09 / 05 / 2024

Dar gelirlinin bütçesinde konut, yüzde 33.6 paya sahip!

Dar gelirlinin bütçesinde konut, yüzde 33.6 paya sahip!

Yoksulun bütçesinde yüzde 33.6, en zenginin bütçesinde ise yüzde 23.9'luk paya konut sahip bulunuyor



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜIK) tarafından yapılan enflasyon sepeti ağırlıklandırması tüm gelir ve harcama gruplarını kapsadığı için hesaplanan enflasyon endeksi aslında temsili hane halkının enflasyonunu yansıtıyor.

Değişik gelir ve harcama gruplarında yer alan hanelere özgü enflasyon oranı tüketim sepetlerinin mal ve hizmet bileşimine bağlı olarak farklılaşıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi betam'dan Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve Araştırma Görevlisi Onur Altındağ'ın `Enflasyon Yoksulu Vuruyor' isimli araştırmasında enflasyonun 2007'inin ikinci yarısından itibaren yoksulların aleyhine döndüğü ortaya koyuluyor.

Fark nereden kaynaklandı
TÜİK'in Hanehalkı Bütçe Anketi'nden elde ettiği tüketim harcamaları bilgileri kullanılarak, 2003-2010 (şubat) dönemi için en zenginden en yoksula yüzde 20'lik harcama gruplarına ait farklı enflasyon oranları hesaplandı.
En zengin kesimden en yoksul kesime gidildikçe fiyat endeksinin belirgin bir biçimde arttığı göze çarpıyor. Betam'a göre aradaki yoksullar aleyhine gelişen enflasyon farkı gıda, konut ve enerji fiyat artışlarının ortalama enflasyonun çok üzerinde artmasından kaynaklanıyor. 2003-2006 yılları arasında en zengin ve en yoksul arasındaki fark az da olsa yoksul kesimin lehine gelişirken, küresel enerji ve gıda fiyat şoku ile birlikte 2007'inin ikinci yarısından itibaren yoksulların aleyhine dönmüş. betam'ın araştırmasında şu ifadeler yer alıyor:
"Enflasyonun nispi fiyat yapısındaki değişimlerle tüketim alışkanlıklarının etkisiyle farklılaştığı bilinen bir olgudur. Tüketim alışkanlıkları da gelir düzeyleriyle ilişkilidir. Oysa TÜİK tüketici enflasyonunu tahmin ederken zorunlu olarak temsili hane halkının enflasyonunu dikkate alıyor. TÜIK enflasyon oranlarını hesaplarken zaman içinde değişen bir mal ve hizmet sepeti kullanmakta ve bu sepetteki ürünleri ağırlıklandırarak Tüketici Fiyat Endeksi'ni (TÜFE) hesaplıyor. Yapılan ağırlıklandırma tüm gelir ve harcama gruplarını kapsadığı için hesaplanan endeks son tahlilde temsili hane halkının enflasyonunu yansıtıyor. Her malın ve hizmetin fiyat artışı zaman içinde üretim maliyetlerine ve talep koşullarına bağlı olarak önemli farklılıklar gösteriyor. Değişik gelir ve harcama gruplarında yer alan hanelere özgü enflasyon oranı da tüketim sepetlerinin mal ve hizmet bileşimine bağlı olarak farklılaşıyor.
2007 yılının ortasında başlayan enerji ve gıda fiyat şokunun nispi fiyat yapısında büyük değişikler yarattığı biliniyor."

Temel farkları neler?
En zengin ve en yoksul arasındaki enflasyon farkının en yoksul aleyhine gıda, konut ve enerji fiyat artışlarından, en zengin aleyhine ise esas olarak ulaştırma fiyatlarından kaynaklandığı görülüyor.

