23 / 12 / 2024

Düzce'de Roma dönemine ait villa bulundu!

Düzce'de Roma dönemine ait villa bulundu!

Batı Karadeniz'in Efes'i olarak bilinen Prusias ad Hypium Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmalarında, Roma dönemine denk gelen, villanın mozaik zemini ile bazı kalıntıları ortaya çıkarıldı.



Batı Karadeniz Düzce Konuralp Bölgesi'ndeki antik kentin yaklaşık üç kilometre uzağında Aynalı köyü mevkisinde bulunan villada kalıntıları inceleyen Düzce Valisi Ali Fidan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, kazıları yerinde görmek için bölgeye geldiklerini söyledi.


Bölgenin tarihinin oldukça zengin olduğunu vurgulayan Fidan, "Burada milattan sonra 300-400 yıllarına ait bir villa kalıntısı çıktı. 128 metrekare çapında bir mozaik bulundu. İlgili arkadaşlar çalışmalara devam ediyorlar. Villa, o dönem burada yerleşimin devam ettiğini, tarihi Purasias kentinin buralara kadar uzandığını gösteriyor." dedi.


Uzmanlara göre villa kalıntılarının bulunduğu yerin şehrin sınır bölgesi olduğunu belirten Fidan, şunları kaydetti:


"Konuralp tarihi olarak çok zengin bir kültürel varlığa sahip. Bu da onun bir göstergesidir. Bizim burada yapmamız gereken bu tür kurtarma çalışmalarından sonra bunları duyurmak ve korumaktır. Çalışmaları daha da hızlandırmaktır. Turizmin Konuralp merkezli gelişmesi gerekir. Konuralp'te 46 adet tescilli yapımız var. Cami, müze, anıtsal Roma köprüsü ve 41 tane de şahsa ait tescilli konut var. Bütüncül bir şekilde restorasyonun yapılması sonrasında kalıntıların tekrar değerlendirilmesi önemli. 128 metrekare çapında mozaiğin çalışmaları devam ettiğinde Konuralp müzemiz Roma dönemine ait eserlerin sergilenmesi anlamında en önemli müzelerden birisi olma yolunda ilerliyor."


Kalıntının bulunduğu arazinin şahısa ait olduğunu ifade eden Fidan, "Kamulaştırılması gerekiyor. Konuralp'te ayrıca hem Düzce İl Özel İdaresi'nin hem de Düzce Belediyesinin yürüttüğü çalışmalar var. Çalışmaları derli toplu bir şekilde değerlendirerek Konuralp'i eski önemini anlatacak şekilde Düzce'mizin, ülkemizin turizmine açmak istiyoruz." diye konuştu.



Yeni Şafak



Haber Anadolu Ajansı'nda şu şekilde yer aldı ;



"Batı Karadeniz'in Efes'i" olarak bilinen Prusias ad Hypium Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmalarında görev alan arkeologlar, bölgenin toprak altındaki zenginliklerinin Efes'e eşdeğer olduğunu öngörüyor.


Konuralp Müzesi Müdürü ve Prusias ad Hypium Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Celal Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yılki kazıları ay sonunda tamamlayacaklarını söyledi.


Kazı bölgesinde bu yıl MS 307 yıllına ait olduğunu düşündükleri Roma dönemine ait bir villayı gün yüzüne çıkardıklarını belirten Özdemir, "Bu villanın 128 metrekarelik yer döşemesinin mozaik olduğunu tespit ettik. Çok fazla deforme olmamış. O dönemin sanatsal motiflerini taşıyan bir mozaik. Geometrik şekiller ve renkli taşlarla yapılmış bir taban döşemesi." dedi.


Kazı bölgesinde sadece mozaik alanın çıkarılmadığının altını çizen Özdemir, bu villaya ait hamam, oturma ve misafir ağırlama alanlarının da bulunduğunu dile getirdi.


Özdemir, hamamın o döneme ait bir mimariyle yapıldığını gördüklerini aktararak, "Bu bulguların hepsi Roma dönemini işaret ediyor. O dönemde yapılan villalar çok geniş bir alana yayılabiliyor. Kazılarımızı genişleterek devam ettiriyoruz. Bulunan hamamın duvarlarının da mozaik süslerle döşeli olduğunu tespit ettik." diye konuştu.

