22 / 12 / 2024

Emre Arolat, Ağa Han Mimarlık Ödülü aldı!

Emre Arolat, Ağa Han Mimarlık Ödülü aldı!

Edirne'deki fabrikasıyla dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Ağa Han'ı alan İpekyol'un kurucusu Ayaydın, "Hapishane gibi fabrika yerine gündüzün farkedildiği bir çalışma ortamı yarattık" dedi



Çalışana gün yüzü gösteren fabrika İpekyol'a ödül getirdi

Edirne'deki fabrikasıyla dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Ağa Han'ı alan İpekyol'un kurucusu Ayaydın, "Hapishane gibi fabrika yerine gündüzün farkedildiği bir çalışma ortamı yarattık" dedi

Dünyanın en prestijli mimarlık ödülleri arasında sayılan ve üç yılda bir verilen Ağa Han Mimarlık Ödülleri'nden biri İpekyol'un Edirne'deki tekstil fabrikası projesiyle mimar Emre Arolat'a verildi. İnsanların insanca bir ortamda yaşaması düşüncesiyle bu fabrikayı yaptıklarını dile getiren İpekyol'un kurucusu Yalçın Ayaydın, "İnsanların evlerinden daha konforlu yerlerde çalışmaları önemli" dedi. Normalde fabrikalarda çalışan insanların sabah kapıdan girdiklerini gün boyunca çalışıp gündüzü, karı, yağmuru görmeden çalıştıklarını ifade eden Ayaydın, "Modern hapishaneler yaratmak istemedik. İnsanlar gün ışığını, karı, yağmuru görsünler istedik. Çalıştığı yerde mutlu olsun, başka firmaya geçme ihtiyacı hissetsin istemedik. Bu isteğimiz bize bir de ödül getirdi" dedi.

13 MİLYON $ YATIRDI
Fabrikaya 13 milyon dolar yatırdıklarını ancak hiçbir zaman işe ticari bakmadıklarını dile getiren Ayaydın, "Emre Arolat çizimi getirdiğinde çıkan maliyetle ilgili arkamı bile dönüp bakmadım, hemen projeye başladık" dedi. Bundan sonra yapacakları her yapının bir kimliği olacağını vurgulayan Ayaydın, depodan mağazaya kadar çalışanların iyi hissedeceği ortamlar yaratacaklarını ifade etti.
Sabah/Pınar Çelik

Basında yer alan diğer haberler:

Ağa Han’da 411 projeyi geçti, 100 bin doları aldı

Üç yılda bir 5 projeye verilen Ağa Han Mimarlık Ödülü, bu yıl ilk kez bir endüstriyel tasarıma, Edirne’deki İpekyol Fabrikası’na verildi. İpekyol adına Yalçın Ayaydın ve mimar Emre Arolat, ödülü, Ağa Han, Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife Al-Tahani ve eşi Emire Şeyh Moza Bin Nasır’dan aldılar.

DÜNYANIN en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan ve 3 yılda bir yalnızca 5 projeye verilen Ağa Han Mimarlık Ödülü, ilk kez bir endüstriyel tasarım ile Edirne’de kurulan İpekyol fabrikası projesiyle mimar Emre Arolat’ın oldu. Önceki akşam, Katar’ın Başkenti Doha İslam Sanatları Müzesi’nde yapılan törende İpekyol ve Emre Arolat ödülü aldı. Ödülü Ağa Han ile birlikte Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife Al-Tahani ve eşi Emire Şeyh Moza Bin Nasır verdi. Proje için İpekyol Giyim Sanayi ile Emre Arolat’a 50’şer bin dolar ödül verildi.

Emre Arolat, İpekyol Tekstil Fabrikası ile Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü 6 yıl aradan sonra Türkiye’ye kazandırmış oldu. İpekyol Tekstil Fabrikası, 411 proje arasından önce 19 projeye indirilen listede yer aldı, daha sonra da seçilen 5 proje arasına girdi. Jürinin değerlendirmesine göre, İpekyol Tekstil Fabrikası çalışanların refahı ile işverenin üretim hedeflerinin mekana entegrasyonu sağlarken, işverenin başarılı işbirliğine iyi bir örnek teşkil eden, yönetim-üretim alanlarını aynı çatı altında buluşturan, kötü yaşam koşullarından uzak duran ve dünyadaki endüstri yapılarının pek çoğunda rastlanan hiyerarşik mimari çözümlemesiyle ödül almaya hak kazandı.

