Galata'da blogger'lar için kafe açıldı!

Bundan birkaç yıl önce 73 yaşındaki babaannem bilgisayar kursunu bitirmiş, internetin nimetlerinden yararlanmak için bir diğer kursa yazılmıştı. Çok geçmeden kendine bir facebook sayfası, twitter hesabı açtı.. Bugün yurt dışında yaşayan amcamla internet üzerinden konuşabiliyor, günlük gazeteleri internetten takip edebiliyor. Hatta işi büyüttü, yapacağı yemeklerin tariflerinden bu yazın modasına kadar internet üzerinde kendi deneyimlerini yazan bloggerlar'ı takip ediyor. Günümüzde her kesimin gittiği bir kafe bar var. Blog yazarı ve eski gazeteci olan Mansur Forutan ve girişimci Tolga Ankan blogger'lar için bir kafe açtı. Galata'daki kafede blog yazarlan toplanıyor, toplantılar yapıyor, sayfalarını hazırlıyor.
Diledikleri gibi yazıyorlar

* İnternet dünyasında yaklaşık 140 milyon blogger var. Bu sayının sadece 900 bini Türkiye'de... Blogger'ın ne demek olduğunu bilmeyenler için açıklayayım. Bloggerlar bir internet sayfası açıyor, günlük tutar gibi ilgi alanına göre kendi sayfasında özgürce yazı yazıp internette yayınlayabiliyorlar. Çektikleri ya da bir başka internet sitesinden satın aldıklan fotoğraflarla da yazılannı süslüyorlar. Bir nevi bireysel yayınlarını internet aracılığıyla oluşturuyorlar... Kimi blogger, mutfaktaki maharetlerini sayfasından paylaşıyor. Yaptığı yemeklerin, tatlıların tarifini blog'una taşıyor, interneti az çok kullanan ev . hanımları bile yemek bloglarını okuyor, çocuklarına eşlerine blog yazarlarının yaptığı yemekleri pişiriyor. Kimi ise dünyayı geziyor. Gördüğünü, gözlemlediğini, anılarını fotoğraflarla sayfasında anlatıyor. Gezecek olan da, hayal etmek isteyen de gezi bloglarını takip ediyor. Bazısı teknoloji hakkında yazılar yazarken, modaya ilgisi olanlar da sezon trendlerini, yılın renklerini, moda dünyasındaki yenilikleri bloğuna aktanyor. Dileyen blog'unda futbol hakkında yazılar yazıyor, beğenilerini eleştirilerini, isyanını sayfasından duyuruyor. Taraftar, gazete, televizyon programı yorumunun dışında mutlaka birkaç blog'un fikrini almak istiyor. Yeni bir mekan mı açıldı, yeni bir ürün mü çıktı, bloggerlardan biri ya da birkaçı yeniliği sayfasına taşıyor. Gazetecilerin bile haber kaynağı olarak bloglan düzenli olarak takip ettiğini biliyorum.

Evlerinde gibi rahatlar
Toplumdaki etkisi azımsanmayacak kadar kuvvetli olan, her biri adeta bir yayın organı gibi çalışan bloglan markalar da çok geçmeden keşfetti. Reklam kampanyalarını bloglar üzerinden de yürütmek istiyorlar. Blog yazarlarıyla hiç denenmemiş projeler başlatmak için bir araya geliyorlar. Ancak internetteki nüfusu gün geçtikçe artan internet yazarlarına aynı anda ulaşmanın ve proje konuşmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz.

Genç girişimci Tolga Ankan ve eski gazeteci, blog yazarı Mansur Forutan bloggerlarla şirketleri bir araya getirmeyi amaçlamış. ,Galata'da 'Blogger's Base' adlı bir kafe açan ikili çeşitli markalarla bloggerlan Blogger's Base'de buluşturuyor. Markalar diledikleri zaman Blogger's Base'de etkinlikler düzenliyor, kampanyalarını belirli tarihlerde bloggerlar'a duyuruyorlar. Blogger's Base'in klasik bir kafe gibi mutfağı, masası, sipariş alan garsonları olduğunu düşünmeyin. Burası aynı zamanda bloggerlann yazılarını evlerinde gibi rahat yazabilecekleri bir ortam. Renkli rahat koltuklar, uzun çalışma masaları, hızlı internet bağlantısı sadece bloggerlar'ın rahatı için düşünülmüş. Saatlerce kimse bir şey yiyip içmiyor mu diye soruyorsanız. İşte cevabım: Blogger's Base'de Nero Cafe'.nin bir köşesi var. Bloggerlara ufak atıştırmalıklar, kahve, çay ve soğuk içecek çeşitleri sunuyor.

Herkese kapısı açık

Yazarlar Blogger's Base'i çalışma ofisleri olarak kullanıyorlar. Sabah açıldığı anda gelip yazılarını giriyor, telefon görüşmelerini yapıyorlar. Koltukta uzanıp kitap okuyan da, bir markayla köşede proje konuşanını da görüyorsunuz. İnternette ün sahibi olan bu yazarlar, Blogger's Base'i o kadar benimsemiş ki, kafeyi posta adresi olarak bile gösteriyormuş. Kafenin belirli köşelerinde ilgi çeken t-shirtler, tasanm çantalar da satışa sunulmuş. Tasarımlarının sahipleri moda bloggerlar'ı. İyi de bloğu olmayan bu kafeye gidemez mi Elbette gider. Hem de hiçbir ücret ödemeden saatlerce kalabilir... 
Posta/Merve Özaytekin