Evtiko, ev satma deneyimini dijital çağa taşıyor!
Sina Afra, Türkiye’de dijital girişimci dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olarak belirtiliyor. Markafoni, Zizigo, MissPera gibi 20’ye yakın dijital girişimin kurucusu olan Sina Afra’nın son girişimi Evtiko, ev satma deneyimini dijital çağa taşıyor.
“Evinizi 3 günde araba satar gibi satmak istiyorsanız, sizi bekleriz” diyen Sina Afra ile, Dünya Gazetesi yazarlarından Didem Eryar Ünlü girişimciliği konuştu. İşte, o yazı..
“Evtiko, İstanbul’da 2017’de faaliyete geçti. Ev alıp satmanın çok daha kolay olması gerektiğine inandık ve gayrimenkul sektörüne, teknoloji altyapısını kullanarak yenilikçi bir bakış açısı getirmeyi amaçladık. Ev satışını tamamen değiştiriyoruz. Siteye girip, evinizin bilgilerini paylaşıyorsunuz. Biz 24 saat içinde size geri dönüyoruz ve teklif vereceğiz ya da vermeyeceğiz diyoruz. Örneğin evinizin değeri 100 TL; biz size tüm masraflar içinde 93 TL veriyoruz. Kabul ettiğiniz taktirde, bize verdiğiniz bilgileri doğrulamaya bir kişi geliyor. Üç-beş gün içinde evi satmış oluyorsunuz. Evi yeniliyoruz ve 100-102 TL’ye satışa sunuyoruz. 90-100 gün içinde satışı gerçekleştiriyoruz. Bizden satın aldığınız evi, isterseniz. 12 ay içinde geri verebiliyorsunuz. Bu sene ilk üç ayda 50 ev aldık-sattık. Bize günde 100 ev, ayda 3 bin ev geliyor. Sadece İstanbul’daki ikinci el evlerle ilgileniyoruz. İstanbul’da ayda 10 bin ikinci el ev satışa sunuluyor. Bunun yüzde 30’un bize geliyor. Biz de bize gelen evlerin yüzde 7-8’ine teklif veriyoruz. Tarihi mülklerle,1 milyon TL üstü evlerle ilgilenmiyoruz. Evini altı ayda değil de, üç günde satmak isteyen insanlar bizi tercih ediyor.”
Emlak değil, teknoloji şirketiyiz
“Aslında biz bir teknoloji şirketiyiz. Bize her gelen evi, algoritmalar sayesinde görmeden değerlendiriyoruz. Bu evler sisteme giriyor ve otomatik değerlendirme süreci başlıyor. İşin püf noktası evi görmeden değerlendirmek. Bunun için de elimizdeki datayı kullanıyoruz. Değerleme şirketlerinden, seri ilan sitelerinden gelen bilgilerle ‘big data’ oluşuyor. Değerleme sonrası, kriterlerimize uyan evleri belirliyoruz. Hayatına hızlı çözüm isteyen bir profili seçiyoruz.”
Yurtdışında çok hızlı büyüyoruz
“Öz sermaye olarak 35 milyon TL yatırım aldık. 60-70 milyon TL’lik banka kredileri ile birlikte 100 milyon TL’lik bir hacimle hareket ediyoruz. Evtiko’nun en büyük yatırımcısı benim. Şu sıralar Avrupa için bir tur yapıyoruz. Hedefimiz 100 milyon euro. Şubat ayından bu yana Madrid’de Tiko markası ile hizmet vermeye başladık. İstanbul’dan üç kat hızlı büyüyoruz. Madrid daha ufak bir şehir. Günde 20 ev geliyor, 5 teklif veriyoruz. Mayıs sonu Milano’da hizmet vermeye başlayacağız. Teknoloji hazırlığı sürüyor. Yaz sonu da Amsterdam’da başlıyoruz. 10 şehirlik bir planımız var. Teknolojiye çok yatırım yaptık. Telefondan tüm operasyonları takip ediyoruz. İstanbul’da 24 kişilik bir ekibimiz var. İspanya’da 6 kişiyiz. Finansman ve teknoloji altyapısını Türkiye’de tutacağız. Yurtdışında 6 ila 10 kişilik ekipler olacak. İnsandan çok, teknoloji üzerinden çözüm üretmeye çalışıyoruz.”
Kimin iyi olduğuna tüketici karar versin, siyasetçi değil
“Airbnb, uber gibi yenilikçi iş modelleri, geleneksel sektörleri tehdit etmiyor aslında; tüketiciye yeni bir alternatif sunuyor. Her iki iş modelinin de yaşam hakkı çok büyük. Örneğin ben metrodan indiğimde sarı taksiye binerim, çünkü sarı taksi metronun önünde bekler. Ama akşam evden bir yere gideceksem Uber’i çağırırım, çünkü daha keyifli oluyor. Ben tüketici olarak seçim şansına sahip oldukça, bu güzel bir şey. Bizim yaptığımız işte de, sonuç olarak tüketici bir karar veriyor. 100 TL’lik evimi 100 TL’ye satarım ve bu altı ayımı alır. Ya da 100 TL’lik evimi 92-93 TL’ye satarım ve parayı yarın alırım. Bu tüketicinin tercihi. Bu süreçte, Airbnb tüm otelleri ele geçirecek anlamına gelmiyor. Her ikisine de yer var. Ayrıca bu yenilikçi iş modellerinin getirdiği rekabet, kalitenin artmasını sağlıyor. Ama önemli hangisinin iyi olduğuna tüketici karar versin, siyasetçi karar vermesin. Bazı ülkeler, bazı şehirler Uber’i yasakladı. Uber Münih’te var, Berlin'de yok. Ülke olarak Fransa’da yok.”
Türkiye'de girişimcilik yükselen bir değer
“Gençler sosyal girişimciliği seviyor. Hem para kazanalım hem fayda yaratalım istiyorlar. Bu kalıcı bir trend. Aslında sosyal girişim, geleneksel girişimcilikten çok farklı değil. T-shirt satalım değil, t-shirt tasarımını Suriyeli mültecilere yaptırıp öyle satalım, onlara da fayda sağlayalım diyorsunuz. Türkiye’de girişimcilik yükselen bir değer. Ben üniversitedeyken girişimcilik diye bir opsiyon yoktu. Hiçkimse bana büyüyünce girişimci ol demedi, doktor ol, avukat ol denildi. Bugün gençlerin bir bölümü girişimciliğin bir yaşam biçimi olduğunu özümsemiş durumda. 10 sene önce girişimci kelimesi bile yoktu. Yaşlılar müteşebbis derdi. Bugün girişimcilik hızla yükseliyor.”