Ev kiraları cep yakıyor!
Dünya Gazetesi köşe yazarı Şeref Oğuz bugünkü köşesinde ev kiralarındaki fahiş yükselişleri kaleme aldı. İşte Şeref Oğuz'un 'Kira zulmünün önüne kim, nasıl geçebilir?' başlıklı yazısı...
Ev kiraları sorunu büyüyor. Üniversitelerin eğitime başlayacağının duyurulmasıyla, öğrenciler kiralık ev arayışlarını artırdı. Yükselen kira fiyatları ve artan fiyatlar sebebiyle ev bulmak gün geçtikçe zorlaştı. Peki kira fiyatları için ne gibi önlemler alınabilir?
Kira fiyatlarıyla ilgili çözümleri sıralayan Şeref Oğuz, 'Kiralarda adaletsizliğin önüne yasaklamalarla geçilebilir mi?'sorusunun da yanıtını verdi. İşte Şeref Oğuz'un kira fiyatlarını değerlendirdiği o yazısı...
Sebepleri sorgulamazsan, sonuçlarla boğuşmak zorunda kalırsın. Tıpkı gıda ve kira teröründe olduğu gibi… Enflasyonun ahlak çözücü etkisinin de yardımıyla bugün kiralar, misliyle artmış durumda ve tıpkı gıdada olduğu gibi sorunun çözümünü esasta değil gölgelerde arıyoruz.
“Gölgeyi kovalarken dikkat et” der Ezop; “aslını yitirebilirsin…” Kirada durum tam da bu olmuştur. Günlerdir ev arayan öğrencilerin kapı kapı kiralık dilendiği haberlerini izliyoruz. Aldıkları cevap; “senin bütçene uygun olanı yok” ya da “elimizde daire kalmadı.”
Peki neden? Ya sonuçlara odaklanıp ev sahibini tamahkârlıkla suçlayıp işin içinden sıyrıldığımızı sanacağız. Ya da esnafı “fahiş fiyat ahlaksızı” diye tanıtıp market basıp, etiket döveceğiz. Gerçi bunları yapan, peşin, depozit yanı sıra emlakçı gibi davranıp bir de komisyon alanlar da var. “Enflasyona karşı kendimi koruyayım” diye gıdanın fiyatını katlayan da az değil.
MERKEZE DOĞRU ARGÜMANLARI KOYMALIYIZ
Temelde sistemin sorunları artık halı altına süpürülecek gibi değil. Bizler müteahhidi ortaya koyduk ve kiralık ya da ev arayanı, bankayı, belediyeyi, kamuyu, yasaları ona hizmet için pozisyonladık. Geldiğimiz nokta, 20 yılda 350 milyar doları betona gömmek oldu, sonuç ortada…
Oysa merkeze, kiralık ev arayan öğrenci veya ev arayan karıkocayı koysak, onları çeperine müteahhidi, belediyeyi, bankayı, kamuyu, yasaları koysak? TOKİ’nin zihin yapısını buna dönüştürmedikçe öğrenci kira zulmüyle boğuşmayı sürdürecektir.
İKİ SORU CEVAP
Kiralarda adaletsizliğin önüne yasaklamalarla geçilebilir mi?
Cumhurbaşkanı; “adaletsizlik, suistimal varsa bu zulmün önüne geçeceğiz” diyor. Peki, ama nasıl? “Bakan arkadaşlar” ile geldiğimiz nokta ortada… Ekonomik çözümler yerine zaptiye tedbirleriyle bu sorunları çözmek mümkün değil.
Pandemi var ve olağanüstü bir süreç yaşanıyor. Kira sorunu geçici bir dönem değil mi? Abartılıyor olamaz mı?
Sorunu abartıyor muyuz? Böyle suçlanıyor kira ve gıda haberleri… İyi de biz değil, kiralar, gıdalar abartıyor ama onların da sorunu; döviz, faiz, enflasyon… Kiralanabilir ev üretmezsen, öğrenci ortada kalır, kiralar yüzde 150’ye varan artışlar yaşar, sen de “zulüm” der geçersin de geçmiyor bu zulüm.
KİRALIK EV ÜRETMEK MÜMKÜN MÜ?
İktidar Partisi, kiralık ev üretme konusunda teklif hazırlamış. TOKİ, satmak için değil de kiraya vermek için konut üretsin, özel sektör de kiralık konut işine girerse teşvik görsün kabilinden… Bir bakıma ev sahibi olamayanlara lojman veya yurt temin edilmesi düşünülüyor.
Bundan 70 yıl önce İstanbul’da apartman dairesi sıkıntısı yaşandığında kamu, akaretler üretmişti. Akaret yani kira getirsin diye konut yapmıştı. Hatta Beşiktaş’ta bir semtin adı da budur ve Laleli’deki Tayyare Apartmanları da bu amaçla üretilmişti. Fakat işe yaramadı, imtiyazlı kiracılar oluşturdu.
Sorunun özünde konutu kimin için ürettiğin felsefesi yatıyor. Eğer hali vakti yerindekiler için TOKİ’leşirsen öğrenci veya dar gelirlinin oturamayacağı konutlar üretirsin. Eğer sosyal konutu murat edersen, kiralanabilir, satın alınabilir konutlar üretirsin.
Konut kiralarındaki artış küresel problem oldu!