Faik Açıkalın: Türkiye'de konut balonundan bahsetmek doğru olmaz!
Yapı Kredi Üst Yöneticisi Faik Açıkalın, bankacılık sektörü için 2015 yılının hem kredi büyümesi hem kârlılık olarak 2014'ten daha iyi bir yıl olmasını beklediklerini söyledi. Açıkalın, "Türkiye'de konut balonundan bahsetmek doğru olmaz" dedi.
Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Faik Açıkalın, Yapı Kredi'nin 70. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Türkiye'de konut balonundan bahsetmek doğru olmaz"
Açıklamaları sırasından konut kredileri ve geri dönüşlerle konut sektöründe balon tartışmalarına değinen Açıkalın, etraftaki inşaatlar çoğaldı acaba burada bir balon mu oluşuyor diye düşünmenin bilimsel olmadığına dikkati çekti.
Açıkalın, depreme yönelik konut yenileme ihtiyacı olduğunu ve konut arzının konut talebinin çok üstünde olmadığı varsayımı ile konuştuğunu belirten, "Türkiye'de bugün itibariyle bir konut balonundan bahsetmek doğru olmaz. Son yıllarda konut fiyatlarında hızlı bir artış olsa da reel olarak bakıldığında bu artışın ilk göründüğündeki kadar yüksek olmadığı anlaşılıyor. Konut fiyatları/kira oranları/enflasyon artışı kıyaslaması da bu konuda şimdilik bir sorun olmadığını teyit eder nitelikte" dedi.
Konut kredilerinin geri dönüşlerinde de sıkıntı olmadığını ifade eden Açıkalın, konut kredilerinde takipteki kredi oranın sektör genelinde binde 5 gibi oldukça düşük bir seviyede olduğunu, Yapı Kredi’de ise bu oranın binde 3,5'le sektörün de altında olduğunu, bunun da Yapı Kredi’nin doğru aktif yarattığına, risk yönetiminde başarı gösterdiğini vurguladı.
"2015'in bankacılık sektörü için 2014'ten daha kolay olmasını bekliyoruz"
Faik Açıkalın, 2015 yılının Türk bankacılık sektörü için hem kredi büyümesi hem karlılık olarak 2014’ten daha iyi bir yıl olmasını beklediklerini ifade etti.
Gelecek yılın önemli riskleri olarak Fed'in beklenenden daha önce ve yüksek faiz artışı olasılığı, politik tansiyonda yükseliş ve jeopolitik risklerin artmasının sayılabileceğini anlatan Açıkalın, "Bizim yurt dışı fonlanabilirliğimizin probleme gireceğini düşünmüyorum. Ama maliyetler bir parça artabilir. Bu da kar marjlarını etkiler" dedi.
Açıkalın, makro konjonktür açısından 2015 yılı belirsizlikler içermekle birlikte Türkiye'nin doğru oynadığı takdirde diğer gelişmekte olan pazarlara göre cazibesini sürdüreceğini dile getirdi.
Açıkalın, gelecek yıl haziran ayında yapılacak genel seçimlerde de bugüne kadar olduğu gibi dengeleri bozacak bir harcama davranışına gidileceğini düşünmediğini ifade etti.
Açıkalın, bankacılık sektöründe son aylarda kredi büyümesinde sınırlı da olsa bir toparlanma gözlemlediklerini, ticari krediler büyümenin lokomotifi olmaya devam ettiğini, tüketici kredilerinin sınırlı olarak toparlanırken kredi kartlarında ise daralmanın devam ettiğini söyledi.
Açıkalın, sektörde varlık kalitesinde ticari, kurumsal, KOBİ segmentlerinde bir bozulma gözlemlemediklerini söyledi.
Bu segmentlerde takipteki kredi oranının Merkez Bankası’nın son güncel verilerine göre yüzde 2,4 seviyesinde olduğunu ve bunun da 2013 yıl sonundaki yüzde 2,5 seviyesinin altında kaldığını vurgulayan Açıkalın, "Ancak tabii ki burada son birkaç çeyrektir artan 'yeniden yapılandırılan krediler' rakamlarına dikkat etmek gerekir. Bireysel ihtiyaç kredileri ve kredi kartlarında ise sınırlı bir bozulma görülüyor. Bireysel ihtiyaç kredilerinde takipteki kredi oranı yıl sonundaki yüzde 3 seviyesinden yüzde 3,6 seviyesine yükseldi. Kredi kartlarında ise yıl sonundaki yüzde 5 seviyesinden yüzde 6,4 seviyesine bir artış var. Önümüzdeki dönemde sınırlı bir miktar daha yükseliş yaşanmasını bekliyoruz. Ancak bu yükselişe rağmen takipteki kredi oranlarının 2009 kriz seviyelerinin oldukça altında kalacağını düşünüyoruz" dedi.
"KOBİ'lerin yüzdesel büyümesinin daha fazla olacağını öngörüyoruz"
Faik Açıkalın, orta ve uzun vadede karşılıklı katma değer yaratabilecekleri segmentlere ağırlık vereceklerini dile getirerek, "Nedir bu segmentler? Proje finansmanıdır. Bu konuda çok ciddi uzmanlaşmamız var. Türkiye'deki önemli projelerin finansörü olduğumuz gibi bu projelerin şekillenmesinde danışmanlık yapacak kadar uzmanlaştık. İkincisi kurumsal ve ticari firmalar olabilir. Çünkü bu firmalar büyümenin önemli lokomotiflerindendir. Çünkü KOBİ'ler tek başlarına büyümeyi destekleyecek kapasitede değildir. Dolayısıyla ticari ve kurumsal firmalar büyüyecek ki onların alt bayileri, tedarikçileri olan KOBİ'ler de büyüyebilsin. Bu kapsamda KOBİ'lerdir büyüyeceğimiz alanlar. Tabii ki bireysel ve tüketici kredilerinde de olacağız" değerlendirmesini yaptı.
Bankacılık sistemi kredilerinden en az payı alan segmentin saydıklarının arasında KOBİ'ler olduğuna işaret eden Açıkalın, "KOBİ'lerin yüzdesel büyümesinin diğer segmentlere daha fazla olacağını öngörüyoruz. Türkiye'de finansal pazarlar derinleştikçe, muhakkak ki leasing ve faktoring, faizler düştüğünde portföy yönetimi ve yatırım şirketleri gibi faaliyet alanlarını pozitif etkileyecektir" dedi.
Murat Birinci-Mücahid Eker / AA