Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması sonuçlandı!

51 üniversiteden 76 takımın başvurduğu Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması'nda birinci  Dokuz Eylül Üniversitesi oldu. 

Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması, 8 Mayıs’ta düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Yarışma DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) tarafından dördüncü kez düzenlendi.

Türkiye’de depreme dayanıklı bina bilincini artırmak amacıyla yapılan yarışmaya 51 üniversiteden 76 başvuru geldi. 

Finale kalan takımlara ait bina modelleri, 7 Mayıs’ta İstanbul Osmanlı Arşivleri Kağıthane Binası’nda yapılan finalde depremi simüle eden sarsma masasında teste tabi tutuldu.

Deprem testinden yıkılmadan geçen maketler, ekonomik puanlama ve estetik puanlama kriterlerine de tabi tutuldu. Yarışmada birincilik ödülünü, fayda-maliyet hesabı sonucunda en yüksek toplam yıllık kazancı elde eden takım olmayı başaran Dokuz Eylül  Üniversitesi Terebra takımı kazandı. Ödül plaketini DASK Yönetim Kurulu Başkanı ve Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı’dan alan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin İnşaat Fakültesi bölümünün laboratuvar teçhizat teminine destek olunacak. Yarışmada Karadeniz Teknik Üniversitesi ikinci, Bursa Uludağ Üniversitesi ise üçüncü olarak para ödülü kazandılar. Ayrıca bu senenin birinci ve ikinci üniversiteleri geçtiğimiz senelerde birincilik kazandıkları ve kendilerine sarsma masası hediye edildiği için, bu senenin sarsma masası ödülü üçüncü olan Bursa Uludağ Üniversitesi’ne verildi. 

Bunun dışında yarışmada dört adet özel ödül de sahiplerini buldu. Ödül kazanan diğer takımlar şöyle:
En İyi Mimari Özel Ödülü: İstanbul Teknik Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi 
En İyi İletişim Becerisi ve Sunum Ödülü: Erzurum Teknik Üniversitesi 
En İyi Deprem Performansı Özel Ödülü: Uludağ Üniversitesi
Yarışma katılımcılarının verdiği oylarla belirlenen Yarışma Ruhu Ödülü: Erzincan Üniversitesi

DASK Yönetim Kurulu Başkanı ve Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı, DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı yarışması hakkında şunları söyledi: “Depremle mücadele yalnızca bir kurumun üstlenebileceği bir süreç değildir. Mücadele, ancak tam bir toplumsal seferberlikle mümkün olur. Deprem, ülkemizin bir gerçeğidir ve bu gerçeğin ne kadar çok oranda farkında olursak onun yıkıcı etkileriyle o derece etkili mücadele edebiliriz. Halen toplumumuzun hafızasında tazeliğini koruyan geçmiş depremlerden alınacak en önemli derslerden biri, depreme dayanıksız binaların yarattığı acılardır. Birçok ilimizde kentsel dönüşüm çalışmaları sürerken, dinamik bir toplumsal yaşantımız olduğu gerçeğinden hareketle, depreme karşı dayanıklı bina hassasiyetinin yaygınlaşması, bu mücadelede en çok önem atfetmemiz gereken hususların başında gelmektedir. DASK’ın da aralarında bulunduğu birçok kurum ve sivil toplum örgütü deprem bilincine yönelik başarılı çalışmalar yürütmektedir. İletişim kurmayan, paylaşmayan ve en önemlisi hatalarından ders çıkarmayan bir toplum, medeniyet yarışında istediği noktaya varamaz. İnsanımızla, ekonomimizle, kültürümüzle ve çizdiğimiz vizyonla hiç şüphe yok ki, depremi Türkiye için yıkıcı bir sorun olmaktan çıkaracağımız günler de gelecektir''.