23 / 12 / 2024

Doğan Tekeli iş hayatına 110 proje sığdırdı

Doğan Tekeli iş hayatına 110 proje sığdırdı

Doğan Tekeli 55 yıllık meslek hayatına, toplam büyüklüğü  5 milyar doların üzerinde 110 önemli proje sığdırdı



İş Kuleleri'nden Metrocity'ye... Ankara'daki Stad Otel'den Moskova'daki Gazprom Genel Merkezi'ne... 55 yıllık meslek hayatına, toplam büyüklüğü  5 milyar doların üzerinde 110 önemli proje sığdırdı Doğan Tekeli... Pek çok prestijli ödül kazandı. Şimdi de Kuzey Irak'ta iki dev proje üzerinde çalışıyor.

Milyonlarca insan her gün onun tasarladığı gökdelenlerde, fabrikalarda, havaalanı binalarında, alışveriş merkezlerinde ve konutlarda "oturuyor, çalışıyor, yaşıyor... Doğan Tekeli hiç tartışmasız Cumhuriyet'in en önemli imarlarından biri. Meslekte yarım asrı geride aktı. Her gün Teşvikiye'deki ünlü Belveder Apartmanı'nın geniş mermer merdivenlerinden geçip beşinci kattaki bürosuna geliyor, burada çiziyor, iş arkadaşları, ailesi ve arkadaşlarıyla konuşuyor, yüksek tavanlı bürosunun geniş arka pencerelerinden ufku seyrediyor, küçük purolarından çizip ardından biraz daha çiziyor. 55 yıldır birçok ünlü siyasetçi, adamı ve bürokratın hayallerine şekil vermesi için seçtiği adam. Bu güne kadar toplam değeri kabaca 5 milyar doları aşan büyük projeye hayat verdi,  şirketlerin siluetini değiştiren eserleri Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış durumda.

İstanbul'da ünlü İş Kuleleri, Metrotrocity Alışveriş Merkezi, Selenium Twins Residence, Sabiha Gökçen Havaalanı, Ciner Holding ve Finansbank Genel Müdürlük binaları gibi sayısız çok katlı yapının mimarı o. Ankara'nın simge binalarından Hazine Müsteşarlığı Kompleksi, Halk Bankası Genel Müdürlüğü, Danıştay ve Anavatan Partisi Genel Merkezi binaları ile Emekli Sandığı'nın Stad Oteli'nde de imzası var. Türkiye'de sanayi tesislerinin de aranılan mimarı. Bu konuda adeta uzmanlaşmış. Oyak Renault, Lassa, Eczacıbaşı İlaç, Sanovel İlaç, Ülker Bisküvi, Bagfaş Gübre Fabrikası gibi çok sayıda büyük ölçekli sanayi tesisine şekil vermiş. Eserleri Türkiye'nin dört yanına yayılmış dememiz boşuna değil. Konya'daki belediye binasından tutun da Adıyaman ve Kırşehir'deki hükümet konaklarına kadar uzayıp giden bir liste var portföyünde.

Yurt dışında da önemli işlere imza atmış. Dünyanın en büyük gaz şirketi Gazprom'un Moskova'daki genel merkezini, Hindistan'da Yeni Delhi'deki Türkiye Büyükelçiliği kompleksini ve son olarak Erbil'de Kuzey Irak'ın en büyük alışveriş merkezini tasarladı. Şu aralar yine Erbil'e devasa bir lunapark, bir de büyük bir konut sitesi çiziyor. Türkiye'de ise Sunset Gıda için Çanakkale'ye bir şarap fabrikası tasarlıyor. Ayrıca Sanovel İlaç'a Ümraniye'de bir genel müdürlük binası çiziyor.

28 YAŞINDA MİMARLAR ODASI BAŞKANI
80 yaşını deviren Tekeli, henüz 28 yaşındayken Mimarlar Odası Başkanı olmuş. 70 kadar mimari projede ödül kazanmış. Bunların 28'i birincilik... Mimari proje yarışmalarının Doğan Tekeli için ayrı bir önemi var. Tekeli mezun olduktan sora yaptığı ilk işle aynı zamanda yarım asrı aşan bir ortaklığın temelini atmış: "1952 yılında İTÜ'den mezun olduktan sonra hemen askere gittim. Sınıf arkadaşım Sami Sisa'ya bir fabrika işi gelmişti. 'Beraber yapar mıyız?' diye sordu bana. Teklifini kabul ettim ve henüz askerdeyken çalışmaya başladık. Sonradan öğrendik ki işin arkasında Nesim adında maceraperest bir Musevi iş adamı varmış. Bu adam silah tüccarıymış. Almanlardan aldığı silahı Mısır'a satarmış. Projeyi teslim ettik. Fabrika Rami'de kuruldu. Adı Avustralya Yün İplik Fabrikası oldu. Ama faaliyete geçti mi bilmiyorum. Fakat biz paramızı aldık ve bu parayla soyadlarımızın ilk iki harfinden oluşan SİTE mimarlık ofisini kurduk."