Gıda ve alkolsüz içecekler en yoksul kesimin bütçesinde yüzde 36.4'lük bir paya sahipken, en zenginin bütçesinde bu oran yüzde 16.3'e kadar geriliyor. Bu nedenle bu gruptaki enflasyonun diger gruplara oranla yüksek gerçekleşmesi en yoksul kesimin enflasyonunu artırıyor. İkinci sırada ise en yoksulun bütçesinde yüzde 33.6, en zenginin bütçesinde ise yüzde 23.9'luk paya sahip konut, su ve enerji harcamaları geliyor. Bu grup da 20 puan yoksulun aleyhine çalışmıştır. Diğer tarafta ise en zengin yüzde 20'lik kesimin bütçesinde yüzde 21.7, en yoksul kesimin bütçesinin ise sadece yüzde 5.6'lık bir bölümünü oluşturan ulaştırma bulunuyor.

Zenginin enflasyonu lüks tüketime duyarlı
Yoksul enflasyonu daha çok zorunlu tüketime (konut, enerji, gıda), zengin enflasyonu ise daha çok lüks tüketimine (ulaştırma, lokanta otel, eğitim) duyarlı. 2007'in ikinci yarısından bu yana bütün ülkeleri etkileyen enerji ve gıda fiyatlarındaki artışın Türkiye'de zengin ve yoksul kesim arasındaki enflasyonu artırıcı etkisi yadsınamaz. En yoksul ve en zengin arasındaki enflasyon farkının zaman içindeki değişimi bu sezgiyi doğrular nitelikte. 2003-2006 arasında en zengin ve en yoksul arasındaki fark görece küçük ve neredeyse dört sene boyunca en yoksul kesimin lehine. 2007'inin ilk çeyreginden itibaren enflasyon farkı zengin kesimin lehine dönerek istikrarlı bir biçimde artmaya başladı. Aradaki farkın yoksul kesimin alım gücüne olan olumsuz etkisi 2010 şubat itibarıyla 11.8 puanla tepe noktasına ulaşıyor. Önümüzdeki aylarda gıda ve enerji fiyatlarının seyri, enflasyonun yoksulların aleyhine gelişmeye devam edip etmeyecegini belirleyecektir. Yoksulların gelirleri fiilen karşılaştıkları enflasyonun gerisinde kaldığı takdirde, yoksullaşmanın daha da derinleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Son iki yılda yoksulların harcamalarının reel olarak ne yönde değiştigi, dolayısıyla yoksulların aleyhine

Sigaraya zam, en çok yoksulları vuruyor
Zenginle yoksul aynı gıda ürünlerini tüketmediğinden gıda enflasyonlarının da farklı olması beklenir. Bu ek enflasyon farkının büyük olasılıkla yoksulun aleyhine çalıştığı söylenebilir. Nitekim, 2007 yılında ortaya çıkan küresel gıda fiyat şoku esas olarak temel ürünlerin fiyatlarını etkiledi. Yoksulun sepetinde zengine kıyasla daha fazla temel gıda ürünü bulunması doğaldır. betam'a göre, tütün ürünlerine yapılan olağanüstü vergi zamları da en yoksul yüzde 20'lik kesimin enflasyonunu belirgin olarak artırıyor. 2007 yılının ortasından itibaren uluslararası piyasalarda yaşanan enerji ve gıda fiyat şokları nispi fiyatlardaki ayrışmayı hızlandırdı. Zorunlu harcama kalemlerindeki nisbi fiyat artışının enflasyon ayrışmasında etkisi yadsınamaz. Başta enerji olmak üzere gıda ve kira enflasyonu kalemler 2007'den bu yana ortalama enflasyonun üzerinde seyrediyor. Elektrik, gaz ve diğer yakıtların fiyatı 2008 yılının başından itibaren başlayarak belirgin biçimde artıyor. Gıda enflasyonu da dalgalanmakla birlikte TÜFE'nin üstünde seyrediyor. Kira fiyat endeksi ise, 2007'den bu yana istikrarlı bir biçimde ortalama enflasyonun (TÜFE) üzerinde seyrediyor.
Radikal

 


Geri Dön