Mimarlar projeyi gezdi
Ağahan Mimarlık Ödülü organizasyonunun Türkiye jurisi çeşitli mimarların eserlerinden oluşan 40 dolayında projeyi Ağa Han Merkez Organizasyonuna bildirdi. Ağa Han Merkez Jürisi resimler üzerinden incelemesi aşamasında bir İngiliz mimarı Edirne İpekyol fabrikasını yerinde görmekle görevlendirildi. Görevlendirilen mimar, Emre Arolat, fabrikanın sahibi Yalçın Ayaydın, fabrika çalışanları ile fabrika çevresindeki esnaf ve komşularla proje hakkında bir araştırma yapıp raporunu sundu. Fabrika 19’luk listeye girince Hintli bir mimar ve film ekibi yeniden Edirne’ye geldi. Bu ekip fabrikayı filme aldı ve çalışanlarla görüşmeler yaptı.
Hürriyet


Aga Han ödülünü Katar Emiresi verdi

Dünyanın en prestijli mimarlık ödülü olarak kabul edilen Ağa Han Mimarlık Ödülü, ilk kez endüstriyel bir tasarım ile Edirne’de kurulan İpekyol Fabrikası projesi ile mimar Emre Arolat’ın oldu

Arolat ödülünü önceki akşam, Katar’ın başkenti Doha İslam Sanatları Müzesi’nde yapılan ve dünyanın dört bir tarafından yaklaşık bin davetlinin katıldığı bir törenle, Ağa Han ile birlikte Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife Al-Tahani ve eşi Emire Şeyhe Moza Bin Nasır’dan aldı.
İpekyol Tekstil Fabrikası’nın, çalışanların refahı ile işverenin üretim hedeflerinin mekana entegrasyonunda mimar ve işverenin başarılı işbirliğine iyi bir örnek teşkil etmesi, yönetim ve üretim alanlarını aynı çatı altında buluşturan, dünyadaki endüstri yapılarının pek çoğunda rastlanan hiyerarşik düzenleme ve kötü yaşam koşullarından uzak duran mimari çözümlemesiyle ödülü değer görüldüğü açıklandı.
Ağa Han Ödülü’nün, dünyanın en prestijli mimari ödülü olmasının yanında maddi karşılığı da bulunuyor: Yapının sahibi İpekyol Giyim Sanayi firması için 50 bin; proje müellifi Emre Arolat için 50 bin ABD dolar.

Nasıl aday gösterildi

Ödülün Türkiye jürisi 40 farklı projeyi Ağa Han Merkez Organizasyonu’na bildirdi. Daha sonra bir İngiliz mimar projeyi yerinde inceledi. 401 aday arasında yapılan ilk değerlendirme sonunda proje 19 adaylık son listeye girmeyi başardı. Bunun üzerine Hintli bir mimar ve bir film ekibi yeniden Edirne’ye geldi; fabrikanın her bölümünü filme aldı. Hazırlanan film ve rapor sonucunda fabrika, ödüllendirilen beş projeden biri oldu.
Milliyet

Ağa Han'da 411 projeyi geçti, 100 bin doları aldı!

Üç yılda bir 5 projeye verilen Ağa Han mimarlık Ödülü, bu yıl ilk kez bir endüstriyel tasarıma,Edirne'deki İpekyol Fabrikası'na verildi. İpekyol adına Yalçın Ayaydın ve mimar Emre Arolat, ödülü, Ağa Han, Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife Al-Tahani ve eşi Emire Şeyh Moza Bin Nasır'dan aldılar


DÜNYANIN en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan ve 3 yılda bir yalnızca 5 projeye verilen Ağa Han Mimarlık Ödülü, ilk kez bir endüstriyel tasarım ile Edirne'de kurulan ipekyol fabrikası projesiyle mimar Emre Arolat'ın oldu. Önceki akşam, Katar'm Başkenti Doha İslam Sanatları Müzesi'nde yapılan törende İpekyol ve Emre Arolat ödülü aldı. Ödülü Ağa Han ile birlikte Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife Al-Tahani ve eşi Emire Şeyh Moza Bin Nasır verdi. Proje için İpekyol Giyim
 
Sanayi ile Emre Arolat'a 50'şer bin dolar ödül verildi.
Emre Arolat, İpekyol Tekstil Fabrikası ile Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü 6 yıl aradan sonra Türkiye'ye kazandırmış oldu. İpekyol Tekstil Fabrikası, 411 proje arasından önce 19 projeye indirilen listede yer aldı, daha sonra da seçilen 5 proje arasına girdi. Jürinin değerlendirmesine göre, İpekyol Tekstil Fabrikası çalışanların refahı ile işverenin üretim hedeflerinin mekana entegrasyonu sağlarken, işverenin
 
başarılı işbirliğine iyi bir örnek teşkil eden, yönetim-üretim alanlarını aynı çatı altında buluşturan, kötü yaşam koşullarından uzak duran ve dünyadaki endüstri yapılarının pek çoğunda rastlanan hiyerarşik mimari çözümlemesiyle ödül almaya hak kazandı.
Mimarlar projeyi gezdi
Ağahan Mimarlık Ödülü organizasyonunun Türkiye jürisi çeşitli mimarların eserlerinden oluşan 40 dolayında projeyi Ağa Han Merkez
 
