Ev sahipleri ve kiracılar dikkat! Sözleşme deyip geçmeyin!
Ev sahibi ve kiracı arasında yapılan sözleşme kapsamında çok çeşitli hukuki durumlar bulunuyor. Avukat Önder Durdu, kira sözleşmesinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı. Peki kira sözleşmesi nasıl hazırlanmalı? İşte detaylar...
Mal sahibi kiracı ilişkisinde çok çeşitli hukuki durumların olduğunu belirten Avukat Önder Durdu, bunlar arasında konut kiralamalarına dayalı konuların ön plana çıktığını vurguladı. Yeni Akit Gazetesi'nde yer alan habere göre, ev sahibi kiracı ilişkisinin sözleşme ile başladığına dikkat çeken Durdu, yaşanabilecek hukuki süreçleri ve uyarılarını şu şekilde açıkladı:
Adres doğru yazılmalı
Kira hukuku, bir kira sözleşmesi ile başlar. Kira kontratı yazılı düzenlenmeli. Kira kontratında, kiralanan konutun adresinin, özellikle daire numarasının doğru yazılması önemli. Zira bu konu su, elektirik, doğalgaz abonelikleri süreçlerinde sıkıntıya neden olabileceği gibi, yasal yollara başvurulması aşamalarında da önemli.
Şartlar açıkça belirtilmeli
Kira kontratını imzalayan kişilerin, imzaya hak ve yetkisi bulunan kişiler olmaları önemli bir unsurdur. İmza hak ve yetkisine sahip olmayan kişiler tarafından atılmış olan imzalar bilhassa hukuk süreçlerinde çok ciddi olumsuzluklara sebep olabilmekte. Yine kira kontratının koşullarının açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerekmekte. Örneğin, kira bedelinin ne kadar olduğu, net mi brüt mü olduğu, kira bedellerinin hangi tarihte, hangi banka hesabına yatırılacağı, kira artışlarının ne zaman ve neye göre yapılacağı, mecur ile birlikte hangi eşyaların kiracıya teslim edildiği, konutun hangi koşullarda kiracıya teslim edileceği, konutun ne amaçla kim tarafından kullanılacağı, alt kira – kısmen başkasına kiralama gibi hakların tanınıp tanınmadığı, depozito alınacaksa depozito miktarının ne olduğu, depozito olarak alınan meblağın ne şekilde muhafaza edileceği, hangi koşullarda depozito meblağının mal sahibi tarafından kullanılabileceği, kiracının tadilat ve düzenleme hakkının olup olmadığı, kiracının ne koşullarda evi mal sahibine teslim edeceği gibi hususların kira kontratında açıkça belirtilmesi gerekli. Bir kira kontratında bulunması gereken unsurlar bunlarla sınırlı değil. Bu nedenle, bir kira kontratının imzalanması aşamasında, mutlaka bir hukuk danışmanından görüş alınması gerekiyor.
Haksızlıkları önlemenin yolu
Konut kiralamalarında en çok yaşanan sorunlardan biri de mal sahibinin haksız bir şekilde kiracıyı evden çıkartmaya çalışması ve bunun sonucunda yaşanan sorunlar olduğunu belirten Önder Durdu, “Bu konu çokça gündeme geliyor. Ancak benim burada dikkat çekmek istediğim konu, tabir yerindeyse madalyonun diğer yüzüdür. Bir tarafta mal sahipleri tarafından mağdur edilen kiracılar varken, diğer tarafta da amiyane tabir ile malıyla dert sahibi olan mal sahibi vardır. Zira; kiracı, bir kira kontratı kapsamında kullanmaya başladığı konutu, amacının dışında kullanabilmekte, mala zarara verebilmekte, kira borcunu düzenli olarak ödenmeyebiliyor. Bu ve benzeri durumlarda, mal sahibinin haklı sebeplerle kiracının tahliyesini istemesi gündeme geliyor. Ancak ne yazık ki, hukuk sistemimizde, kiracının haksız olduğu gün gibi ortada olsa bile bir kiracının mecurdan tahliyesi, aylar hatta yıllar almaktadır. Genel mahkemelerdeki yargılamalarda ilk duruşmaların yapılması 3-4 ayı bulmaktadır. Dosyanın karara çıkarılması ise çoğu zaman bir yılı aşmaktadır. Buna bir de istinaf ve Temyiz süreçleri eklendiğinde, yargısal süreçler çekilmez bir hal almış oluyor maalesef. Yargısal sürecin uzamasından kaynaklı belirsizliğin oluşturduğu sıkıntının yanı sıra kiracının çoğu zaman yargılama sürecini bahane ederek kira borcunu hiç ödememe yoluna gitmesini de eklediğimizde, kiracı mal sahibi ilişkisindeki mağdurun – hak kaybına uğrayan tarafın çoğu zaman kiraya veren – mal sahibi olduğu anlaşılmaktadır’’ şeklinde konuştu.
Mal sahiplerine uyarı
Avukat Durdu şu detayı vurguladı:
Kiracı mal sahibi ilişkisinde zayıf taraf kiracı olduğundan hukuk sistemi tarafından kiracının korumaya alınması normal. Ancak şu da bir gerçektir ki, maalesef hak kaybı yaşayan taraf, çoğu zaman mal sahipleri olmaktadır. Avrupa’da bazı ülkelerde, kira ilişkilerinde kamu kurumlarının çoğu zaman üçüncü taraf olarak yer aldığı; mal sahibi açısından kiranın ödenmesini garanti ettiği, kiracı açısından da belli bir süre sorun yaşanmaksızın konut ihtiyacının giderilmesi durumunu garanti ettiği biliniyor. Bu hususa ilişkin ayrıntılar belki başka bir çalışmanın sohbetin konusu olacak nitelikte. Şunu söylemekle yetineceğiz ki, kiracı mal sahibi ilişkisinde kamunun 3. bir taraf olarak bu sürece dahil olması, karşılıklı hak ve menfaat dengesinin sağlanması açısından hayati düzeyde önemlidir.
Kira sözleşmesinde dikkat edilecek hususlar nelerdir?