya ilişkin açıklamasında "Birilerinin insafına kalmaması için, kanunun daha iyi şekilde hazırlanması gerekliydi. Bir diğer önemli sorun, 9’uncu madde. Bu maddeyle, 3194 sayılı kanuna bir ilave madde geliyor. Böylece Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına çok geniş yetkiler tanınıyor. Bakanlık; mahalli idareler ve merkezi idare arasındaki ilişkileri düzenlemekle, özel kişi ya da kuruluşlara ait arazilerin yeniden işlev kazanması amacıyla her tür ve ölçekte çalışma yapmak gibi büyük yetkilerin sahibi oluyor. Ek maddede bakanlığın uhdesine geçen yetki ve çalışma alanları iki sayfayı tamamlayacak kadar uzun. Bakanlık ve yerel yönetimler arasında bir eş güdüm sağlanması elbette gerekli. Ancak bu kanun teklifinin yapmak istediği şey, belediyelerin, yani yurttaşların imar konusundaki taleplerini doğrudan bilen, tanıyan kurumları arka plana itmek. Bunun mantıki ve teknik hiçbir nedeni bulunmuyor" ifadelerine yer verdi. 

Kanun teklifinin rüzgar ve güneş enerjisi santralleri için yapı denetim şartını ortadan kaldırmasına ilişkin de eleştirilerini dile getiren Kara, açıklamasını şu şekilde tamamladı:

"Denetim sürecini kolaylaştırmak yerine denetimi tamamen kaldırmak, böylece bu yapılarda ortaya çıkacak sorunları tespit etmeyi imkansız hale getirmek oldukça çelişkili bir yaklaşımdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi teşvik etmenin pek çok farklı yolu bulunabilirdi. Ancak iktidarın mevzuata uymamakta bir ısrarı, kuralları ve düzenlemeleri yok saymaya eğilimi var. Son olarak Madde 14’te, yapı denetim kuruluşlarının kapanmasına yol açanlar hakkında hapis cezası verilebilmesi için adım atılıyor. Bu da ilk bakışta mantıklı ve yararlı görünebilir ancak detaylarda son derece yetersiz. Kanun teklifi, yapı denetim kuruluşlarında çalışanların farklı sorumluluklara sahip olduğunu hesaba katmıyor. Tüm çalışanlara, yetkilerinin genişliğinden bağımsız olarak, aynı cezayı vermek adilane bir yaklaşım değildir. Asli kusur sahipleri ve tali kusur sahiplerinin aynı cezayı alması doğru olmayacaktır. Bu bulgular, kanun teklifinin koşullara ve ihtiyaçlara göre değil; bir oldubitti yapmak üzere hazırlandığının altını çiziyor. Türkiye, imar sorunları, yapı denetimindeki aksaklıklar nedeniyle on binlerce yurttaşını, hesaplanması güç miktarda maddi varlığını, en önemlisi de yıllarını kaybetti. Özellikle büyükşehirlerimiz yaşanmaz hale geldiyse, bugün şehirlerimizin sorunlarının onları yıkıp yeniden yapmadıkça çözülemeyeceğine inanır hale gelmişsek, bunun sorumluluğu biraz da söz konusu yanlış kanunlarda aranmalıdır."

Altında ibreler yeşile döndü! Yükseliş başladı! 9 Aralık 2024 Pazartesi altın fiyatları!

Emlak piyasasını doğru rayiç bedeller hareketlendirecek!

STK'lardan Belgrad Ormanları seferberliği: Ormanı yapılaşmaya açacak geri dönüşü olmayan uygulamadan vazgeçin!