Doğan Tekeli ve Sami Sisa mimarlık ofisini kursa da önlerinde önemli bir sorun varmış: "O yıllarda da genç bir mimarın aileden desteği veya çevresi yoksa iş alması imkansızdı. Ne Sami Bey ne de ben böyle bir desteğe sahiptik."

Ortakların bulduğu çözüm yarışmalara katılarak isimlerini duyurmak olmuş. Bu plan kusursuz işlemiş. Doğan Tekeli 10 yıl boyunca dışarıdan hiç iş almadan sadece kazandıkları yarışmalardan elde ettikleri gelirle mimarlık bürolarını ayakta tuttuklarını söylüyor. SİTE mimarlık bürosu ilk 10 yılında 60'ın üzerinde yarışmada derece almış.
LASSA FABRİKASINA ÖZAL'DAN ONAY
İki ortak 10 yıl bu şekilde yarışmalara katılmaya devam ederken beklenmedik bir gelişme olmuş. Türkiye'de kamyon montaj fabrikası kurmaya karar veren otomotiv devi Chrysler Motor'un temsilcilerini aniden kapılarında bulmuşlar. Rakipler güçlü olsa da işi SİTE almış.

Ardından Türkiye'de fabrika kurmak isteyen bir başka yabancı şirket, Kanadalı telekomünikasyon firması Northern Electric kapılarını çalmış. Sonra Topkapı'daki Birleşik Alman İlaç Fabrikaları'ın ek üç blokluk genişletilme projesi gelmiş. Derken Bursa'daki Oyak Renault Fabrikası işi ve nihayet Lassa fabrikası...

Lassa Fabrikası o dönemde tek seferde yapılmış en büyük sanayi tesisi projesiymiş. Tekeli, Lassa projesini nasıl aldığını şöyle anlatıyor: "Turgut Özal o günlerde Sabancı Holding'in genel koordinatörüydü. Lassa Fabrikasını yapmaya karar verdiklerinde Özal, bu projeyi Türk mimarların yapamayacağını düşünüyordu. Proje ile ilgilendiğimiz için Lassa'nın Genel Müdürü Atalay Coşkunoğlu ile temasa geçtik. O da beni Turgut Özal'a yönlendirdi. Aslında birbirimizi İTÜ'den tanıyorduk. Holding'in Fmdıklı'daki binasında Özal ile yarım saat görüştük. Ben ona daha evvel yaptığımız sanayi tesislerinden bahsettim. Oyak Renault fabrikasını nasıl yaptığımızı anlattım. Görüşme bittiğinde Özal odadan çıktı ve Coşkunoğlu'na, 'Doğan Bey bu işi yapabilir, teklif alalım' dedi."

RUS GAZ DEVİ GAZPROM'UN MERKEZİNİ DE O ÇİZDİ
Tekeli-Sisa ortaklığı, üst üste pek çok sanayi tesisi yapmış, bu alanda uzmanlaşmış. Ama Kıbrıs Barış Harekatı ile konjonktür birden değişmiş, sancılı ambargo günleri başlamış. Yabancı sermayenin yatırımları durmuş. Ve sonuçta ortaklar yola devam edebilmek için tekrar proje yarışmalarına girmek zorunda kalmış. Ancak bir farkla: Artık şöhretli mimarlar olarak yarışmalara davet ediliyorlarmış. İlk davet Halk Bankası'ndan gelmiş. Yeni bir genel müdürlük binası yaptırmak için yarışma açılmış. Kazanan Tekeli-Sisa ortaklığı olmuş. 1991 yılında bina tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı "Benim bile böyle görkemli bir yönetim binam yokken senin nasıl olur" dercesine binaya el koymuş. Bu yapı halen Hazine Müsteşarlığı tarafından kullanılıyor. Halk Bankası çaresiz bir müddet sonra benzeri bir arsa alıp kendisine yeni bir genel müdürlük yapması için Doğan Tekeli'nin kapısını tekrar çalmış. O günlerde Ankara'da temasta bulunan Gazprom şirketinin üst düzey yetkilileri Hazine Müsteşarlığı'nı görüp çok beğenmişler. Müteahhitlik işlerini verdikleri Gama İnşaat yöneticilerine bu binanın tam istedikleri proje olduğunu söyleyerek aynısının Moskova'ya yapılmasını talep etmişler. Tekeli, "Gama İnşaat'ın yetkilileri gelip bu binanın aynısını Moskova'ya yapmak istediklerini söyledi. Bina Gazprom'un genel merkezi olacaktı. Hemen projesini hazırladık. Gama kısa bir sürede inşaatı tamamladı. Ama bazı eklemeler yaparak binayı Rus yapımı havasına soktular. Örneğin tepeye cam külahlar koydular."

