Sektörel

“Gayrimenkul mü üretim mi?” denklemine yeni bir yorum geldi!

“Gayrimenkul mü üretim mi?” denkleminde ibre gayrimenkulden yanayken Eroğlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, "Gayrimenkul artık üretim kadar iyi performans göstermiyor” sözleriyle değişimi anlatıyor

Ekonomi dünyasının en çok gündeme gelen tartışmalarından biri “İnşaat mı üretim mi?” konusu. Sermayedarların üretim yerine inşaat işine girmeyi tercih etmesi ekonomi için yapısal bir sorun oluşturuyor ve sık sık eleştiriliyor. En azından yakın döneme kadar böyleydi. Son dönemde gayrimenkul sektöründe iç piyasada beklenen talebin oluşmaması bu polemiği belli ölçüde rafa kaldırmıştı, bu durumu her iki alanda da yatırımları bulunan Eroğlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu “Herkes üretim bitti derken, üretim çok iyi hale geldi. Gayrimenkul ise üretim kadar iyi gitmiyor” diye anlatıyor. Colin’s, Loft ve Mexx markalarının sahibi, aynı zamanda başta İstanbul Seyrantepe’deki Skyland projesi olmak üzere pek çok gayrimenkul projesinde de imzası olan Eroğlu, Rusya’da da alanında en büyük oyunculardan. Eroğlu ile, hem Rusya’yı hem de 2016’da farklı sektörlerin nasıl performans gösterdiğini konuştuk: 


-2015 ve 2016 perfomanslarınıza bakınca “Gayrimenkul mü, üretim mi?” tartışması ne noktada sizce? 


Üretimde çok iyiyiz. Hatta enteresandır, “Türkiye’de üretim bitti” dendiği bir dönemde tam tersi oldu. Gayrimenkul sektörü üretim kadar iyi diyemiyoruz çünkü piyasa bozulduğu zaman ilk vazgeçilen şey gayrimenkul oluyor. Üretimde ise şu anda özellikle Avrupa’dan Türkiye’ye ciddi talep var.


-Asgari ücret, maliyetler artarken üretimdeki bu iyi performans nasıl oldu? 


2015’te üretim çok iyi bir yıl geçirdi. Beklediğimizin üstünde ciro yaptık, kârlar da beklediğimizden fazla oldu. Hem de hammaddeyi dolarla alıp, ürünü Euro ile satmamıza rağmen. Bence bunun arkasında 3 faktör var: İlki Avrupa’nın ekonomisi çok çok iyi değil, ama kötü de değil. Bunun bize yararı lojistikten dolayı Uzakdoğu’dan değil, Türkiye’den mal almayı tercih etmeleri. Yüksek adetleri yine oradan alıyorlar, ama moda ürünlerini, hızlı malları yine bizden alıyorlar. Bu bir artı. İkincisi Türkiye’de eskiden tekstil-konfeksiyon çok modaydı, çok üretici vardı. Tüm sektörlerden bu işe giren oldu. 2003 ve 2008’de kurların geri gelmesiyle onların çoğu kapanınca tekstil sektöründe üretici sayısı azaldı, ama niteliği arttı. Zayıfları azaldı ve güçlü imalatçılara alan açıldı diyebiliriz. Üçüncüsü yine parite bizim lehimize çalıştı. Avrupalılar malı Uzakdoğu’dan dolarla alıyorlar, bizden Euro ile alıyorlar. Uzakdoğulular dolardan vazgeçmezken, biz gerekirse İran parasıyla bile mal satarız. 


-Gayrimenkulde frene mi basacaksınız o zaman? 


Biz bu sektörde varız ve olmaya devam edeceğiz. Ama sektör nasıl orta hızla gidiyorsa biz de orta hızla gideceğiz. Bu yıl elimizde 2-3 proje var, onları yaparız. Ama çok iştahlı bir durum yok ortada.


‘İNŞAATTA ÇOK IŞTAHLI DEĞİLİZ AMA BIRAKMAYIZ’ 


-Gayrimenkulde yeni projeniz olacak mı? 


İstanbul’da bu sene ortaya çıkacak 2-3 projemiz daha var. 1’inin arazisini satın aldık, diğeri için görüşüyoruz. Çok iştahlı değiliz, ama sektöre devam ediyoruz. Şu an satışı devam eden tek Seyrantepe var. Seyrantepe’nin yabancı talebinin yüksek olması gibi bir avantajı var. Yüzde 70 yerli, yüzde 30 yabancı alıcısı oldu şimdiye dek. Bu oranın büyük çoğunluğu Suud. 


‘KUR GEÇEN SENE AĞLATTI BU SENE GÜLDÜRÜYOR’ 


-Kurlar bilançolarınızı nasıl etkiledi? 


