Deprem riski 10 dakikada belirleniyor
ODTÜ'nün "sokaktan tarama" yöntemi ile gözleme dayalı 4-5 parametre kullanılarak, binaların deprem riski belirlenebiliyor.
Türkiye'de apartmanların "depremlerdeki yetersizliklerinin" benzer olduğunu göz önüne alan ODTÜ'lü araştırmacılar, sokaktan ölçmeyi sağlayan bir model oluşturdu
Eğitimli gözlemcilerce, kat sayısı, ağır çıkma, yumuşak kat, yapı kalitesi gibi unsurların ele alındığı inceleme, bir bina için ortalama 10 dakika sürüyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İstanbul Deprem Master Planı Projesi çerçevesinde Fatih, Zeytinburnu ve Küçükçekmece'de kullanılan yöntem, ikinci etapta da Bahçelievler, Bayrampaşa ve Güngören'de uygulanacak .
Eartrhquake Spectra ve Earthquake Eng Str Dynamics `adlı iki önemli dergide yayınlanan proje benzer koşullardaki ülkelerde de kullanılacak.
Önce sokak gözlemleri
Projenin akademik danışmanlığını yürüten ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, yöntemin ilk aşamasının, çalışmanın temelini oluşturan "sokak gözlemleri" olduğunu belirtti. Tüm binaların tarandığını ve "yüksek riskli" olanların belirlendiğini kaydeden Sucuoğlu, ikinci aşamada da "yüksek risk" taşıyan binaların içine girilerek, taşıyıcı sistem ile ilgili bilgilerin derlendiğini söyledi. Sucuoğlu, bu aşamada, genellikle ilk filtreden çok farklı bir sonucun ortaya çıkmadığını, ancak sonuçların güvenilirlik düzeyinin arttığını dile getirdi.
Binalar birbirine benzer
Türkiye'deki betonarme apartmanların "depremlerdeki yetersizliklerinin" bölgeler arasında pek fazla değişiklik göstermediğini göz önüne alan ODTÜ'lü araştırmacılar, 1999 Marmara ve Düzce depremlerinin ardından bölgede bulunan bine yakın hasarlı binayı inceledi. Yapı özellikleri ile binaların deprem performansları arasındaki ilişkileri saptadı, istatistiksel model oluşturdu.
Yöntem, 1-6 katlı betonarme binalarda belediyece ayrıntılı belirlenen zemin özellikleri dikkate alınarak, Marmara Denizi'nde olması beklenen 7,5 büyüklüğünde depreme göre uygulanıyor.
Yöntemin temelindeki sokaktan tarama, "kat sayısı", "yumuşak kat", "ağır çıkma" ve "görünen yapı kalitesi" parametrelerine dayanıyor. Eğitilmiş gözlemcilerce gerçekleştirilen inceleme, ortalama bir bina için 10 dakika sürüyor. Gözlem yoluyla derlenen veriler, değerlendiriliyor ve her bina için bir "güvenlik skoru" hesaplanıyor. Bu skorlara göre binaların deprem şiddetine, zemin özelliklerine ve benzer yapıların geçmiş depremde gözlenen performanslarına bağlı olarak risk öncelikleri belirleniyor:
Hangi bina riskli?
ODTÜ modeline göre, 5 katlı bir binanın deprem riski, aynı bölgede ve aynı özelliklere sahip 3 katlı bir binaya göre yüzde 40 daha fazla.
Genel olarak "yumuşak" zemin katların, üst katlara göre daha düşük dayanıma sahipler. Deprem sırasında en büyük yatay kuvvetler zemin katlarda oluşuyor. İstatistiksel modeller yardımıyla 5 ve 6 katlı binalarda, yumuşak katların binaların deprem hasarlarına etkisinin en az yüzde 60 civarında olduğu hesaplanıyor.
Depremlerde 5-6 katlı ağır çıkmalı binaların, çıkmasız binalara oranla yaklaşık 2 kat daha fazla hasar gördükleri ortaya çıktı.
Binanın görünen kalitesi ve malzeme ve işçilik kalitesi de yapının bakımına verilen önemi yansıtıyor. İyi eğitilmiş bir gözlemci, binanın görünen kalitesini kabaca "iyi", "orta" ve "kötü" olarak kısa sürede sınıflayabiliyor.
Milliyet