"Yapının yıkılmasını depreme bağlıyoruz"

Düzce'nin birinci derece deprem bölgesi olduğunu, bulunan yapının da o dönemde yaşanan bir depremde yıkıldığını ve yandığını tespit ettiklerini anlatan Özdemir, şunları kaydetti:


"Kazılarda yaklaşık 15 sikke ele geçti. Bulunan villada en son ele geçen bakır sikkelerin MS 566 yılına ait olduğunu gördük. Bundan yapının Bizans İmparatoru 1. Jüstinyen döneminde yıkıldığını anlıyoruz. Düzce ve bölgesi birinci derece deprem bölgesi ve yapının yıkılmasını da depreme bağlıyoruz. Yapının yıkılış şekli ve daha sonradan da yanması, depremde yıkılmış olduğunu gösteriyor. Buluntularımızın tamamına yakını yangın tabakasından ele geçiyor."

"Toprak altında Efes'ten daha ileri bir kent var"

Helenistik çağda söz konusu alanda muhteşem bir kent bulunduğunu vurgulayan Özdemir, şunları kaydetti:


"Daha önceki kazılarda bölgeden çıkan heykeller ve buluntular buranın büyük ve ihtişamlı bir kent olduğunun göstergesidir. Burada ne yazık ki kazılar geç başlamış. Batı Karadeniz bölgesinin ayakta kalmış antik kentlerinden bir tanesi. Tiyatrosu, Roma köprüsü ve su kemerleri ayakta olan bir alan. Bunların değerlendirilip ülkemize kazandırılması gerekli. Ayakta kalmış anlamında Efes iyi bir örnek fakat buranın 1-1,5 metre toprak altında, Efes'ten daha ileri bir kent var. Bu kentin çoğu tahrip olmamış. Üzerinde modern bir kent kurulu muhteşem bir yer altı kenti mevcut. Buranın bilimsel, arkeolojik kazıları belki 10, belki de 20 yıl sürecek fakat kazılar devam ettikçe Efes'e eşdeğer bir kent çıkacak. Burası, döneminde heykelcilik anlamında kendini geliştirmiş bir alan. Kentte heykel atölyeleri var. Kendi sanatçıları ve kendilerine has üslupları olan heykelciler var. Biz bunları gördük ve tespit ettik."




AA




Haber Habertürk Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...



Düzce’deki Prusias ad Hypium Antik Kenti kazılarında en son MS 307 yılına ait bir villa bulundu. Habertürk kazının son gününe katıldı, villanın hikayesini öğrendi.


Düzce iline bağlı Aynalı Köyü’nde geçen yıl, köyün yerlisi dolanırken ayağına bir taş takılmış. Toprağı biraz kazmaya başlayınca renkli küçük taşlar görmüş, anında mozaik olduğunu anlamış. Hemen muhtarı arayıp haber vermiş, muhtar da Konuralp Müzesi’ne durumu bildirmiş.


Oralarda sürekli tarihi eser çıktığından yerlisi alışık bir şeyler keşfetmeye. Biz bile sağda solda çalılıkların arasında sütun kalıntıları gördük. Yolda birkaç kişiyle sohbet ettik, bazılarının şaka olsun diye birbirine Indiana Jones dediğini öğrendik! Mozaiklerin bulunduğu haberini duyar duymaz soluğu Düzce’de aldık.


Kazıya gitmeden önce genişliğini anlamak için Konuralp’teki Prusias ad Hypium olarak bilinen bölgeyi dolaştık. Köyün içinde kocaman 100 metre yüksekliğinde bir antik tiyatro, yerlileri ona “40 Basamaklar” diyor. Sahnesinin bir kısmı da duruyor. Yarısı hâlâ yerin altında...


Biraz dolandığımızda at figürlü kapı, surlar, su kemerleri ve Roma Köprüsü’nü gördük... Sonra bize yeni bulunan mozaikleri gösterecek Konuralp Müzesi Müdürü ve Prusias ad Hypium Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Celal Özdemir’i aradık, yolu tarif etmesi için; “Ece Hanım, yolu bulamazsınız çünkü yol yok.” Gerçekten de Özdemir haklıydı, bir yol yoktu. Dağ tepe tırmandık, ağaçların ardındaki büyük kazı alanına vardık...


