Fatih'te beş kişiye mezar olan ev, kentsel dönüşüm kapsamındaydı!
Fatihte 4 katlı binada yangın çıktı. Binada ilk gecelerini geçiren Abdullah Çelik (23), amca oğulları Şahin (19) ve Murat Çelik (15), teyzesinin oğlu İbrahim Yılmaz (18) ile Hacı adlı 1 kişi yanarak can verdi
Unkapanı Yavuz Sinan Mahallesi Atlamataşı Caddesi Küçükdolap Sokak’taki 4 katlı binanın çatısında dün sabah saatlerinde çıkan yangında beş genç yanarak öldü. Yangında Abdullah Çelik (23), amcalarının oğulları Şahin (19) ve Murat Çelik (15) ile teyzelerinin oğlu İbrahim Yılmaz (18) ile kimliği tespit edilemeyen bir kişi hayatını kaybetti. Eminönü Küçükpazar Küçükdolap Sokak’ta bulunan 4 katlı bir binada sabah 06.00 sıralarında çıkan yangında 5 kişi yaşamını yitirdi. Çıkış nedeni henüz belirlenemeyen yangında yükselen alevler, Beyoğlu’ndan da görüldü. Ölenlerin cesetleri Adlı Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Olayda yaralananlardan Kadir Kaya ve Gülsüm Şahin’in üçüncü kattan atladıkları için ayakları kırıldı. Kaya ve Şahin Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. İtfaiye ekiplerince merdiven ile çatı katından alınan diğer yaralılar Amin Bayramov ve Vahit Berksoy ise İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. En büyüğü 23’ünde Abdullah, Şahin, Murat, İbrahim... En büyüğü 23’ünde delikanlı, en genci 15 yaşında bir çocuk idi. Diyarbakır’ın Çınar köyünden iki kuruş ekmek parası kazanabilmek için geldikleri Fatih semtinde yanarak öldükleri 4 katlı binanın önündeyiz. Havada kesif bir yanık kokusu. Mahalleli gözlerini binaya dikmiş, içini çekiyor: “Yazık, çok da gençlermiş...” Yangının neden çıktığına dair çeşitli spekülasyonlar var. Kimine göre elektrikli ısıtıcıdan, kimine göre sobadan. Mahalle sakinleri ölen gençleri tanımıyor. Yalnızca Diyarbakırlı olduklarını ve Eminönü’nde komilik yaptıklarını duymuşlar. Yanımda bir grup adam, Kürtçe konuşuyor. Selam veriyoruz. Onlar da Diyarbakırlı. Yangını duyunca tanıdık çıkabilir diye koşup gelmişler. Yüzlerden düşen bin parça. Çınar köyünden akraba olan Mehmet Emel ve Şeyhmus Bozkurt, gençleri tanımıyormuş. Haberi radyoda dinlemişler. Biz onlara soruyoruz, onlar bize soruyor. 25 yaşındaki Mehmet, Eminönü’ndeki Hamdi Restoran’da çalıştıklarını duymuş sadece. Bilal Akbaş, yanan binanın bitişiğinde oturuyormuş. Sabah vakti feryat figan kopunca yatağından fırlamış. Hâlâ olayın şoku içinde olduğu gözlerinden okunuyor: ‘Daha çok yangın çıkar’ “Bağırışmalar duydum. Biri ‘Yangın var’ diye bağırıyordu. Can havliyle dışarı attık kendimizi. Bir kadının kendini pencereden attığını gördüm. Onun ardından da bir adam atladı.” Yavuz Sinan Mahallesi, Fatih’teki diğer semtler gibi İstanbul’da çalışmaya gelen gençlerin 4-5 kişilik gruplar halinde ev tuttukları yerlerden biri. Kiralar 150-200 lira arasında değişiyor. Boşalan dairelere “referans” verilerek tanıdıklar yerleştiriliyor. Yani mahallelinin deyişiyle “Biri gidiyor biri geliyor.” Diyarbakırlı gençler de alt katta oturan seyyar satıcılık yaparak incir satan çifti tanıyormuş. Beş gencin binadaki çatı katına yerleşmesi, ev sahibine telefon açarak rica eden kiracı çiftin onayı ile gerçekleşmiş. Ali Yıldız, yanmış binaya bakıp iç geçirdikten sonra “Doğu kökenli”lerin hep benzer binalarda oturduğunu söyleyip, “Daha çok yangın çıkar” diyor. Akrabalar taşınınca... Olay yerinde incelemeler devam ederken bina önünde Yavuz Sinan Mahallesi