Etiler Polis Okulu arazisindeki rezidans için bilirkişi raporu geldi: Boğaziçi silüetini bozar!

İstanbul’un en değerli arazileri arasında yer alan Etiler polis okulu arazisinde yapımı sürdürülen Mandarin Oriental Otel’e ait rezidans inşaatının imar planlarına ilişkin davada bilirkişi raporu hazırlandı. 

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından açılan davada İstanbul 14’üncü İdare Mahkemesi, 4 Nisan 2023 tarihli ara kararıyla bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etmişti. 

Mahkemenin üyesi hakimin başkanlığındaki bilirkişi heyeti 28 Nisan 2023 tarihinde keşif yaptı ve incelemelerde bulundu. Raporun hazırlanması ve mahkemeye ulaşması 6,5 ay sürerken, bu süre zarfında rezidans inşaatı da devam ettirildi. 

BOĞAZİÇİ KANUNU'NDA YER ALAN YÜKSEKLİĞE UYULMADI 

Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre; teknik üniversitelerin harita mühendisliği ve şehir ve bölge planlama bölümlerinden öğretim üyeleri tarafından hazırlanan 59 sayfalık raporda bazı detaylar öne çıktı. 

Raporda, "Davaya konu planlarla “ticaret+ turizm”fonksiyonu verilen taşınmaza imar planıyla getirilen kararlar üst ölçekli plan kararlarıyla uyum göstermiyor. Taşınmazın etkilenme bölgesinde bulunması sebebiyle Boğaziçi Kanunu’nda belirlenen maksimum yapı yüksekliklerine dair hükümlere uyulmaması neticesinde çevre düzeni planının silüetle ilgili kararlarıyla çeliştiği ve planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık gösterdiği görülmektedir" ifadelerine yer verdildi.

Davalı tarafın, Boğaziçi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde yer alan ‘gerigörünüm bölgesinde taban alanı katsayısı (T.A.K.S.) azami yüzde 15 ve 4 katı, etkilenme bölgesindeyse gene T.A.K.S.’ı yüzde 15 ve 5 katı geçmemek şartı ile konut yapılabilir’ hükmüne atıfta bulunduğuna ve  ‘yükseklik şartının konut alanları için geçerli olduğu’ savını işaret ettiğine dikkat çekilen raporda, "Bu durum kanun hükmünün yanlış yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu kanunun amacı, Boğaziçi’nin değerlerini (Boğaziçi silüeti de bunlardan en önemlilerinden biridir) korumaktır. Kanun, ‘etkilenme bölgelerinde’ bina (konut değil) taban alanı ve yükseklik koşulunu tanımlıyor" denildi. 

Bunun kuşkusuz Boğaziçi silüetinin korunması amacıyla yapıldığının altı çizilen raporda, daha sonra bina yükseklik sınırlarına bağlı kalarak ‘konut’ yapılabilmesine izin verildiği, buradan hareketle de yükseklik şartının sadece konut alanlarına uygulanabileceği yorumunun yapılamayacağı belirtildi. 

Ayrıca, Boğaziçi silüetini etkileyecek olan yapı yüksekliğinin yalnızca yapılarından değil, tüm binalardan kaynaklanabileceğinin açık olduğu vurgulandı. 

BOĞAZİÇİ SİLÜETİ OLUMSUZ ETKİLENİR 

Plan ve plan açıklama raporunda Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a göre ‘fen ve sanat norm ve standartlarına uygun …’ usul ve esasların da belirtilmediğine dikakt çekilen söz konusu raporda, kanunun ve uygulama yönetmeliğinin ‘sosyal ve teknik altyapı alanlarının sağlanması’ hususlarının gözetilmediği ifade edildi. 

Raporda, Boğaziçi Kanunun 1’inci maddesinde bulunan ‘…İstanbul Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak…’ ifadesi çerçevesinde Boğaziçi silüetinin olumsuz etkileneceğinin düşünüldüğüne vurgu yapıldı. 

Ayrıca, dava konusu taşınmazın komşuluğundaki diğer yapı adalarıyla dengeli bir uyumluluk göstermediğinin değerlendirildiği bilgisine de yer verildi.

YAPILAŞMA KISITINA UYULMAMIŞ 

Etiler polis okulu arazisi için hazırlanan söz konusu bilirkişi raporunda, "‘Rezidans’ fonksiyonu Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesine göre, ‘yüksek nitelikli konut’ şeklinde tarif edilmiştir. Aynı yönetmelik kapsamında, ‘rezidans’ davaya konu ‘ticaret + turizm’ kullanımının bir alt fonksiyonu değildir. Davaya konu imar planlarının notlarının imar mevzuatına aykırı olduğu değerlendirilmiştir" denildi. 

Ayrıca, söz konusu arazinin doğal ve tarihi özellikleri sebebiyle korunması gerekli sit alanı olarak ilan edilen Boğaziçi alanında yer alması, Boğaziçi Kanunu’na göre ‘şehir merkezine bağımlı etkilenme bölgesi’nde olması ve belirli bir yapılaşma kısıtlılığının olmasına karşın bu hükümlere uyulmadığının da altı çizildi. 

Raporda, "Dava konusu plan değişikliğinde emsal değerine yer verilmemesi ‘uygulama imar planı dili’ açısından uygunsuzluk şeklinde düşünülmüş, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’yle çeliştiği değerlendirilmiştir. İmar planının genel yapısının, kapsadığı alanın nitelikleri ve çevrenin korunması gibi olgularla bağdaşmadığı ve üstün kamu faydası ilkesine aykırı olduğu düşünülmektedir" ifadelerine yer verildi. 

Söz konusu raporda, "Dava konusu imar planı ve plan notları Boğaziçi Kanunu, İmar Kanunu ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a aykırılıkları çerçevesinde kendi içinde çelişmektedir. Dava konusu taşınmaz Boğaziçi alanı etkilenme bölgesinde yer almasına karşın imar planında doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunması için bir yaklaşıma yer verilmemiştir. Plan raporunda yapı yüksekliği ve yoğunluk artışına neden olacak tespit ve sentez süreçleri yer almamıştır Çevresindeki mevcut yapı dokusu ile uyumluluk arz etmediği ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırı hükümleri nedeniyle kamu faydası ve planlama esasları ilkelerine uygun değildir. İnceleme, araştırma, etüt ve eşik analizi çalışmalarının gerçekleştirilmediği ve bu nedenle şehircilik ilkelerine uygun olmadığı belirlenmiştir" bilgilerine yer verildi. 

TMMOB'un imar mücadelesinde sona gelindi!  İzmir  Çeşme Projesi'nde tarım alanları imara açılmayacak!

Emlak Konut GYO'nun Göktürk projesi iptal edildi! 2 milyar TL'lik dev proje için şok karar!

Emlak Konut GYO Malatya Merkez 1. Etap 1. Kısım ve 2. Etap 1. Kısım deprem konutları için imzalar atıldı!