Organizasyonuna bildirdi. Ağa Han Merkez Jürisi resimler üzerinden incelemesi aşamasında bir İngiliz mimarı Edirne İpekyol fabrikasını yerinde görmekle görevlendirildi. Görevlendirilen mimar, Emre Arolat, fabrikanın sahibi Yalçın Ayaydın, fabrika çalışanları ile fabrika çevresindeki esnaf ve komşularla proje hakkında bir araştırma yapıp raporunu sundu. Fabrika 19'luk listeye girince Hintli bir mimar ve film ekibi yeniden Edirne'ye geldi. Bu ekip fabrikayı filme aldı ve çalışanlarla görüşmeler yaptı.
Hürriyet

Ağa Han Ödülü ve mimarimiz

Emre Arolat'ın Edirne'deki İpekyol Tekstil Fabrikası projesiyle dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden biri sayılan Ağa Han ödülünü kazanması, büyük bir olaydır. 1977'de başlayıp her üç yılda bir verilen ve amacını 'İslam ülkelerindeki nitelikli mimarinin desteklenmesi' olarak belirtilen ödüle, bu yıl 401 aday başvurmuş ve Arolat, ödülü alan beş proje arasına girmeyi başarmıştır. Üstelik bu, tüm tarihinde endüstriyel bir yapıya verilen ilk ödül olmaktadır. Candan kutlarım. 

Aslında bu ödüle yabancı değiliz. Bu 14. Ağa Han ödülümüz. Daha öncesi kazanan 13 yapı arasında Turgut Cansever'in Bodrum'daki Ertegün evi ve  Ankara  Türk Tarih Kurumu binası, Ertan Çakırlar'ın Rüstem Paşa Kervansarayı onarımı, Nail Çakırhan'ın Akyada'daki evi, Sedat Hakkı Eldem'in Sosyal Sigorta Kurumu binası, Çelik Gülersoy'un Sultanahmet evleri, Behruz Çinici'nin TBMM Camii, Cengiz Bektaş'ın Antalya Olbia sosyal tesisleri, Han Tümertekin'in Çanakkale B2 evi gibi yapılar var. (Hepsini sayamadım, kusura bakmayın). 

Olay, Türk mimarlığının nasıl bir atılım içinde olduğunu bir kez daha gösteriyor. Unuttuğum ve diplomasını sanki çöpe attığım güzel mesleğim adına gurur, kendi adıma ise üzüntü duydum!.. Umarım bu, hergün her yanında mimarların hiç karışmadığı binlerce yapı üretilen ülkemizde bir devrim yaratır. Bırakınız ücra köşelerdeki evleri, camileri, kamu binalarını... Ama sayın başbakanımız bile geçen gün Asya yakasında 'yeni bir Selimiye camii' yapılacağını açıklamadı mı 

Başbakanın, gerçekten de görkemli bir camiden yoksun olan bu yaka konusunda haklı ve iyi niyet sahibi olduğuna inanıyorum. Ama lütfen, yeni bir Selimiye veya Süleymaniye yapmaktansa, işi ünlü mimarlarımıza havale edip yepyeni ve farklı bir eser yaratmak çok daha iyi değil mi Kopyacılık hiçbir sanatta desteklenen bir tavır değildir. Mimarlarımızı çok daha sık hatırlayalım, onları özgür bırakalım ve Yeni Türkiye'nin inşasında daha çok görev verelim. 

HARİKA BİR BALE 

Bu olayı da mutlaka duyurmalıyım. Geçen akşam Harbiye'deki yeni İstanbul Kongre Merkezi'nde izlediğimiz Pink Floyd Balesi, bir harikaydı. Ben bunca yıldır böylesine çarpıcı bir modern bale izlememiştim. Tümüyle ünlü rock grubunun müziği eşliğinde, büyük Fransız koreografi Roland Petit'nin daha 1972 yılında yarattığı bu bale (ilk temsillerde Pink Floyd bizzat çalmış!), Milano'nun ünlü La Scala'sının bir prodüksiyonu. Müzik danstan, dans ise müzikten öylesine besleniyor ki, anlatılamaz. Daha çok erkek bedenine adanmış olması, acaba bir 'gay düşü' mü Yoksa, çok iddialı bir koreografinin ve çok zor hareketlerin erkekler için daha uygun olmasından mı Sanıyorum ikincisi. 

İtalya'da yaşayan iş adamımız Celaleddin Bilgiç'in getirttiği (ve benim İtalyan Konsolosluğu'nun nazik daveti sayesinde görebildiğim) bu olay, görülmesi gereken bir bale şöleni. Beş temsilin sonuncusu bugün, kaçırmamaya çalışın.

Sabah/ATİLLA DORSAY


Geri Dön