Genel

Ev sahipleri dikkat: Çürük olduğunu gizleyene hapis cezası var!

İzmir'de yaşanan depremde yıkılan binaların müteahhitlerine yönelik başlatılan soruşturmada gözaltına alınan 9 kişiden 7'si tutuklanırken, hukukçular ise hatalı yapım ve eksik malzeme kullanımından kaynaklı yapıda yaşanacak yıkımlarda sorumluluğun inşaatın yapımını üstlenen kişi ve kurumda olacağını

İzmir'de yaşanan depremde yıkılan binaların müteahhitlerine yönelik başlatılan soruşturmada gözaltına alınan 9 kişiden 7'si tutuklanırken, hukukçular ise hatalı yapım ve eksik malzeme kullanımından kaynaklı yapıda yaşanacak yıkımlarda sorumluluğun inşaatın yapımını üstlenen kişi ve kurumda olacağının söylüyor.

Yeni Şafak'tan Kenan Biter'in haberine göre; bu durumda kişilere verilecek cezanın da taksirle ölüme sebep olmaktan 15 yıla kadar hapis olduğuna vurgu yapan hukukçular, çürük olduğu belirlenen binalarda yapılacak satış ve kiralamalarda bu durumun gizlenmesi durumunda ise hileli işlemden 5 yıla kadar hapis cezasının gündeme gelebileceğini kaydediyor. 

İzmir’de 30 Ekim'de gerçekleşen ve 15 şehirde hissedilen depremde 115 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişinin tedavisi ise devam ediyor. 

6.6 büyüklüğündeki depremin ardından arama kurtarma faaliyetlerinin sona ermesiyle birlikte bölgede yıkılan binaların enkazları da kaldırıldı. Yıkılan binalar için ortaya atılan kolon kesme ve hatalı yapım iddiaları üzerine aralarında müteahhitlerin de olduğu 9 kişi geçtiğimiz günlerde gözaltına alınırken, şüphelilerden 7'si ise çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 

Konuyla ilgili yenisafak.com'a konuşan hukukçular ise; hatalı ve eksik malzeme kullanımından kaynaklı olası bir depremde veya farklı bir nedenden ötürü binalarda meydana gelebilecek yıkımlara ilişkin sorumluluğun yapımı üstlenenlerde olduğunun altını çizerken, depremden sonra yıkılan binalarda meydana gelen ölüm ve yaralanma olaylarında taksirle öldürme veya taksirle yaralama suçlarının söz konusu olacağını belirterek alınacak cezayı işaret ediyor.

SORUMLULAR ORTAYA ÇIKARILMALI

İzmir depremi sonrasında, aynı sokakta bulunan bazı binaların yıkıldığının bazılarının ise tek bir çatlak dahi olmadan depremi atlattığının görüldüğünü, o yüzden bu durumun sebeplerinin hukuki olarak incelenmesi ve varsa sorumluların ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Avukat Burak Alcan, ''Deprem sebebiyle yıkılan binalara ilişkin müteahhitlerin ve varsa diğer sorumluların cezai ve hukuki sorumluluklarının doğması, söz konusu binaların hukuki normlara tam uygun şekilde yapılmamış olmasına bağlıdır. Binanın inşa edilmesinden sonra ise fenni şartlarına zarar verecek aykırılıkların meydana getirilmiş olması ise ayrı bir sorumluluğu gündeme getirmektedir.'' dedi.

BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMALI

Deprem neticesinde meydana gelen zarardan müteahhidin ve ilgililerin sorumluluğunun ancak kusurları oranında söz konusu olabileceğine de değinen Alcan, ''Eğer bina yapıldığı dönem itibariyle yasal yükümlülüklere uygun malzeme ve teknikle, yapı ruhsatına uygun olarak inşa edilmişse, inşa faaliyetini yerine getirenler bakımından özen yükümlülüğüne aykırılıktan bahsedilemeyecek ve ceza sorumluluğu gündeme gelmeyecektir. Bunun tespiti için yıkılan binalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, binada kullanılan malzemelerin ve tekniğin yeterliliği araştırılmalı, fiilin gerçekleştiği tarihteki yapı inşa mevzuatının gereklilikleriyle karşılaştırılmalıdır.'' diye konuştu.

Binanın inşası bakımından eksik görülen hususların tayininin, binanın inşasının gerçekleştiği dönemin teknikleri ve yasal yükümlülükleri çerçevesinde araştırılması gerektiğine de vurgu yapan Alcan sözlerini şöyle sürdürdü;

''Burada binanın inşası sırasında görev alanların ceza sorumluluğunu gündeme getirecek husus, ilgili görevlinin gerekli özeni göstermemesi ve bu özensizliğin neticenin, yani binanın yıkılmasına katkı sağlaması, yani netice bakımından nedensel bir etki göstermesidir. Dolayısıyla, şayet binanın yapımında bir kusur var ise salt binanın yapımı sırasında görev almak ceza sorumluluğunu gündeme getirmeyecek, yerine getirilmeyen, eksik bırakılan hususun neticenin gerçekleşmesine katkısı araştırılarak sorumlular belirlenecektir.''

Bina yükümlülüklere uygun inşa edilmesine rağmen, sonradan binanın inşasının ardından binanın sağlığına etki edecek faaliyetlerin gerçekleştirilmesinin (örneğin işyeri tadilatı sırasında taşıyıcı kolonların kesilmesi) de, şayet binanın yıkılmasına katkı sağlamışsa ceza sorumluluğunu gündeme getireceğinin altını çizen Alcan, bu durumun binanın yapımı sırasındaki kusurlarla birleşmesi halinde her sorumlunun meydana gelen neticeden kusuru oranında sorumlu olacağını belirtti. 

MÜCBİR SEBEP KAPSAMINA GİRMEZ

Deprem sebebiyle binalardaki yıkılmaların neticesinde meydana gelen can kaybı ve yaralanmaların mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesinin de söz konusu olmayacağının altını çizen Alcan, "Zira bir binanın inşası sırasında, binanın sağlamlığı bakımından esas alınan en önemli dışsal etki depremdir. Dolayısıyla deprem belirli bir şiddete kadar, binanın yapımı sırasında dikkate alınan bir ihtimal olduğundan, sadece depremin gerçekleşmesi nedeniyle sorumluluğun ortadan kalktığını iddia etmek mümkün değildir." dedi.