Erozyon evleri turizme hizmet edecek
Gındam Yaylası'ndaki 12 evin restore edilerek, turizme kazandırılacağı bildirildi
Konya'nın Karapınar ilçesindeki erozyon sahası içerisinde bulunan ve 50 yıl önce rüzgar erozyonu
nedeniyle boşaltılmak zorunda kalan Gındam Yaylası'ndaki 12 evin restore edilerek, turizme kazandırılacağı bildirildi.
Konya Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürü Çetin Palta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enstitünün kuruluşunun 1950'li yıllara dayandığını söyledi.
Enstitü olarak Karaman, Konya, Niğde, Aksaray, Burdur ve Isparta illerindeki toprak ve su ile ilgili konularda ortaya çıkabilecek sorunlara çözümler üretmeye çalıştıklarını ifade eden Palta, bunun yanında yeni teknolojilerin çiftçiye aktarılması konusunda hizmetler verdiklerini belirtti. Palta, ayrıca Karapınar'da 1950'li yıllarda ortaya çıkan rüzgar erozyonuyla ilgili çalışmalar yürüttüklerini, erozyon sahasında 87 bin dekarlık alanda koruma ve kollama faaliyetleri sürdürdüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Karapınar'da 50'li yılların sonunda, 60'lı yıllara doğru özellikle iklim faktörü, toprak yapısı, makineli tarım, küçükbaş hayvancılığın yaygın olması, yanlış otlatma ve kullanılan tarım sistemleri, rüzgarın bir alanda etkili
olmasıyla rüzgar erozyonunu gündeme getirmiş. İnsanlar dışarı çıkamayacak duruma gelmiş, hayvan sürülerinde yer yer toplu ölümler gerçekleşmiş. Hayvancılıkla uğraşılan Karapınar'da bulunan çok sayıda yayladan biri olan ve erozyon tehdidi altında bulunan Gındam Yaylası da bu kapsamda 1960 yılında boşlatılmış."
FON ARAYIŞI SÜRÜYOR
Erozyon sahası içerisinde bulunan Gındam Yaylası'ndaki 12 evde yaşayanların göç ettikten sonra rüzgar erozyonun etkilerinin devam etmesinedeniyle bir daha geri dönmediğini anlatan Palta, buradaki evleri bir dönem
işçilerin şantiye olarak kullandığını ancak enstitü binasının yapılmasının ardından evlerin tamamen boşaltıldığını söyledi.
Palta, 2007 yılında başlatılan çalışmalarla, 50 yıldır kaderine terk edilmiş olan bu evlerde inceleme yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Burayı turizme kazandırmak, gelecek nesillere taşımak adına ne yapabiliriz diye düşündük. Daha sonra biz de burayla ilgili restorasyon yapma düşüncesi hasıl oldu. Selçuk Üniversitesinin tarih ve arkeoloji bölümündeki
akademisyenlerle inceleme yaptık. 'Buraya tarihi bir kimlik verebilir miyiz?' diye düşündük. Sonra burayı aslına uygun olarak restore etmek için bir proje hazırladık. Bu evleri aslına uygun restore ederek, yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açacağız. Yaklaşık 100 bin liraya mal olacağını düşündüğümüz projenin hayata geçirilmesi için fon arayışımız devam ediyor."
DÜNYADA İLK
Karapınar'daki erozyon sahasının, erozyonun dünyada tabii usullerle mücadele edilerek önlendiği ilk yer olma özelliğini taşıdığını da vurgulayan Palta, bu nedenle sahanın ve burada yer alan Gındam Yaylası'ndaki evlerin çok sayıda yerli ve yabancı bilim adamı ve araştırmacı tarafından ziyaret edildiğini bildirdi.
Bu nedenle evlerin restorasyonunu yaptıktan sonra turizme kazandırmayı planladıklarını anlatan Palta, bölgenin çok geniş bir alanda kurulduğunu burada kros, avlanma, kamp alanları, botanik bahçe oluşturma gibi düşüncelerinin de olduğunu ve bu konularda ilgililerle görüşmelerin sürdüğünü söyledi.
Erozyon sahasında derin kuyu pompalarıyla ağaçlandırma çalışmaları yapıldıktan sonra rüzgar erozyonunun durdurulduğunu dile getiren Palta, "Erozyon sahasında, erozyonun etkilerinin görülmesi mümkün ama alınan koruma tedbirleri, kontrollü tarım sistemleri ve ağaçlandırmanın devam etmesi nedeniyle şu anda
erozyonla ilgili bir problem yaşamamaktayız" dedi.
Palta, erozyon sahası dışında kalan yerlerin rüzgar erozyonu açısından daha büyük risk teşkil ettiğine dikkati çekerek, uydu fotoğraflarından elde ettikleri bu verilerin erozyon sahasında ne kadar başarılı bir çalışma
yürüttüklerini gösterdiğini de sözlerine ekledi.
A.A