Celal Bey bizi karşıladı, hemen 128 metrekarelik, renkli taşlarla, geometrik şekillerle süslenmiş iki mozaiğin hikâyesini anlatmaya başladı: “Düzce’nin en büyük mozaikleri, yakından bakın lütfen. Eski bir villanın avlu ve bir odasına ait iki büyük taban mozaiği bunlar. Merkezdeki madalyonda son derece nadir süslemeler var. Araştırmalar kesin bir tarih de veriyor, milattan önce 307.


Yani Bizans İmparatoru Büyük Konstantin döneminde inşa edilmiş.” Özdemir heyecanla mozaiklerin etrafında dolanarak devam ediyor: “Verimli bir kazı. Sadece villadan arda kalan mozaikleri değil, sikkeler ve kil ev eşyaları da bulduk. Böylece evin Jüstinyen dönemine, 565 yılına kadar kullanımda olduğu anlaşıldı. Yani Bizans döneminde uzun bir geçmişi var bu villanın...”

Bu ortalama 250 yıl boyunca birilerinin yaşadığı anlamına geliyor. Bir aile, onun çocukları ve belki de torunları... Kim olabilirlerdi? Villanın içindeki hamamı gösteriyor Özdemir, bir zamanlar yuvarlak, dört köşesi yarım nişli, ortasında aynı bizim Türk hamamlarında olduğu gibi göbek taşı olan bir hamam; “Biliyoruz ki bu dönemde yaşadığı yerde hamamı olan kişiler epey varlıklı.


Yani şu varsayımı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; aristokrat, zengin ve köleleri olan bir sahibi vardı. Üstelik eskiden burada bir göl vardı, sahibinin odası göl manzaralıydı...” Göl, şimdilerde kurumuş ve çalılarla dolu... Mozaikleri yakından incelerken bir kısmının üstünde gri bir tabaka fark ettim. “Topraktan dolayı mı bu tabaka?” diye sordum.


Celal Bey’in yüz ifadesi öyle içtendi ki, sanki onları tanıyor da başlarına gelene çok dertlenmiş bir ses tonuyla “Uzman danışmanlarımız ve tarihçilerimizle inceledik. Bu ev kötü bir şekilde yok olmuş. Doğu Roma döneminde ev çok kötü yanmış, büyük bir yangın. Sizin gösterdiğiniz de o yangından kalan izler. Hatta yanarak çöken tavanın izlerini mozaiklerin üzerinde görüyoruz.” Hüzünlenmekte haklıymış...


Yanmasının iki nedeni olabilir; Düzce deprem bölgesi, o dönemde büyük bir depremle çöküp yangın başlamış olabilir ya da Bizans yağmalarıyla bilinen İskandinav topluluk Gotlar tarafından kent baskına uğramış, yakılmış olabilir. İkinci ihtimal daha yakın çünkü Gotlar’ın izleri bölgede görülmüş. Bunun cevabını kazı çalışmalarını daha da ilerlettiklerinde öğrenebileceğiz. Fakat diğer kazıların ne zaman başlayacağı ve biteceği muamma.


Efes Antik Kent ile kıyaslanan Prusias ad Hypium Antik Kenti’nin 4.5 kilometre çapında olduğu söyleniyor. Bulunan bu villa, kentin güneybatı ucunda. Tiyatronun bulunduğu güney bölüm belli ki kentin merkezi... Kentin tamamının ortaya çıkması güç, alanda evler var ve tarım yapılıyor. Ne yapacaklar henüz uzmanlar da bilmiyor ama Konuralp’in mozaik deryası olması muhtemel...


"SİZ GÖRDÜNÜZ MÜ"

Düzce halkı bu konuda çok heyecanlı. Kent, sanatla ve kültürel varlıklarıyla öne çıkmak istiyor. Aynalı Köyü’nün meydanından geçerken işittik, herkesin dilinde kazı. Bizim oradan geldiğimizi gören “Nasıl bir şeymiş?” deyip durdu. Bazısı “Artık turist gelir buraları canlanır” diyerek, avucunu ovuşturuyor.



Habertürk


Geri Dön