Erdinç Varlıbaş: Viski fabrikası ihalesi ile sıçradık!

Varyap'ın adı en çok Seyrantepe projesinin ihalesini kazandığında duyuldu belki. Ancak inşaat sektöründe 35 yıldır faaliyet gösteren şirket, fabrikalardan cezaevi inşaatlarına, Avrupa'nın en büyük adliye sarayının yapımından Varyap Meridian gibi ödüllü konut projelerine kadar pek çok önemli işin de sahibi. Babası Mehmet Varlıbaş'ın 5 oğlu ile kurduğu ortaklıkla işe başlayan, sonra yola tek başına devam eden Süleyman Varlıbaş, merkezi Hatay'dan İstanbul'a taşıyarak büyümenin ilk hamlesini yapmış. Varlıbaş Holding'in temelleri de 1990'lann ortalarında atılmış. Bugün, Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı olan Süleyman Varlıbaş'ın ortanca oğlu Erdinç Varlıbaş, CEO'luğu yürütüyor. Genç yönetici Varlıbaş, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nde öğrenciyken, Varyap'ın kaderine nasıl etki ettiğini şöyle anlatıyor:

'VİSKİ FABRİKASI İHALESİ İLE SIÇRADIK'

"90'lara kadar nispeten küçük işler yapan şirketimiz 1988'de istanbul'a taşındı. Asıl sıçrama 1998'de Tekel'in Ankara'daki viski fabrikasını ihaleye çıkarmasıyla yaşandı. Henüz 2'nci sınıftayken işlerin içine girdim. Şirketin çok ihtiyacı olan bir iş. Tekel, mevcut viski fabrikasını yenileyip iskoç viskisi özelliklerine sahip yeni teknolojiyle üretim yapacak bir tesis kuracaktı. Yabancılarla ortaklık kurmak, 90'larm ortasında, dünya bu kadar küresel değilken zor bir işti Türkiye'de. Şirketimizde internet bile yoktu. Google zaten yoktu. Bu proje ile şirkete internet bağladık. Araştırıp bu konuda uzman, yabancı mühendisler aradım; e-mail yolladım. Bu sayede ünlü viski markası Jack Daniels'a bile damşmanhk yapan irlandalı ve iskoç mühendisler bulup Türkiye'ye getirttim. Ortaklık kurduk, ihaleyi alıp işi 4 senede tamamladık. Türkiye'nin ilk ve tek viski fabrikasıydı, işe bakışım değişti. Çünkü 20 yaşında hayati bir projenin içinde aktif rol aldım. Bir nevi proje müdürü olup pazarlıklar yaptım. Bilmediğim malzemeler görüp tanıdım. Tüm yazışmaları ve ingilizce dokümanları bizzat çevirdik. Eğitim oldu benim için. iş îngilizcemin temelinde bu var. Her şeyden önemlisi benim için inanılmaz bir özgüven oldu. Kamu ile iş yapıp yönettim. O günden sonra üstüne koya koya şirket hep büyüdü. 200Tde bu işten 3-4 kat büyük bir iş aldık. Tarsus'taki bir etil alkol distilasyon fabrikası için italyanlar ile ortaklık kurduk. Sonra, Yunanlılar ile ortak Malatya'daki sigara fabrikasında işler yaptık. Know how'ı yüksek ve o dönem herkesin yapamadığı işler... Tecrübe kazanınca referansınız oluyor; fiyatta rekabetçilik doğuyor."

'TRABZONLULUĞUM KADAR HATAYLIYIM DA'

Varlıbaş Holding'in bir aile şirketi olduğuna ve sevgi, saygı, sadakat, samimiyet dörtlüsü üzerine kurulduğu¬na dikkat çeken Erdinç Varlıbaş, "5 kardeşiz. Ağabeyim göz doktoru, iki ablamın biri öğretmen, diğeri bilgisayar mühendisi. Erkek kardeşim Londra'da ekonomi eğitimi alıyor. Babam da ziraat mühendisi. Bütün ailemiz üniversiteli" diyor. Eğitime olan düşkünlüğü, Trabzon'un Çaykara Ilçesi'nden olmalarına bağlayan Varlıbaş, "Ulu Camii Köyü'ndeniz. Memleketimizde insanlar hep okur. 'NASA'da bile çalışan Çaykarah var' derler" yorumunu yapıyor. Varlıbaş, Hatay ile olan ilişkilerine de değiniyor "80'lerde köyde yaşanan selden sonra, hemen hemen tüm haneler evlerini kaybetmiş ve devlet Hatay Kırıkhan'da 408 haneye yeni bir yer belirlemiş. Orada da evlerimiz var. Amcalarım hâlâ orada. Ne kadar Trabzonluysam o kadar Hataylıyım. Çocukluğumun bir bölümü orada geçti."

'İnşaatta çivi toplardım gözümde başka iş olmadı'

Erdinç Varlıbaş, "İlkokul 5'ten beri gözümde başka meslek yoktu. Çünkü hayatımı h,ep o şantiyelerde geçirdim" diyor. En keyif aldığı zamanların şantiyeye dışarıdan yemek ısmarladıkları ve hep birlikte yedikleri anlar olduğunu belirten Varlıbaş, inşaatlarında çivi toplayıp sonra bunları düzelterek babasına satıp harçlık alırmış. Varlıbaş, "Bugün çevreye duyarlı, yeşil projeler inşa ediyoruz ama ben geri dönüşüme o zamanlardan başlamışım" diyerek gülümsüyor. Yönetici olduktan sonra da çalışan memnuniyetini önemsediğini kaydeden Varlıbaş, "Ortalama 10 yıl çalışılıyor bizim şirkette. Sirkülasyon yok denebilir. Bu da mutlu olduklarının göstergesi. Ufak tefek kazalar oluyor bazen ve onları ziyaret ediyoruz. Yaralanan işçimiz olursa mutlaka ziyarete giderim. Tekirdağ'a gittik geçenlerde bizzat ben ve şirketten 4 arkadaşım gün be gün hal hatır sorduk. Çok memnun oldular."
Menekşe Ataselim/Habertürk