20 / 11 / 2024

Çin'de gayrimenkul fiyatları yüzde 52 arttı!

Çin'de gayrimenkul fiyatları yüzde 52 arttı!

Gayrimenkul piyasasında, Dubai'deki çöküş yeni bir kriz korkusu yarattı, sular duruldu gibi ama Çin'deki emlak balonu korkuyu hortlattı




Amerika'da Eylül 2008'de patlak veren mortgage krizinin ardından Türkiye'deki emlak piyasası ciddi bir duraklama dönemine girdi. Her ne kadar 2008'in son ve 2009'un ilk yarısında konut fiyatları azalsa da düşüş oranlan telafi edilemez boyutta olmadı. Zira Haziran 2010 verilerine göre İstanbul'da konut fiyatları Haziran 2008'in yüzde 9 gerisinde. İzmir, Kocaeli ve Adana'da ise konut değerleri çoktan kriz öncesi dönemin üzerine çıktı bile.

Krizin global emlak piyasasındaki etkileriyse çok daha derin oldu. Şubat 2009'da Dubai'den gelen haberler dünya emlak piyasasındaki çöküşün ilk habercisiydi. Kamu şirketi Dubai World'ün borcunu altı ay erteleyeceğini açıklaması Dubai'deki emlak fıyatiarını tam anlamıyla darmadağın etti. Korkular yersiz değildi zira ertelenmek istenen borcun miktarı 58 milyar dolara ulaşıyordu. Dünya mimarlığının podyumu haline gelen Dubai, bu özgüvenle 1929 krizini de yaratan iktisat teorisi olan "her arz, kendi talebini yaratır" felsefesine sarılmıştı. Kısmen işe yaramıştı da. Dubai'deki projeler, henüz yapım aşamasındayken büyük paralara satılabiliyordu. Ama bu arz çılgınlığının sonsuza kadar sürmeyeceği açıktı. Sonunda olan oldu ve Dubai emlak piyasası dibi gördü. Dubai World, Birleşik Arap Emirliği'nin petrol zengini emirliği Abu Dabi'nin açtığı krediyle darboğazdan kurtulsa da bölgedeki konut fiyatları bir daha toparlanamadı. Knight Frank ve Çiti Private Bank tarafından hazırlanan 2010 Varlık Raporu'na (The Wealth Report 2010) göre son bir yıllık süreçte Dubai'deki emlak fiyatları yüzde 45 gibi rekor bir düzeyde geriledi. Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerden gelen kötü haberler bu düşüşü bölgesel olmaktan çıkardı. Birçok Avrupa kentinde emlak fiyatları tepetaklak oldu. Örneğin İrlanda'nın başkenti Dublin'de geçen yılki kayıp yüzde 25 seviyesinde. Fransız kentleri de bu düşüş dalgasından nasibini aldı. Bordeaux'da fiyatlar yüzde 18, Monako'da yüzde 15, Paris'te yüzde 12 geriledi.

Krizin merkez üssü ABD'de ise son bir yıllık performans nispeten daha iyi. New York yüzde 12,5, Los Angeles yüzde 12 değer kaybetti. Washington ise geçen yıl yüzde 5,6 prim yapmayı başardı.

Gayrimenkul fiyatlarının dünyanın her yerinde aynı anda erimesi beklenemez tabii. Ortadoğu ve Avrupa'dan kaçan yatırımcıların yöneleceği yeni adresler bulması uzun sürmedi. Hedefe Afrika ve Asya oturdu. Bu durum Güney Afrika, Hindistan ve Çin'de gayrimenkul fiyatlarının hızla tırmanmasını sağladı. Son bir yılda gayrimenkul fiyatları Hindistan Mumbai'de yüzde 11, Endonezya Cakarta'da yüzde 14, Singapur'da ve Dünya Kupası'nm gündeme taşıdığı lohannesburg'da da yüzde 17 prim yaptı.

Elbette daha iyisi de var. Emlak fiyatlarındaki artış asıl Çin'de çılgınlık düzeyine ulaştı. Hong Kong'da yüzde 40, Pekin'de yüzde 47 ve Şangay'da yüzde 52'lik fiyat artışları oldu. Bu artışın ciddi bir köpük yarattığını söylemeye gerek yok. Zira bu piyasa koşullarında bu artış ancak spekülasyonla sağlanabilir. Bütün uzmanlar da aynı fikirde olacak ki ardı ardına Çin'e dikkat çeken açıklamalar geldi. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) eski başekonomisti Kenneth Rogoff, Çin'deki gayrimenkul pazarının çökmeye başladığını ve bunun bankacılık sistemine zarar vereceğini söyledi. Harvard Üniversitesi öğretim üyesi olan Rogoff yaptığı açıklamada, "Gayrimenkuldeki çöküş belirtileri artmaya başladı ve bu bankacılık sistemini vuracak" diye uyardı.

Çin milli gelirinin yaklaşık yüzde 10'u gayrimenkul yatırımından geliyor. Örnek vermek gerekirse 2007 yılının ikinci yarısında hükümet gayrimenkul piyasasına yönelik önlemler açıklamış; bu önlemlerin ve Lehman Brothers'm iflasının etkisiyle 2008'in son çeyreğinde Çin'in büyümesi yüzde 6,8'e kadar gerilemişti. Bu yüzden Çin hükümeti büyümeyi olumsuz etkilememek için gayrimenkul piyasasına doğrudan müdahale etmiyor.

Hükümet, toplam konut arzını kısmaya yönelik bir tedbirden ziyade spekülatif talebin azaltılmasına yönelik önlemlerin alındığım açıklıyor. Yine de alınan tedbirlerin, ülkede artan gayrimenkul fiyatlarını aynı hızda aşağıya çekmesi beklenmiyor. Bu da Dubai'deki çöküşle başlayan "yeni bir kriz dalgası başlar mı" korkusunun bu defa Çin'deki aşırı yükseliş yüzünden uzun süre gündemde kalacağı anlamına geliyor. 
Forbes


Geri Dön