METROCITY İÇİN BÜYÜK YARIŞ
1994 yılında, İstanbul Levent'te şu an üzerinde Metrocity Alışveriş Merkezi ve rezidanslarının yükseldiği arsayı satın alan Gümüşsüyü Halıları'nın sahibi Necmettin Öztemir ile Bursalı Bisaş'm sahibi Muammer Ağım'ın Metrocity projesi için mimar arayışı da Tekeli'nin bürosunda son bulmuş. Ama bu iş biraz sancılı olmuş Tekeli için: "Metrocity projesi için bize geldiler sözleşme yaptık ve işe başladık. Aradan bir iki ay geçti telefon edip, 'Kusura bakmayın biz bir proje yarışması düzenleyip öyle karar vermek istiyoruz' dediler. Haklılardı..." Türk mimarların davet edildiği proje yarışmasını Tekeli'nin bürosu kazanmış ve yeniden işe koyulmuşlar. Ancak iki ay sonra bir telefon daha gelmiş arazi sahiplerinden. Bu kez, 'Affedersiniz, biz bir de yabancı mimarlara yarışma açmak istiyoruz' denmiş Tekeli'ye. "Svvanke Hayden", "Kohn Pedersen Fox", "Skidmore", "Owings&Merrill" gibi dünya devleri ile yarışılmış bu kez. Ve neticede yine onların projesi yükselmiş. Doğan Tekeli ve Sami Sisa ikilisi Metrocity'den bir yıl sonra ve yaptıkları onca işin arasında bir de 1995 yılında Mimarlar Odası Büyük Ödülü'nü, yani Sinan ödülünü almış. Cumhuriyet döneminin en büyük mimarı Sedat Hakkı Eldem, Sinan ödülünü ilk alan mimar. Ardından Turgut Cansever ve Şevki Vanlı'ya verilen bu büyük ödüle dördüncü isim olarak Doğan Tekeli ve Sami Sisa layık görülmüş.

2000 yılının Aralık ayı ise Doğan Tekeli için en zor dönemlerden biri olmuş. Okul sıralarında başlayan birliktelik sona ermiş, ortağı Sami Sisa vefat etmiş. Şimdi babası gibi İTÜ mezunu olan ve Fransa'da da eğitim görmüş genç mimar Nedim Sisa ile yola devam ediyor Tekeli.

KUZEY IRAK'A DEV LUNAPARK
2004 yılında ise Antalya Havalimanı'na ikinci bir terminal binası daha çizdi SİTE. Bu proje de 2005 yılında tamamlandı. Ama bu terminal binası tamamlanırken İstanbul'da Metrocity'yi gezen bir Iraklı iş adamının kafasında bambaşka bir proje vardı. Ahmet Majidi adındaki bu Iraklı, ticari hayatına Erbil'de 4 metrekarelik bir kumaş dükkanında başlamış, Saddam Hüseyin'den kaçıp Mersin'e yerleşmiş ve zamanla işlerini büyütüp Hewa Group'un patronu haline gelmiş. Ve Erbil'e devasa bir alışveriş merkezi yapmayı kafasına koymuş. Metrocity'den etkilenen bu iş adamının Tekeli'nin kapısını çalması fazla zaman almamış. Tekeli, "Bir kroki çizdim. Çok beğendi ve fevkalade ekonomik bir fiyata bunu yaptık. Alışveriş merkezi projesi tamamlandı. Şimdi onlar için çok büyük bir lunapark ve bir konut sitesi çiziyorum" diyor.

