Elazığ depreminde yer kabuğu kırıldı mı?
Bilim insanları, Elazığ'da meydana gelen depremden sonra bölgeye gitti. Uzmanlar Doğu Anadolu Bölgesi’nden geçen ve Hatay’dan Bingöl’ün Karlıova ilçesine kadar uzanan fay hattında ölçüm yaptılar...
Elazığ Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremden sonra çeşitli üniversitelerin öğretim üyeleri, Doğu Anadolu Bölgesi'nden geçen fay hattında ölçüm ve gözlem yaptı, artçıların kaydedildiği verileri incelemeye başladı. Bilim insanları, 6.8'lik depremle yer yüzeyinde deformasyon olmadığını, sadece ikinci etki durumundaki heyelan ve yollarda yarıklar oluştuğunu belirledi.
Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden öğretim üyeleri, Elazığ’da cuma günü yaşanan depremin ardından bölgeye gitti. Doğu Anadolu Bölgesi’nden geçen ve Hatay’dan Bingöl’ün Karlıova ilçesine kadar uzanan fay hattında ölçüm yapan bilim insanları, artçı depremleri içeren verileri de incelemek üzere topladı.
Sivrice ile Palu arasında 2015 yılından bu yana kurulan 6 sismograf, sürekli çalışan 2 GPS istasyonu, 25 GPS ölçme noktası ve 2 creepmetrede veri toplayan bilim insanları, incelemelerde bulundu.
6.8’LİK DEPREMİN YÜZEY DEFORMASYONLARI BELİRLENDİ
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Jeodezi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hayrullah Karabulut, Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Doğan ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Jeodezi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Ergintav, Murat Nehri kıyısında bulunan Palu ilçesindeki sismograftaki verileri kaydetti.
Bilim insanları, elde edilen veriler ve incelemelerle 6.8 büyüklüğündeki depremin yüzey deformasyonlarını da açıkladı. Bilim insanları, depremle birlikte yer yüzeyinde herhangi bir kırılma ve deformasyon oluşmadığını, sadece ikinci etki konumunda olan heyelanlar ve yollarda yarıklar meydana geldiğini tespit etti. Toplanan verileri işleyecek bilim insanları, bulgularla depremle ilgili çalışmalara katkıda bulunacak.
‘FAY HAREKETİNİ MODELLEMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Doğan, 3 farklı yer bilimiyle Doğu Anadolu Bölgesi’nden geçen fay hattındaki mekanizmayı çözmeye çalıştıklarını belirtti. Prof. Dr. Doğan, tüm bilgileri bir araya getirerek faydaki hareketi modelleyeceklerini belirterek, şu şekilde konuştu:
-Jeodezi, jeofizik ve jeoloji bölümlerindeki gruplarla birlikte 3 farklı yerbilim tekniğini kullanıyoruz. Jeodezi olarak biz buraya GPS noktaları yerleştirdik. Şu anda fayın güneyi ve kuzeyinde olmak üzere 2 sabit ve sürekli çalışan GPS istasyonu kurduk. Bu Ekim ayından beri çalışıyor.
-Burada herhangi bir deprem olduğunda direk olarak bu depremin etkisini görebileceğimiz istasyonlar bunlar. Ayrıca bu bölgede 7 tane jeodezik olarak 2 tane sabit istasyonlar kurduk. Periyodik olarak konum değişimlerini belirliyoruz. Jeofizik çalışmaları olarak deprem cihazlarını yerleştirdik.
-Şu an da Palu’da 1, Sivrice’de 3, Pütürge’de 1 tane yerleştirdik. Bölgede 6 tane deprem cihazımız bulunmaktadır. Bunun yanında jeolojik olarak da İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımız arazi çalışmalarıyla bölge içerisindeki bir takım jeolojik etütler yaptılar.
-Toprak örnekleri aldılar, bunların da jeokimyasal laboratuvarlarda değerlendirerek faydaki mekanizmayı çözmeye çalışıyoruz. Bütün bilgileri bir araya getirerek fay hareketini modellemeye çalışıyoruz.
‘YÜZEY KIRIĞI OLUŞTURMADIĞINI GÖRDÜK’
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Jeodezi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Ergintav, Sivrice’de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde yer yüzeyinde deformasyon oluşmadığını belirtti. Prof. Dr. Ergintav, depremle birlikte sadece ikinci etki olan heyelanlar ve yollarda yarıklar oluştuğunu tespit ettiklerini söyleyerek, şunları kaydetti:
-Depremden sonra bizim çalışma şeklimiz hızlıca bölgeye gidip, bölge hakkında depremin neden oluştuğunu anlamak. Çeşitli üniversitelerden arkadaşlarla birlikte cihazlar yerleştiriyoruz, gözlemler yapıyoruz. Depremin sonucunda görebildiğimiz kadarıyla, elde ettiğimiz farklı cihazlardan gözlemlerden derinlerde başlayan olayın yüzeye kadar gelmediğini, enerjisinin gelmeye yetmediğini görebiliyoruz.
-O yüzden yüzeyde çok net 99 depreminde olduğu gibi bir yüzey kırığı oluşturmadığını gördük. Tabi yüzeyde çatlaklar, kaymalar var. Onların hepsi aslında ikincil olay. Temel olarak böyle depremin neden olduğu bir ana yüzeyde deformasyon yok. Onun ziyadesinde yayılan, daha yaygın deformasyonlar var.
-Onların etkilerini yollardaki çatlaklardan, kırıklardan, patlamalardan çok rahat görüyorsunuz. Belki de hasarın az olmasına can kaybının az olmasına neden olan olay böyle bir avantaj aslında.
-Tabi bu fayın özelliğine bağlı. Şimdi biz de topladığımız verilerle bu fayın özelliğini iyice anlayıp, neden nefesi yukarı kadar yetmediğini modellemeye çabalayacağız.
Elazığ'daki depremde tarihi konaktan tek tuğla bile düşmedi!
Elazığ depreminde yıkılan binalarda Kuyulu Deresi'nin kumu kullanılmış!