Geçen sene çok ağlattı bizi kur. Bu sene ise yine kur nedeniyle bütçenin üstünde gidiyoruz. Çünkü kuru 3 bin 100’den almıştık, şu an 2 bin 800’de gidiyor. Rusya’da mesela 75–80’e çıkmıştı ruble, şu anda 65’lerde gidiyor. Son 2-3 aydır Rusya’daki işlerimiz daha da arttı. Kur böyle işte bir ağlatıyor, bir güldürüyor. 


MAĞAZA SAYISI 850 OLACAK


Mağazalaşmaya hız vereceklerini söyleyen Eroğlu, yıl sonunda Eroğlu Holding’e bağlı toplam mağaza sayısının 850’yi bulacağını dile getiriyor.


‘RUSYA ESKİ İŞLERE KARIŞMIYOR AMA YENİ İŞTE TOLERANS YOK’


-Rusya’da büyük oyuncusunuz, krizden sonra işleriniz etkilendi mi? 


Biz siyasetten çok rubleden etkilendik. Siyaseten etkisi şu, gümrükler yavaşladı. Ama biz oradaki evrak işlerini, gümrüğü iyi bildiğimiz için 10 günlük iş günlük iş oldu, daha fazla değil. Ama kur kaybından etkilendik. Yüzde 35-55 arası devalüasyon yönetilebilir bir pozisyondaydı, ama yüzde 70-80 değer kaybı öyle değil. Biz de kiracı olduğumuz AVM’lerle oturup anlaştık. Yüzde 60-70 arası kira indirimleri yaptılar. Biraz da biz kârlılıktan kıstık. Orada çok yerleşik bir firmayız, siyasi olarak fazla etkisi olmadı. Ama devalüasyonun şöyle bir sonucu da oldu: Avrupalılar Rusya’dan ürktü. 98’deki ticari krizde de Avrupalılar korkup geri döndüler. Biz tam tersi 2000’de mağaza artırdık. Şimdi de benzer durum var. Şimdi daha iyi yer buluyoruz. 


-Daha iyi mi oldu krizler sizin için? 


Daha iyi oldu diyemeyiz, ama dezavantajları varken, avantajları da değerlendirmeye çalışıyoruz. 


-Rusya’daki ticari gayrimenkullerin ucuzlaması nedeniyle böyle bir alım düşünür müsünüz? 


Yok. Biz daha önce alıyorduk ama artık almıyoruz. Yurtdışında inşaat işine girmeyi düşünmüyoruz. Rusya’da, başka ülkede iş yapmak da kolay değil. Yoksa biz oralarda arazi aldık. Ama bir kısmını sattık, bir kısmı duruyor. Gayrimenkul geliştirme işine girmeyi düşünmüyoruz. Bir de şöyle: eski işlerde Türklere bitirmesi için izin veriyorlar, durmasın diye ama yeni işlerde Türklere aynı toleransı göstermiyorlar.

'9 AY SONRA YENİ ÇOCUK YAPILMAZ'


-Yeni marka satın alması gündeme gelebilir mi? 


Biz Mexx’i büyütmek için uğraşıyoruz. Mexx’i aldık zaten, yeni marka satın almayı düşünmüyoruz. Markayı aldıktan sonra bir süre bakmak lazım. Bu şeye benzer, yeni bir bebek doğduktan 9 ay sonra bir çocuk daha yapmaya benzer. Yapılmaz değil, yapılır ama kim bakacak? Bir kere o çocuk büyüsün ondan sonra bakarız. 


-Perakende satışları nasıl gidiyor? 


2015 perakendede çok iyi geçti desek doğru olmaz. Adetleri yakaladık ama karlılık ve ciroda bütçemizin altında kaldık. Öte yandan 2016’ya iyi başladık. 2016’da tam tersi bütçemizin üstünde gidiyoruz, yılı da böyle tamamlamayı istiyoruz. Türkiye’de de böyle oldu. Ankara’da ve İstiklal Caddesi’nde patlayan bombaların ardından ilk gün satışlar neredeyse yüzde 50 düştü. Ama şu an eski sayılara ulaştık diyebiliriz.


'KÜÇÜK OKYANUS HİNDİSTAN'DA YÜZECEĞİZ'


-Yurtiçi-yurtdışı dengesi nasıl ve nasıl olmasını hedefliyorsunuz?


Holding cirosu 1.5 milyar dolar, bu yıl da bu seviyede kalır. Gayrimenkulü çıkarırsak yüzde 70’i dışarıdan geliyor. Yurtdışına Uzakdoğu’ya açılacağız, orada mağazalaşacağız. En büyük hedefimiz Hindistan. Araştırmalarımız var, inanılmaz bir pazar, perakende çok güçlü. Yerel ortakla mağaza açacağız. Çin daha içine kapalı olduğu için ticari olarak Hindistan’a göre daha zor bir pazar. Belki bize göre Çin biraz daha büyük okyanus geliyor, biraz daha küçük okyanusta yüzelim sonra açılırız diye düşünüyoruz.


Habertürk