Tekeli, yapımı 150 milyon dolara mal olan bu alışveriş merkezini tamamladıktan sonra Sabiha Gökçen Havaalanı'nın terminal binası projesini de üstlenmiş. Tekeli'nin ofisine gelen bir sonraki misafir Turgay Ciner olmuş. Taksim'de bulunan ve şu anda Habertürk TV ve gazetelerinin bulunduğu Ciner Yayın Holding binasını da Tekeli çizmiş.

BAŞARISININ SIRRI ENDİŞELERİNDE
Bu kadar proje, ödüller, fahri doktoralar ve akademisyenlik... Peki, Tekeli'nin farkı ne? Galiba bunun cevabını "iş disiplini ve endişesi" olarak verebiliriz. Tekeli'nin işe bakışı çok farklı: "İş; keyifli bir ilişki, benim için nadir yaşanan bir duygu. Nedense iş, bir kez başlandıktan sonra, başa çıkılması, alt edilmesi gerekli bir hasım gibi görünür bana. Bu hasım gülen yüzünü çok seyrek gösterir. Uzun uzun çalışıp iyi olduğunu sandığımız bir çözüm, bir kütle, bir cephe yapar, panoya asar, sevinerek eve döneriz. Ertesi sabah, akşamki sonucu neden beğendiğimize şaşar yeniden boğuşmaya başlarız. Hiç abartmıyorum, üç kuleli Metrocity kompleksinin bugünkü siluetinin 500 kadar ciddi çizim sonunda kesinleştiğini söyleyebilirim. İşle keyifli ilişki en çok, genellikle beğenilen bir yapımızın tamamlanıp kullanılmaya başlandığı ilk aylarda yaşanır."

 BİR GARİP İŞ BANKASI HİKAYESİ
İstanbul'da iş Bankası'nın genel müdürlüğü olarak inşa edilen ünlü iş Kuleleri'nin mimarını çok insan yabancı bir mimarlık şirketiydi diye hatırlar. Oysa kulelerin mimarı SİTE Mimarlık'tan başkası değil. Her şey Doğan Tekeli'nin Şişe Cam'ın genel müdürlük binası için açtığı proje yarışmasını kazanmasıyla başlamış. Projeye çalışırken birdenbire iş Bankası bu araziye kendi genel müdürlük binasını yapmaya karar vermiş ve arsayı iştirakinin elinden almış. Yıl 1988... Tekeli'den projeyi iş Bankası genel müdürlük binası olacak şekilde tadil etmesi istenmiş. Gerisini Doğan Tekeli'den dinleyelim: "Şişe Cam'ın genel müdürlüğü birbirine eşit iki kule şeklindeydi, İş Bankası yönetimi projeyi inceledi ve finansman için beklememizi söylediler. 1.5 sene sonra o zamanki genel müdür Ünal Korukçu gelip, 'Biz bu projeyi başka şekilde yapalım' dedi. İstediği İş Bankası'nın genel müdürlüğü olacak kulenin daha yüksek olması, diğerinin küçültülmesiydi. Kulelerin birini iki parçaya bölüp üçlü bir yapı oluşturduk. Tamam deyip finansman için beklememizi söylediler. Aradan yıllar geçtikten sonra 1993'te bir telefon geldi. Tam da Gazprom'un işini aldığımız günlerde Ünal Korukçu aradı tekrar. Bizim çizdiğimiz avan projesiydi. İş Kuleleri için ihaleye çıkacaklarını söyleyip uygulama projesini üç ayda teslim etmemizi istedi, 'imkansız, en az 9 ay lazım' dedim, anlatamadım. Kızdım artık zaten zarar etmişim. 'Yapmıyorum, kime isterseniz ona yaptırın' dedim. Tek bir şey istedim: 'Bari bize bir küçük danışmanlık ücreti verin de ilgimiz kesilmesin.' Haber göndermiş Korukçu, çok para istemezlerse vereyim diye. 100 bin dolar verin' dedik, '50 bin dolar veririm' dedi. Ondan sonra Svvenka Hayden tamamladı projeyi. Fakat imar durumu bile bizim üzerimize. Onun için müellifi biziz." Svvenka Hayden'ın web sitesinde kendini İş Kuleleri'ni sıfırdan yapmış gibi göstermesi hâlâ kızdırıyor Tekeli'yi.
Burak Mavi/Business

 


 


Geri Dön