Depreme karşı dayanıklı binalar için son dakika uyarısı: Zemin kontrolü ve vize uygulaması yapılmalı!
Doç. Dr. Çağlar Özer, yapılardaki statik projenin dışına çıkılmasının engellenmesi için belirli periyotlarda zemin kontrolü ve vize uygulanmasını tavsiye etti. İşte ayrıntılar...
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bina güvenlikleri yeniden gündem oldu. Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Özer, Afet ve Acil Durum Yönetimine bağlı istasyonların ülke genelinde yaşanan önemli depremlerin ivmesini rapor ettiğine dikkat çekti.
Sağlam zeminlerde ivme değerlerinin düşük belirlendiğinin altını çizen Özer, açıklamasında "Zayıf ve gevşek zeminde deprem dalgaları, aynı, patika yolda ilerleyen araç gibi yavaş gidiyor ve deprem dalgasının seyahat süresi de zayıf zeminde daha çok oluyor. Bu da üzerindeki yapının daha fazla titreşmesine neden oluyor. Sağlam zeminde ise boşluk oranı daha az olduğundan deprem dalgalarının o zemindeki seyahat zamanı kısa oluyor. Bu nedenle üstündeki yapının titreşmesi de bununla orantılı olarak daha düşük" ifadelerine yer verdi.
Doç. Dr. Çağlar Özer, uygun zeminde inşa edilen yapıya aktarılacak deprem kuvvetinin daha da azalacağının altını çizdi ve üstyapı için uygun bir mühendislik tasarımıyla yapı projesinin bitirilmesinin gerektiğini vurguladı.
"Kahramanmaraş'ta yaşamam 6 Şubat depremlerinde, zemin sağlam yapı zayıf veya yapı sağlam zemin zayıf olduğu durumlarda hasarlar görüldü. Bu nedenle deprem zemin yapı ilişkisinin muhakkak sağlanması gerekiyor" diye konuşan Çağlar Özer, depremlerin ardından çalışma yaptıkları bölgelerde yapı ve zemin açısından tedbir alınması için yeni fikir ve tavsiyelere sahip olduklarını da dile getirdi.
Deprem bölgesinde yıkılan veya hasar almış olan binalarda proje dışına çıkıldığının gözlemlendiğini aktaran Özer, açıklamasında "Binanın statik projesinde bazı değişikliklere yapılabiliyor, farklı proje değişikliği nedeniyle kolonlar kesilebiliyor ya da binanın statik projesindeki ilk halinden asma kat gibi farklı değişiklikler uygulanıyor. Bunlar denetleniyor ancak bu denetimleri daha sıkılaştırmak için belli bir vize sistemine geçiş yapılabilir. Örneğin bir yapı ekonomik ömrü boyunca bir kez bile olsa muayeneden geçirilmeli ve hem yapı hem de çevresinde farklı değişiklikler var mı, inceleme yapılabilir. Dolayısıyla belirli periyotlarda binanın yer aldığı zeminin yeniden kontrol edilmesi en azından geçmişte yapılan bir yanlışın da engellenmesi adına önem arz ediyor. Araç muayenesi gibi, yapılar da denetlenmeli ve incelenmeli; böyle bir vize sistemi en azından yapılan bu değişikliklerin engellenmesinde önlem olur" ifadelerini kullandı.
Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, binalarda deprem kimlik belgesi gibi yapının durumunun ayrıntılandırılmasının gerekli olduğuna dikkat çekti.
Özellikle vatandaşların yeni bir konut alıp veya kiralayacağı zaman binalarda bir deprem kimlik belgesi de çıkarılabileceğini dile getiren Özer, "Bu deprem kimlik belgesinde, zeminin durumu, yapının faya yakınlığı, statik durumu, yapıda kullanılan malzemeler gibi pek çok parametre belirli puan esasında sınıflandırılmalı" diyerek açıklamasını tamamladı.
Emekliler dikkat! Eviniz varsa hemen bakın: Vergi ödemenize gerek yok!
Konut yatırımı mı, hisse yatırımı mı mantıklı? Hangisi daha çok kazandırır?