Muhtarı Hüseyin Öztürk’e rastlıyoruz. Hüseyin Bey, yangında üç oğlunu kaybeden Mehmet Çelik ile telefonda görüşmüş: “İstanbul’a gelemeyeceğini söyledi. Cenazaler Diyarbakır’a gönderiliyor. Kimliği henüz tespit edilemeyen gencin isminin Hacı olduğunu duyduk ama soyadını bilemiyoruz.” Muhtar, İbrahim ile Şahin’in yanarak öldükleri eve taşınmadan önce Hamdi Restoran’ın yatakhanesinde kaldıklarını anlatıyor. Diyarbakır’dan akrabalar gelince ise eve çıkmak istemişler. ‘Çocuklarımız gitti’ İbrahim Yıldız ve Şahin Çelik’in çalıştığı Hamdi restorandayız. Kapıdaki görevliye konuyla ilgili bir yetkiliyle görüşmek istediğimizi söylüyorum. “Acımız büyük” demekle yetinen adam önce izin vermiyor ama şansımızı denemek için yukarı çıkıyoruz. Gazeteden geldiğimizi gören üç beş garson bir araya gelerek fısıldaşmaya başlıyor. Şaşkın ve üzgün yüzlerinde konuşmak ister gibi bir ifade var fakat bakmakla yetiniyorlar. Yetkililerden Kerim Bey, görüşmeyi kabul ediyor. “Çocuklarımızı kaybettik, ne diyebilirim ki” diyor. Haberi aynı mahallede oturan çalışanlardan aldıkları gibi olay yerine gitmişler. Ardından aileye başsağlığı dilekleri için telefon etmişler. Kerim Bey, İbrahim ile Şahin’i işe alan kişi. Bir yıla yakın süredir Hamdi’de çalıştıklarını söylüyor. Asgari ücretle çalışan gençlerin “muhakkak sigortalı” olduklarını söyledikten sonra “gerekenin” yapılacağını eklerken, sözlerinin gideni geri getirmeyeceğini fark ederek gözleri boşlukta kayboluyor. Ekmek parası için köylerinden kopup gelen gençler bu binada can verdi. Yangın yerinde kesif bir koku, inceleme yapan görevliler ve meraklı bir kalabalık vardı. Bazıları “Yazık çok da gençlermiş” diye hayıflanıyordu. Kimse yardım etmedi pencereleri taşladım İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Azerbaycan uyruklu tıp öğrencisi Amin Bayramov, olayı anlatıyor: “Ranzada yatıyordum. Elim yanınca uyandım. Bütün ev, yorgan döşek yanıyordu. Yatağımdan fırladım ve kapıya yöneldim. Anahtarı bulamadım. Kapı yandığı için bu sırada elim yandı. Evden çıktım. Dumanlar vardı. Bina önünde 5-6 kişi vardı. Yardım istedim ancak kimse yardıma gelmedi. Her biri bir kova su getirseydi, yangın bu kadar büyümez, itfaiyeye de gerek kalmazdı. Camları taşlamaya başladım. Herkes uyuyordu. Binadakileri uyandırmaya çalıştım. Herkes kendini dışarı attı, bazıları çatıya çıktı. İtfaiye de haber verdim. Ellerimiz ile atlayanları tutmaya çalıştık polis ile birlikte.” Başkan Demir: İnsanın kalacağı bir yer değil Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, yangınla ilgili olarak şöyle konuştu: “Yangının çıktığı ev, kentsel dönüşüm projesi kapsamında olan bir yer. İnsanların kalabileceği türden bir yer değil. Yangının büyük ihtimalle elektrik kontağından çıktığı tahmin ediliyor. Kullanıcılar ile mülk sahibi arasında da bir kopukluk var, burada ne şekilde oturduklarına dair bir bilgi yok. Henüz yeni gelmişler.” Mahalle Muhtarı Hüseyin Öztürk ise, binada oturanların kayıtları olmadığını belirterek, “Daha dün gelmişler. Olay en üst katta meydana gelmiş. Kazanın sönmemiş sigaradan ya da sobadan kaynaklandığını düşünüyoruz” diye konuştu. İtfaiye Avrupa Müdürü Abdurrahman Yıldırım ise yangının ardından şu açıklamayı yaptı: “Yangında 5 kişi, maalesef yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenler önce dumandan zehirlenmişler, sonra da yanarak maalesef hayatlarını kaybettiler.” Burcu Karakaş / MİLLİYET