Sektörel

Erdal Eren: İnşaat sektörü krizin kalkanı oldu

Erdal Eren, inşaat sektörünün hem yoksulluğa, hem de bölgeler arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal kriz kalkanı olduğunu söyledi

TMB Başkanı Erdal Eren, yarattığı istihdam ve faaliyet alanının genişliğiyle inşaat sektörünün hem yoksulluğa, hem de bölgeler arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal kriz kalkanı olduğunu söyledi
İnşaat sektörünün Türkiye'de etkilediği 200 kadar sektörle birlikte Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) içindeki payının yüzle 30'lara ulaştığını belirten Türkiye Müteahhitler Bitliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, "İnşaat sektörü, yarattığı istihdam ve faaliyetlerinin coğrafi dağılmışlığı nedeniyle hem yoksulluğa, hem de bölgeler arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal kriz kalkanıdır. Sektörün bu özelliği işsizliğin yüzde 14'e kadar yükseldiği küresel kriz ortamında daha da önemli hale gelmiştir" dedi. Türkiye Müteahhitler Birliği'nin 150 üesiyle yurtiçindeki projelerin yüzde 70'ini gerçekleştirdiğini ifasde eden Eren, Türk müteahhitlerin yurt dışındaki işlerinin %90'ını da TMB üyelerinin hayata geçirdiğini kaydetti.

'DÜNYA İKİNCİSİYİZ'
Müteahhitlik hizmetlerini Türkiye'nin rekabet gücünün en yüksek olduğu faaliyet alanlarından biri olduğunu vurgulayan Eren, "Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin geçtiğimiz 37 yıllık süredeki gelişmesi, dünyanın dikkatlerini çeken parlak bir başarı öyküsü olarak özetlenebilir. Uluslararası pazara 1972'de Libya'da açılmış olan müteahhitlerimizin, 2009 sonu itibariyle, faaliyet gösterdikleri ülke sayısı 81'e, uluslararası işlerinin toplam tutarı 155 milyar dolara, yurt dışında gerçekleştirdikleri proje sayısı ise 5 bin 100'e ulaşmıştır" dedi. Uluslararası "Engineering News Record Dergisi"nin dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firmasını gösteren listesinde 2009 yılında 31 Türk firmasının yer aldığına dikkat çeken Eren, Türkiye'nin bu sayı ile dünyada Çin'den sonra ikinci konumuna yükseldiğini kaydetti.

'KRİZLER KIRILMA NOKTASI OLDU'
Eren, Türk inşaat sektörünün yurt içindeki son 25 yıllık gelişmesini ise inişli, çıkışlı bir süreç olduğuna işaret ederek, "80'li yıllardaki altyapı yatırımları hamlesi Türk firmalara yabancı ortaklarla işbirliği yapmak, teknik ve idari becerilerini geliştirmek ve küresel finans sistemi ile tanışmak için çok değerli fırsatlar yaratmıştır. Ekonominin deprem ve krizler nedeniyle resesyon yaşadığı 1995, 1999 ve 2001 yılları ise inşaat sektörü için de kırılma noktaları olmuştur. 1993- 2001 döneminde tarihinin en büyük krizini yaşayan inşaat sektörü 2002'den itibaren canlanmış, 2002-2006 döneminde yaşanan büyüme 2006'da +yüzde 18,5 ile zirveye ulaşmıştır. Söz konusu büyümede uluslararası piyasalardaki likidite bolluğunun Türkiye'ye yönelmesi, döviz kuru ve faiz oranlarındaki düşüşler ve patlama noktasına gelen konut talebi büyük rol oynamıştır" diye konuştu.

İNŞAAT' TA 2011-2012 BÜYÜME YILLARI OLACAK
İNŞAAT sektöründeki büyümenin 2007'de konut talebi artışının yavaşlamasına bağlı olarak hız kestiğne, 2008'de ise küresel krizin de etkisiyle yerini küçülmeye bıraktığını anlatan Eren, "Sektör 2007'yi yüzde 5.7'lik bir büyüme ile, 2008 ve 2009 yıllarını ise sırasıyla yüzde 8.2'ye ve yüzde 16,3'e ulaşan küçülme oranları ile tamamladı. Geçtiğimiz iki yıllık dönemde inşaat, küresel krizden ve ekonomide yaşanan daralmadan en fazla etkilenen sektör oldu" dedi. Eren, inşaat sektörün 2010 yılının ikinci yarısından itibaren toparlanma sürecine girmesinin beklendiğini belirterek, büyümeye geçişin ise en iyimser tahminle 2011-2012 yıllarını bulmasının öngördüğünü sözlerine ekledi.
Sabah